Yok canım, yapmamıştır...
Kuranı Kerim’de nankörlük etmemek üzerine tam 33 ayrı ayet var.
Enfal suresi, birlik olun, çekişip birbirinize düşmeyin der.
Enbiya suresi vicdanlı, Nisa suresi merhametli, Nur suresi hoşgörülü olmayı öğütler.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okudu mu, okumadı mı tartışmalarına dair yazdım bu bilgileri.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu kurumun başında olan adam nankörlük etmez, insanları birbirine düşürecek cümleler kurmaz, hoşgörü üzerine kurulu dinimizin bu şekilde gündeme gelmesine izin vermez diye düşünüyor insan.
Diyanet İşleri Başkanı her şekilde Kuran-ı Kerim’i çoğumuzdan iyi biliyordur, yok yapmaz, yapmamıştır...
Her kurban bir gündem celladı oluyor
Öyle bir hale geldik ki her kadın kurban bir başka kadın kurbanın celladı oluyor istemeden.
Pınar’ın hepimizi isyan ettiren katli, HDP’li bir vekilin kendisine tecavüz ettiğini söyleyen kadını gündemden düşürdü.
Tecavüz mağduru olduğu söyleyen kadın da Ozan Güven’in sanığı olduğu şiddet davasını gündemden düşürmüştü.
Biz Pınar meselesini konuşurken, kocasının kıskançlık nedeniyle uykusunda boğarak öldürdüğü Bahar’ı hiç konuşamadık.
Koronavirüs öncesi, şubat ayında 22, koronavirüs kısıtlamaları altında geçen mayısta 21 kadın öldürüldü Türkiye’de.
Bunlar sadece öldürülen kadınlar, şiddet gören, cinsel saldırıya uğrayan, saldırılardan sağ kurtulanları konuşamıyoruz bile.
Kurbanlar arasında en vahşi cinayete kurban giden ya da sosyal medya fotoğrafları ve mesajları fazla olanlar gündemde kalıyor.
Maalesef geldiğimiz yer burası.
Acı ama gerçek...
CHP’yi yönetmek mi, ülkeyi yönetmek mi?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’yi yönetmek adına tam 6 kere Genel Başkan adayı oldu.
Ve fakat ülkeyi yönetmek adına, arada geçen iki seçimde de Cumhurbaşkanı adayı olmadı, başka adaylar çıkardı.
Kemal Bey, bu tavrıyla CHP’yi yönetmek Türkiye’yi yönetmekten daha mı zor demek istiyor acaba bize?
Aksi olsa, ülkeyi yönetmeye aday olmayacak biri neden ana muhalefet partisinin genel başkanı olmak istesin ki?..
Garantili iş var, okula giden yok...
Dün, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni Suat Arıkan’ı konuk ettim televizyon programımda.
Koronavirüs sonrası sanatı, pandemi sürecinde internet üzerinden çalışmaya devam eden bale bölümünü,
Hızla devam eden Atatürk Kültür Merkezi inşaatını, Talimhane’de gün sayan sahneyi,
Başta Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan olmak üzere, dünyada isim yapmış sanatçılarımızı konuştuk.
Pandemi sürecinin sanat eğitimine verdiği zararı konuşurken öğrendim, konservatuarların bale bölümünde erkek öğrenci sayısı yok denecek kadar azmış.
Komik aslında, mezun olduğunuzda garanti bir iş demek haline geldi bale bölümünde okumak ama okula giden yok.
“Erkeğe bale yakışmaz” diyenlerin haberi olsun, insana bale çok yakışıyor...
‘Ben adam olmam’
Ahmet Kaya’ya Magazin Gazetecileri Derneği gecesindeki saldırısı için özür dilemiş Serdar Ortaç.
Kamera karşısında özür dilemekle yeterli gelir mi, onca yaşananı onarmaya, hiç emin değilim.
Keşke eline bir demet çiçek alıp, kameraları peşine takmadan, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın yanına gitseydi.
Böylesi çok daha samimi ve inandırıcı olurdu.
Başlık, Serdar Ortaç’ın çıkardığı 2. albümün adı, birden aklıma geldi de yazdım...
