Türkiye ile Yunanistan arasında çatışma çıkabilir, savaş çıkmaz.
Daha doğrusu, çıkacak bir savaşta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çok hızlı ateşkes kararı alır, o karara uymayan tüm diplomatik avantajını kaybeder.
Peki, cephede savaş kazanamayacağını bilen Yunanistan, diplomatik üstünlük adına çok kısa bir çatışmayı göze alır mı?
Almaz, alamaz, Yunanistan’da aşırı sağ merkez sağdan oy çalıyor. Böyle bir çatışmada alacağı darbe büyük olursa, Yunanistan’da merkez sağ uzunca süre kendini toplayamaz.
Atina, Türkiye’yi yalnızlaştırmak adına böyle bir adım attı diyelim, ABD, NATO’ya katkısı sınırlı, Suriye, İran, Irak konusunda yanında ya da karşısında olmasının bir anlamı olmayacak Yunanistan için, karşısında olması, Rusya’ya yakın olması sorun olacak Türkiye ile ilişkilerden asla vazgeçmez. Fransa, Avusturya, Güney Kıbrıs ne derse desin, Almanya da bir anda Türkiye ile ilişkilerini koparıp atamaz ve diğer ortakları da Türkiye’yle diyalogsuz kalmanın sonuçları konusunda yönetir.
Diyelim ki en kötü senaryo ya da Yunanistan’ın hayali gerçek oldu, ABD ve Avrupa Birliği Türkiye’ye ambargo koydu. Böyle bir durumda Türkiye’yi durduracak şey ne? Sizce, ABD ve AB üyesi ülkelerin orduları Türkiye’ye karşı birleşip, savaş ilan eder mi?
Savaşın lafı bile sevimsiz, Türkiye “savaş gerekçesi” cümlesini kullanıyor ama Yunanistan’a Türkiye’yi köşeye sıkıştırma politikasına karşı da başka bir dil kullanmanın da imkânı yok.
Bayrağı devral
Rahmetli Mehmet Ali (Birand) ağabeyin, 30 Sıcak Gün kitabı hepimiz için derslerle doludur.
Mesela Kıbrıs Barış Harekâtı’nın başladığı gün, kentlerde ve küçük şehirlerde insanlar askerlik şubesine koşarken,
Büyük şehirlerde fırınların önünde kuyruklar oluşmuştu.
Mehmet Ali ağabey, Türk halkının yaşadığı sevinci, Kurtuluş Savaşı’nda yendiği Yunanistan’ın dünya tarafından şımartılmasına, küçük bir ülkeden ekonomik olarak geride kalmanın yarattığı duyguya bağlamıştı.
O köprünün altından çok sular aktı.
Bugün Türk vatandaşlarının kullandığı mobil e-devlet uygulamasını gördüğünde, SİHA etkisini fark ettiğinde, geride kaldığını fark eden Yunanistan vatandaşlarının şaşkınlığına şaşırıyoruz.
Yunanistan hükümetinde biraz toplum psikolojisi bilen biri olsa, Türkiye ile yılın 11 ayı karşı karşıya gelelim ama ağustosta bunu yapmayalım der.
Niye diyeceksiniz, Turkcell’in reklam filminden sonra kurulan bayrağı devral internet sitesine girdim.
Memleketin dört köşesi bayrağı devralmış bile.
Bu reklam filmi Yunanistan televizyonlarına da yayınlasa keşke.
Ağustos ayında Türkiye’yle karşı karşıya gelmeyelim diye idrak edecek biri çıkar belki...
Türkiye ile Yunanistan en son ne zaman savaştı?
Birçoğumuz için son Türk-Yunan savaşı Eylül 1922’de yaşandı, 9 Eylül’de İzmir kurtarıldı.
Oysa durum öyle değil.
1960 Kurucu Antlaşması gereği, Kıbrıs’ta bin kişilik bir Yunan alayı ve 300 kişilik bir Türk Birliği vardı.
20 Temmuz 1974 sabahı, Türk paraşütçüleri Lefkoşa-Girne yolunu kontrol altına almak için Gönyeli çevresine indiler.
Bunu gören Yunan Alayı kapılarını açıp, askerlerini sahaya sürdü, Türk Birliği de kapılarını açtığı için 20-21 Temmuz 1974 Türk-Yunan çatışmasının yaşandığı tarih oldu.
En mutlu eden yasak
Koronavirüs yasakları arasında biri çok sevildi ve sevilecek ülkemiz tarafından.
Nişan ve düğün yasakları var ya, İstanbul’da da 15 yaş altı ve 65 yaş üzerine yasaklandı.
Çeyrek altın 759 lira oldu ya, çocuğunu ya da yaşlı annesini kimseye bırakamayan bir sürü davetli çıkacak ortaya.
Görürsünüz, en çok uyulan yasak, bu yasak olacak...