Sanatın Öyküsü, antik çağlardan başlayıp modern çağa kadar uzanan, sanat tarihinin başyapıtlarından biridir.
Dünyada 8 milyona yakın satış yapmış tek sanat kitabıdır ki kimi üniversitelerde ders kitabı olarak da okutulur.
İlk kez 1950’de basılan Sanatın Öyküsü, 2023 dünyasında “Sanatın Savaşı” haline döndü.
Resimleri nedeniyle Goya’yı Engizisyon Mahkemesi’nin önüne çıkaran dünya şimdi başladığı yere dönüyor.
***
Haberi BBC’de gördüm, dünyaca ünlü Rus soprano Anna Netrebko, Metropolitan Opera aleyhine 360 bin dolarlık bir tazminat davası açmış.
Rusya-Ukrayna savaşı başladığında, Netrebko savaşı kınamış ama Putin’i kamuoyu önünde eleştirmediği için programları iptal edilmişti.
Yemek yerken dişi kırılanın milyonlarca dolarlık tazminat davaları açtığı ABD’de sanatın 360 bin dolarlık tevazusunu anlayan çıkar mı?
Hiç sanmıyorum, Metropolitan Operası yaptığı açıklamada “Davanın hiçbir değeri yok” diyebildi.
Davanın değeri çok aslında. İnsanlık tarihi Goya’nın Engizisyon Mahkemesi’nde yargılanması gibi bu davayı da hatırlayacak.
***
Sanatı savunmak ile Putin’in politikalarını savunmak arasında oldukça kalın bir çizgi vardı.
Gözü aşırı sağa kaymış Avrupa da bu farkı fark edemedi.
Barışı sanatçının milliyetine göre davranarak savunacağını zanneden kafa bugün yaşıyor olsalardı, Dostoyevski, Puşkin, Tolstoy, Gogol’ün eserlerini de yok sayacak ya da Çehov’un tiyatrosunu sergileyecek sahne bulamayacaktı.
Abarttığımı zannetmeyin, Milano’daki Bicocca Üniversitesi, savaşın başladığı günlerde Dostoyevski ve eserlerinin incelendiği dersi iptal etmiş, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştı.
Üniversite, toplumun önünde olan, bazen toplumla çatışma pahasına da olsa gelişimi savunan kurumlara deniyordu eskiden.
Şimdi kamuoyu üniversitelerin geriye gitmesine engel oluyor.
***
Bu yazı benim için Rus sanatını ve sanatçılarını savunma yazısı değil, işin o kısmıyla sadece bir sanat takipçisi kadar ilgiliyim.
Fakat sanatla ilgili kurumların bile Batı’da giderek yükselen aşırı sağ anlayışa teslim olması insanlık için tehlike çanlarının çaldığı anlamına geliyor.
Bu yolun sonu insanın aklına bile getirmek istemeyeceği yerlere çıkıyor.
Konunun bizi alakadar eden kısmı sadece insanlık ya da sanata dair değerler kısmı değil.
Bu sağa çekiş Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türk vatandaşının daha çok ayrımcılık ve nefret suçuyla karşı karşıya kalacağının da göstergesi.
Tolstoy, günlüğüne “Savaş o kadar adaletsiz ve çirkindir ki onu başlatan herkes kendi içinde bilincinin sesini bastırmaya çalışmalıdır” yazmıştı.
Ne yazdığının önemi yok, bugün yaşasaydı Tolstoy da Rus olarak doğduğu için yasaklanmış olacaktı...