Başta Ta Nea olmak üzere, Yunanistan gazetelerinin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı bu fotoğraf nedeniyle küçük düşürmeye çalışmasını gayet anlaşılır buluyorum.
Anlamadığım kısım Türkiye’deki tartışma.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı için 15 Şubat akşam saatlerinde Brüksel’e gitti.
Zirve 16-17 Şubat tarihlerinde yapıldı, ana konu Ukrayna-Rusya krizi oldu.
Bakan Akar, zirvede beş ayrı oturuma katıldı, Yunanistan Savunma Bakanı olmak üzere 10 ülkenin savunma bakanlarıyla ikili görüşme yaptı.
Ardından Güvenlik Konferansı için Münih’e uçtu.
Forum ve oturumlar dışında, Yunanistan’ın “Türkiye’ye silah satmayın” baskısı yaptığı, Türkiye’ye tavrının ne olacağını henüz bilemediğimiz Alman Savunma Bakanı, Kuzey Irak’ta askeri operasyonların devam ettiği bir dönemde Irak Dışişleri Bakanı ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı, Türkiye’de ortak savunma yatırımı yapabilecek şirket yöneticileri dâhil dokuz ayrı görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmelerde Suriye-Irak-Libya operasyonları, Ege ve Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin pozisyonu, Bosna-Hersek’teki yeni gerginlik, Afrika’daki Türkiye etkisi başta olmak üzere çok sayıda başlık ele alındı.
Brüksel ve Münih uçuşları dâhil tüm bu program 96 saate sığdırıldı.
Bakan Akar ile aralıkta üç günü beraber geçirdim, rakam ve detaylarla konuşmayı seven biri Akar.
Gelebilecek en detay soruya cevap vermesine olanak sağlayan bilgi kartları kullanıyor.
Planlanmamış bir röportajda, çok başlıklı görüşmelerden söz edilirken, tarih ve rakam hatırlatması kadar normal bir durum olamaz.
Son derece sıradan, bir sürü siyasetçinin yaşadığı bu anı büyüten hesapların çoğu FETÖ firarisi ve terör örgütü yandaşı.
Mevcut siyasi iktidarı beğenmeyenlerin iktidara değil Türkiye’ye karşı olanların kayığına binmemesi lazım.
Krizin Türkiye’ye maliyeti ne olacak?
Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’ye ilk faturası belli ki akaryakıt fiyatları olacak.
Dün ham petrol fiyatları son yedi yılın zirvesine çıktı.
Fakat bu gerilimin gerçek maliyetinin ne olacağını ancak ABD ve AB’nin yaptırımları belli olduktan sonra görebileceğiz.
Üstelik bu söylediğim sadece ekonomik maliyet, işin bir de siyasi boyutu var.
En kötü senaryo, Rusya’nın gaz ve petrol ihracatına kısıtlama getirilmesi ama İtalya ve Macaristan gibi AB ülkeleri enerji üzerinden yaptırım istemiyorlar. Küresel finansal tedbirlerde başka seçenekler de var ve hepsinin yaptırım uygulayan ülkelere de bir maliyeti olacak gibi.
Gelelim daha önemli olan soruya, Rusya’ya karşı alınan yaptırım kararlarına uyup uymamak Türkiye’nin bileceği bir iş ama sonuçta Batı’da kalmanın koşulu haline gelecek bu yaptırımlara uyup uymama işi.
Daha önemlisi, Moskova’yla, Libya-Suriye gibi, gerilim yaşadığımız alanlarda yeni durum, yeni koşullar yaratacak.
Arda’ya övgüyle yazık etmeyelim
Ansu Fati, 16 yaş 298 günlükken Barcelona forması giydi.
Pedri, 18 yaşında 5 milyon euro’ya 2. Lig’den Barcelona’ya geldi.
Musiala, Bayern Münih’te 17 yaşında parladı.
Doku, 16 yaşında Liverpool antrenmanına çıkıyordu, kısa süre sonra 26 milyon euro’ya Rennes’a gitti.
Nakai, 17 yaşında Japonya Milli Takımı’nda oynuyordu, şimdi Real Madrid’de top koşturuyor.
İyi Fenerbahçe çok tık alır, çok seyirci bulur ama Arda’yı bu bombardımandan korumak lazım.
Arda, işlenmesi gereken bir mücevher şu an, dünyada eşsiz değil.
Fenerbahçe yönetimi süratle Arda’ya mental destek sağlamalı, sınırsız övgülerin tahribatına dur demeli.