Ermenistan’ın Londra’daki Büyükelçiliği, İngiliz Andair şirketine bir mektup yazdı.
Mektupta, Karabağ savaşında kullanılan SİHA’larda şirketin ürettiği parçaların kullanıldığı belirtiliyor ve Bayraktar Makine’ye tedarikin durdurulması isteniyordu.
İngiliz şirketi, mektubu aldı ve hemen ardından tüm siparişleri iptal etti.
Andair şirketinin askeri bir üretimi yok, yakıt sistemine ilişkin parçalar ve valfler üreten bir şirket sadece.
Piyasada çok sayıda muadili olan bu ürün SİHA üretimini etkilemeyecek ve daha önemlisi, Bayraktar Makine, Akıncı modelinde daha gelişmiş bir valfi kendi mühendislik imkânlarıyla üretti.
İngiltere’nin Türkiye’den SİHA almak istediği bir dönemde Ermenistan’ın diplomatik girişiminin karşılık bulması ilginç.
Bu arada bir de not ekleyeyim: Türkiye’de üretilen SİHA’ların başarısının ardından birçok ülkede SİHA’lara karşı aktif savunma için tedbirler araştırılmaya başlandı.
En fazla konuşulan seçenekler, radarların daha küçük uçakları tespit edecek hale getirilmesi, elektronik harp adına yapılabilecekler diye konuşuluyor.
Bayraktar TB2 SİHA’lara uydu aracılığıyla iletişim sağlama kabiliyetini kazandıran SATCOM entegrasyonu tamamlandı.
Bu sayede hem SİHA’ların hareket yarıçapı arttı hem de SİHA’lar elektronik harbe karşı daha korunaklı hale geldi.
Not: ROKETSAN’ın ürettiği ALKA Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemleri tek ya da sürü drone saldırılarını etkisiz hale getirebiliyor.
Okulları açma kararı doğru ama…
Unesco verilerine göre Türkiye, dünya üzerinde okulların tamamının yüz yüze eğitime kapalı olduğu 35 ülke var.
Türkiye de bu 35 ülkeden biriydi.
Okulu sadece öğrenim yeri olarak görenler açısından fark etmese de okulların aynı zamanda eğitim yeri olduğunu bilenler açısından durum endişe verici hale gelmeye başlamıştı. Bu çerçeveden bakınca:
15 Şubat’ta tüm köy okullarının açılması doğru bir karar zira hem internet altyapısı hem de bilgisayar ve tablet eksikliği nedeniyle en dezavantajlı grup köy okuluna giden çocuklardı.
1 Mart’ta tüm ilkokulların haftada iki gün olmak üzere açılması kararı da doğru ama öğretmenler aşılanmış olsalar bile, veli hareketliliğini artıracağı için risk ister istemez artacak.
Sabahçı ve öğlencilerin mümkünse okula ayrı kapılardan girip çıkması gibi önlemler mutlaka alınmalı.
Devlet okullarında çocuklara maske ve dezenfektan dağıtılması mutlaka sağlanmalı. Ateş ölçümü veliler dâhil hiç aksatılmamalı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğrenci sayısına göre, okullarda kaç temizlik görevlisi olması ya da kaç tuvalet bulunması gerektiğine dair bir standardı yok. Özellikle mevcudu kalabalık okullarda sınıflara göre farklı teneffüs saatleri uygulamasına geçilebilir.
Aşağıdan gelenlere yer bulunamadığı için sınıfta kalmanın olmadığı Türkiye’de, yeni derslik ihtiyacı koronavirüs süreciyle beraber kaçınılmaz hale geldi. Keşke devletten yapı işi ihalesi alanlara devletin göstereceği yerlerde derslik inşası şartı getirilse. Bu salgın sürecinde bir sınıfta olması gereken ideal öğrenci sayısı aslında sadece 12.
Yine devlet okullarının düzenli dezenfekte edilmesi için yerel yönetimlerden yardım istenebilir. Koronavirüs haftada bir gün dezenfekte işlemi uygulanarak yönetilebilecek bir süreç değil.
Mutasyonlu virüse karşı
Artık sadece koronavirüsle mücadele etmiyoruz. Türkiye’ye geldiğini bildiğimiz daha bulaşıcı olan İngiltere varyantı ile Türkiye’ye henüz ulaşmamış Güney Afrika ve Brezilya varyantları var.
Maske takmak artık yeterli değil. Fransa Kamu Sağlığı Yüksek Konseyi, kumaş ve düşük kaliteli maskelerde yüzde 70 olan koruma oranının cerrahi maskelerde yüzde 95’e kadar yükseldiğini açıkladı. Artık doğru maske takmak zorundayız.
Almanlar maske seçiminde bir adım ileri gidip havadaki partikülleri bile tutabilen maskelere geçtiler. Türkiye’de bu tür maske üretimini artırsak bile, herkesin ulaşabileceği fiyatlar olmayacak. Kolluk kuvvetleri, yargı mensupları, belediyelerin vatandaşla temas halinde olan çalışanlarına aşılamaları başlayıncaya kadar bu tür maskeler dağıtmak gerekebilir.
Sosyal mesafeyi biraz daha açmak, kapalı mekânları daha fazla havalandırmak, asansörlerde kişi sayısına biraz daha dikkat etmek, arabanızı park etmesi için başkalarına vermemek, maskeden buğulanan gözlüklere çare olarak burnumuzu maskeden kurtarmak yerine gözlük bezi taşımak gibi basit önlemleri artırmakta fayda çok.
Clubhouse modası ve soru işaretleri
Davetle girilebilen bir sosyal medya ağı Clubhouse.
İnsanlar kendilerini ayrıcalıklı hissetmek isterler ya, hepimiz bayılıyoruz böyle şeylere.
Telefon rehberinizi baştan isteyen bir uygulama Clubhouse.
İleride uygunsuz konuşma delili olabilir diye, isteyen herkesin konuşmasını kayıt altına alabiliyor.
Hangi hesaplar ve gruplarla iletişim kurduğunuzu, günün hangi saatinde aktif olup, ne sıklıkla kullandığınıza dair verileri de topluyor.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak diye bir atasözümüz vardı değil mi?