Türkiye’de net asgari ücret 2 bin 825 lira.
CHP’li başkanların görevde olduğu ilçelerden İzmir’de en düşük işçi maaşı Bornova’da 5 bin 890, Bayraklı’da 5 bin 20, Buca’da 5 bin lira.
İstanbul’da grevin başlayıp bittiği Kadıköy Belediyesi’nde en düşük maaş 5 bin 275 lira oldu.
Maltepe Belediyesi, “Biz 4 bin 188 lira önerdik, sendika 5 bin 200 lira talep ediyor” diyor, ilgili sendika şubesi “Önerdikleri zam sadece 35 kişiyi kapsıyor” diye itiraz ediyor.
CHP, Konya’da tek bir belediye başkanlığı kazandı, Tuzlukçu Belediyesi’nde en düşük işçi maaşı 4 bin 500 lira.
Balıkesir Manyas’ta da CHP’li bir başkan görev yapıyor, orada da en düşük maaş 4 bin 200 lira.
Maltepe Belediyesi’nin 4 bin 188 liralık önerisini, sadece Kadıköy ya da İzmir ile değil, kiranın, ulaşımın, yiyecek ve içeceğin çok daha ucuz olduğu ilçelerle mukayese etmek lazım aslında.
Bunu yapmak yerine grevleri de iktidarın işine yaramak, muhalefeti baltalamak üzerinden tartışıyoruz.
Kimliği sosyal demokrat olanlar dahi alt mesajı “Keşke DİSK, CHP’li belediyelerde greve gitmese” olan cümleler kuruyorlar.
DİSK’e bağlı Genel-İş’in MHP’li bir başkanın görevde olduğu Silivri Belediyesi’yle 3 bin 937 liradan toplu sözleşme imzalamasına takılan ve hayal kırıklığını dile getirenler de var.
Aynı Genel-İş, CHP’li bir başkanın görev yaptığı, Mersin Yenişehir’de de 3 bin 883 liradan sözleşme imzaladı.
Türkiye’de işçilere grev hakkı veren yasa 24 Temmuz 1963’te, Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanı olduğu dönemde çıktı.
İşçi haklarında ilk kısıtlama 1970’te, Adalet Partisi-CHP iş birliğiyle Meclis’ten geçti, 15-16 Haziran olayları yaşandı.
Bugün, DİSK’e kızmak, “Ama Bağcılar’da en düşük işçi maaşı 3 bin 870 lira” demek doğru bir savunma yöntemi değil.
Bağcılar’ın ya da Tuzlukçu’nun, emlak, ecrimisil ve diğer belediye gelirlerini, Kadıköy, Maltepe, Beşiktaş ya da Ataşehir ile mukayese etmek saçmalık olur.
Kaldı ki, “Ben iktidar olursam, Türkiye’yi daha iyi yönetirim, işçi ve memur daha rahat yaşar” iddiasının içini doldurma şansıdır bu zam oranları.
Artı, 1970’te, emek dostu olmadığı bilinen Adalet Partisi’yle beraber sendikal hayata indirilen darbenin de özrü olur yapacakları anlaşmalar.
Yarın okullar açılmıyor, isyan var
İstanbul Valiliği dün sabah bir genelge yayımladı, gördük ki okullar pazartesi günü başlamıyor.
Çocuğunun okula döneceği düzene göre hazırlık yapan bir sürü veliden, “Bu son dakikada mı açıklanır?” diye mesaj geldi.
En büyük problem de çocuklara bakan, evlerine dönen aile büyüklerinin yaşadıkları çile. Sokağa çıkma yasağı var ya, o aile büyükleri pazartesi sabahı çocukların yanına nasıl dönecek belli değil.
Okulların durumu daha da vahim.
Yemek için binlerce liralık malzeme alanlar, öğretmenleri okula getirecek servislere ödenen paralar, online eğitim süreci azalacağı için azaltılan internet kapasiteleri...
Tüm bunlardan daha önemlisi de öğrencilerin yaşadıkları hayal kırıklığı.
İdarenin küresel bir salgında alacağı önlemlere kimsenin bir itirazı yok ama 48 saat kala, herkesin hayatını çok yakından etkileyen değişiklikler ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle o değişikliklerin etkilerini düzeltecek zamanını tanımamak hata.
Aylardır kapalı olan okullar bir gün geç başlasa ne olur sorusuna karşı, bu karar iki gün önce açıklansa ne olurdu diye sormak gibi bir seçeneğimiz de var.
Büyük insanlık(mış)...
Lady Gaga’nın Fransız bulldog cinsi iki köpeği kaçırılmış Los Angeles’te. Köpekleri gezdiren adam göğsünden vurulmuş, hastanede.
Lady Gaga, tam 500 bin dolar ödül vaat etmiş köpeğini bulacak olanlara.
Olaydan iki gün sonra, olayla alakası olmayan bir kadın köpekleri polise teslim etmiş, herkes mutluymuş.
500 bin dolar yaklaşık 25 bin kişinin koronavirüse karşı aşılanmasını sağlayacak kadar büyük bir para. Dünyada 130’dan fazla ülkede halen aşılama başlayamadı.
Hiç de zor değil aslında
Anladın mı demek yerine, anlatabildim mi diye sormak,
Birini cep telefonundan aradığında önce müsait olup olmadığını sormak,
Abonenin cep telefonunu bilmenin, onu haftanın yedi günü arama hakkı vermediğini düşünmek,
Kimlik soracağın vatandaşa, selamlama cümlesi kurup, potansiyel suçlu muamelesi yapmamak...