Ortada rakamlara yansıyan bir garabet var.
2011 yılında 45 milyon litre civarında olan rakı tüketimi, 2018 sonunda 37 milyon litrenin altına düşmüş.
Soru şu: Türkiye artık daha az içki içilen bir ülke mi yoksa sahte içki tüketimi patlamış bir ülke mi?”
Bana ne diyemeyiz, geçen sene de 4 ilde 23 kişi, bu sene de, 8 ilde, şimdilik 44 kişi sahte içkiden can verdi.
Üstelik bunlar, seri olduğu için bildiğimiz ölümler, daha fazlası var mı, mutlaka vardır zira ortada kimyasal bir sorun var.
Bildiğimiz standart rakı yüzde 65 üzüm alkolü ile yüzde 35 civarında tarımsal kökenli alkolün karıştırmasıyla yapılır.
Bugün, evlerinde rakı yaptığını söyleyenler böyle bir formül kullanmıyorlar.
Onlar yüzde 100 tarımsal kökenli alkole, anason yağı, üzüm aroması ekleyip bir sıvı elde ediyorlar.
İnternette çok sayıda tarif ve sahte içki üretiminde kullanılacak malzeme satılıyor.
Uçucu anason yağının 20 mililitresini 39 liraya, yaş üzüm aromasını 9.99 liraya, alkolmetreyi de 39 liraya buldum.
Bir de 96 derece alkolle karıştırdığınızda rakı, viski, votka tekila üreteceğinizi iddia ederek satılan setler var.
Polisiye tedbirlerle sahte içki meselesini çözmek artık çok zor zira binlerce ev imalathanesi var.
Yasal tüketimin düşmesinden kaynaklanan vergi kaybını da hesaplayarak, bu konuda bir başka çözüm gerekiyor.
Yanan ormana buldozer girmez
İnsanlar itfaiye çalışmalarına başlamadan önce milyonlarca orman yangını çıktı.
Yanan her orman, özellikle de kızılçam ve maki ormanları tekrar dirildi, eko-sistem küllerinden doğacak yeteneklere ulaştı.
Yapılması gereken, bir yıl boyunca doğanın kendini yenilemesi için gereken zamanı vermek ve ardından düzelmeyen alanlar varsa, orada devreye girmektir.
Türkiye’de orman işini en iyi bilen akademisyenlerin görüşünün özeti yukarıda okuduğunuz satırlar.
Kamuoyu baskısıyla, yanan ormanlık alanlara dozerlerle girmek, ormanın tabutuna son çiviyi çakmak demektir.
Kadın düşmanları Polonya’ya
Bir zamanlar, Avrupa Birliği Anayasası’na Hıristiyanlık resmi din olarak girsin diyen,
Kadınlara mini etek giymeyi yasaklayan yasa tasarısını meclisten geçiren, son anda yürürlüğü durdurulan,
Papa 2. Paul’den beri koyu Katolik çizgisi giderek kuvvetlenen Polonya, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmış.
Yıllar yılı “Komünistler Moskova’ya” diye bağıran ve bugün İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanlara, “Kadın düşmanları Varşova’ya” diye bağırmak ne keyifli bir duygu anlatamam.
Şanlıurfa’da ne oluyor?
Bankalardan satılık,
Binlerce dönüm, 87 ayrı tarla ve arsa ilanı var Şanlıurfa’da.
Yaklaşık 70 dönüm büyüklükte 3 çiftlik,
104 tane daire, 44 dükkân, 2 tane depo, büro, imalathane, vs. diye uzayıp gidiyor liste.
Satılık tüm gayrimenkul listesi içerisinde banka varlığının yüzde 10’ları geçmiş olması düşündürücü geldi bana.
Şanlıurfa’da belli ki bakılması gereken bir kredi problemi var.
Varsa elli milyonunuzu alırım
Magazin dünyası yıldızlarının otomobilleri için “Milyonluk oyuncak” diye başlık atıp duruyoruz ya,
Türkiye’de şu an en pahalı otomobil 50 milyon liraya alıcı bekleyen bir Fransız spor otomobil.
Dünyanın en pahalı otomobillerini hep aynı marka üretiyor zaten, vergisiz 15 milyon euro’ya satılan modelleri de oldu.
Ondan sonra ünlü Alman üreticileri geliyor, biri 29.5 milyon lira, diğeri 16 milyon 750 bin lira olan iki model var.
Milyonluk oyuncak kısmına gelince, artık o kadar çok fazla marka ve model milyon sınırını aştı ki o tanımlamanın bir değeri kalmadı.