Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yüzünü okuyabildiğiniz birisi değil, duygularını saklama konusunda oldukça başarılı. Beraber geçirdiğimiz 3 gün boyunca sadece bir kere, bir sohbet anında, duygularını okumak mümkün oldu. İşte Yunanistan'dan, Suriye'ye, Balkanlar'dan F-35'lere kadar Akar'ın anlattıkları...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Bosna-Hersek ve Kosova'da 3 gün geçirdik. Uçakta, otelde, askeri kamp ziyaretlerinde hem soru sorma hem de gözlem yapma imkanı doğdu.
Gezi boyunca iki Hulusi Akar portresi çıktı karşıma. Birincisi, 1997'de Türk Görev Kuvvet Komutanı olduğu zaman tanıştığı komşularıyla hasret gideren, 1998'de diktiği ağaca su veren, "eski dost " Hulusi Akar. Diğeri, Sırp medyasının bile tutumunu övmek zorunda kaldığı,Prizren'de halkın arasına karıştığında alkış alan Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar.
İşte Bakan Akar'ın ağzından 2021'de konuştuklarımız:
Bakan Akar, Bosna Hersek ve Kosova’yı kapsayan 3 günlük gezide Özay Şendir’in sorularını yanıtladı.
‘Cumhurbaşkanı aracı olabilir’
Bosna Hersek ve Kosova ziyaretinde olduğumuz için haliyle konuşmaya Balkanlar'dan başladık:
"Hem Bosna Hersek hem Kosova’da geçmişin bize bıraktığı sorumlulukların bilincinde olarak tarihimize, kültürümüze yaraşır bir şekilde, uluslararası hukuk çerçevesinde üzerimize düşeni yapmış ve bu konuda iyi imtihan vermiş bir milletiz. Ayrılıkçı görüşlerin uygun olmadığını, ayrılıkçı eylem ve söylemlerin kimseye fayda sağlamayacağını her fırsatta söylüyoruz. Bosna Hersek ve Kosova’nın egemenlik ve bağımsızlığı ile toprak bütünlüğü önemli, buna herkesin saygı duyması gerekli. Bosna Hersek ve Kosova’nın NATO dahil Avrupa-Atlantik kurumları ile entegrasyonu konusunda üzerimize düşeni yapıyoruz."
Bu noktada Bakan Akar'a Türkiye'nin Bosna Hersek'te, Boşnak, Sırp ve Hırvatlar arasında arabulucu olup olmayacağını sorduk:
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da altını çizdiği üzere; her zaman ara buluculuk yapmaya, talep edildiğinde her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Özellikle bu hususu Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerine ilettik, 'Aranızda mutabakat olur ve ister, arzu ederseniz buna hazırız' dedik."
‘Terörle mücadele, Irak ve Suriye’
Türk Silahlı Kuvvetleri şu an dünyanın bir çok noktasında görev yapıyor ama bizi en çok ilgilendiren Irak ve Suriye'de yaşananlar, haliyle sorular da bu kısım geniş yer tuttu. Önce ana bir çerçeve çizdi Bakan Akar.
"Yeni güvenlik konsepti var. Terörü kaynağında kurutmak lazım. Mehmetçiğin nefesi teröristin ensesinde. Kaçtıkları yere kadar gideceğiz, teröristler nerede ise hedefimiz orası. Tek hedef terörist.
Birileri Türk-Kürt kardeşliğini bozma amacıyla Türkler Kürtlerin peşinde gibi çarpıtmalar yapıyor. Asla ve kat’a böyle bir şey söz konusu değil. Bizim Kürtlerle veya herhangi bir etnik grupla husumetimiz yok, olamaz da. Tek hedefimiz terörist unsurlar. Irak ve Suriye başta olmak üzere bizim hiçbir ülkenin hakkında, toprağında gözümüz yok. Derdimiz sınırlarımızın, halkımızın güvenliği."
"Irak'ta terörle mücadele ederken hem Bağdat hem Erbil ile görüşüyor, konuşuyoruz. Teröristler aynı zamanda Irak’ın egemenliği için de risk ve tehdit. Çeşitli yerlerde teröristler, BM kampı olduğunu iddia ederek kümeleniyor. Çöküş olduğunu herkes görüyor. Elebaşları bunu anladı, alttakiler de bunu anlamalı, adalete teslim olmalı. Orada anneleri, Diyarbakır anneleri bekliyor. Öteki tarafta savaş lordları bu çocukların kanlarından faydalanıyor."
"Terör örgütü elebaşlarının açıklamalarından da PKK/PYD-YPG’ye verilen dış desteğin ve teşvikin de devam edeceği anlaşılmakta ve yine terör örgütü elebaşları tarafından YPG’nin PKK olduğu açıkça ifade edilmektedir. PKK ve onun Suriye kolu olan YPG’ye kim destek verirse versin, bunlar kimden destek alırlarsa alsınlar, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele etmekte; 84 milyon vatandaşımızı, bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız."
'Çanakkale ruhu bu'
"Irak’ın kuzeyinde icra edilen Pençe serisi harekâtlar ile 'girilemez' denilen yerlere girildi, bölgede yıllarca teröristler tarafından kullanılan barınak, sığınak, depo ve sözde karargâhlar kontrol altına alındı, alınmaya devam ediliyor.
Batılıların çatışmaları durdurulmaması yönündeki telkinlerinin kıymetiharbiyesi yok. Terörle mücadele zorlu arazi ve coğrafya şartlarında devam ediyor, bunu yapan Mehmetçiğin fedakârlığının görülmesini istiyoruz. Tüm samimiyetimle söylüyorum, bu ruh gücü nereden geliyor, şaşırıyorum. Görüyoruz, hepsi heyecanla faaliyetlerine devam ediyor. Müthiş bir şey, Çanakkale ruhu bu, mücadeleyi kazandıran ana etken bu."
Sincar Kandil'den önemli mi?
Bu noktada Bakan Akar'a, Sincar Türkiye için artık Kandil'den daha önemli bir hedef mi oldu diye sordum.
Bakan Akar, "Sincar teröristlerin yeni yuvalanma yeri. Kandil’den Sincar’a ve tersine terörist geçirgenliği var. Terörist nerede ise hedef orası" diye yanıtladı sorumu.
Milli Savunma Bakanı Akar, 25 sene önce görev yaptığı Bosna Hersek’in Zenica kentinde coşkuyla karşılandı.
‘Fırat Kalkanı’na ABD de katılacaktı, vazgeçtiler’
“Suriye niye karıştı? DEAŞ niye karıştı. Kim mücadele etti? Koalisyon kuvvetleri. Ne yaptı? Hava gücü oluşturdu, orada havadan vurdular. Binlerce sivil hayatını kaybetti. Türkiye ise 15 Temmuz hain darbe girişiminden bir ay sonra 24 Ağustos’ta Fırat Kalkanı Harekatını başlattı. ABD’lilerle birlikte yapacakken vazgeçtiler biz girdik. Yaklaşık 3 bin 500’den fazla DEAŞ’lı teröristi göğüs göğüse mücadele ederek etkisiz hâle getirdik. DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele eden tek ülke Türkiye, tek ordu TSK. Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelede sicili temiz ama bunu bazı insanlar anlamak istemiyor. Fırat Kalkanı Harekâtı bitti ardından Zeytin Dalı Harekâtı yapıldı. Yabancı firmalar oraya istasyon kuruyor, barınakları, sığınakları betondan yapıyor. Bir üst akıl olmadan yapılacak bir şey değil. Boyundan ve gücünden büyük işlere girişenlerin yaptığı şeyler. Birileri bizim ne işimiz var Afrin’de diyorlar. Afrin’deki teröristler insanları adım atamaz hâle getirdiler, Kilis’in, Reyhanlı’nın hâlini düşünün. Vatandaşlarımız Camiler, okullar, tarlalara düşen roketler nedeniyle buralara gidemiyor ve çalışamıyordu. Oranın teröristlerden temizlenmesi gerekiyordu.
‘Akar Paşa’ya sözümü tuttum...’
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın anlatırken etkilendiğini saklamadığı bir diğer olay Azerbaycan-Ermenistan savaşıyla ilgili. İki sene önce bir tatbikat sırasında Bakan Akar, bir tatbikatın ardından Azerbaycan Ordusu’ndan üsteğmen Valeh Memiyev ile konuşur. Akar, tatbikatın başarılı olduğunu ama sonuçta bir tatbikat olduğunu ve asıl marifetin 30 senedir işgal atındaki toprakları kurtarmak olduğunu söyler. Azerbaycanlı Üsteğmen de Azerbaycan’ın öz torpaklarını kurtarmak için şeref sözü verir. Karabağ savaşı sırasında yaralanan üsteğmen Memiyev, hastaneye kaldırılır. Şehit olmadan önce yakınlarına “Ben Akar Paşa’ya verdiğim sözü tuttum” der.
‘Babasının cenazesine gitmeyen komutan’
Libya’da durumun karışık olduğu günlerde, açıkta bekleyen fırkateyn komutanı Deniz Yarbay Kemal Çelebi’nin babası vefat eder. Türk Silahlı Kuvvetleri, gemi komutanının babasının cenazesine yetiştirilmesi için hemen hazırlıklara başlar. Ancak, Yarbay Çelebi, o karışık dönemde gemisini ve personelini bırakmak istemez, “Ben dönünce, babam için vazifelerimi yerine getiririm” der ve görevine devam eder. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dağbaşı Karakolu’nda raporlu olduğu halde dönmeyen, İkiyaka Dağları’nda görev süresi dolduğu halde, şehidin intikamını almak için dağdan inmeyen birliği anlatırken duygularını saklayamıyor ya da saklamıyor.
Akar’ın şifreleri geziden kalanlar
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, açıklamaları sırasında zaman zaman “Bazı ülkeler boyundan büyük işlere kalkışmasınlar” dedi. Odama geçtiğimde boyundan büyük işler yerine Fransa yazdım, anlam hiç bozulmadı. İlginç bir tesadüf mü, bilemedim.
Bakan Akar’ın S-400 başta olmak üzere ulusal güvenliği ilgilendiren konuların siyaset malzemesi olmasından mutlu olmadığını fark etmek zor değil. Hayati konularda asker ketumluğunu korumak gerektiğine inanıyor belli ki...
Prizren’deki Sultan Murad Kışlası’nda Anıtkabir 1320 km. tabelası var. Uzakta o kadar güzel geliyor ki o tabela, anlatması zor doğrusu.
Saraybosna’da Güney Doğu’daki görevden gelmiş sözleşmeli askerlerle tanıştım. İki oğlu ve eşi Kırıkkale’de olan bir askerimizin ısmarladığı çay, çay sohbeti sırasında Türkiye’ye dair kurduğu cümleler, gözüme soğan kaçtı dedirtiyor insana.
Prizren’de görev yapan kadın bir Binbaşımız var. Onun da iki çocuğu ve eşi Ankara’da. Bakan Akar ile aynı sofrada yemek yerken, ailesinin verdiği desteği anlattı gururla. İznini almadım, detayına giremem ama o kadar etkilendim ki, masadan kalkıp dışarı çıkmak durumunda hissettim kendimi. Milli Savunma Bakanı Akar, tahminen sigara içmeye çıktım zannetti, o an öyle bilmesi daha iyiydi...