Kenya’nın sömürülme tarihi MS 500’de, Arap ve Acem göçmenlerle başlar.
Ülkeyi köle bulma ve fildişi ticareti merkezi haline getirirler.
1498’de Kenya Portekiz’in sömürgesi olur.
Araplar 18. yüzyılda Kenya’yı tekrar alır, sonra 1887’de İngilizlere kiralar.
Zaman içerisinde Kenya, İngilizlerin birinci sınıf, Uganda ile demiryolu inşaatı için bir başka sömürge Hindistan’dan getirilen işçiler ve Arapların ikinci sınıf ve Afrikalıların üçüncü sınıf vatandaş olduğu ülkeye dönüşür.
Asırlar süren bu sömürge düzeni 1950’de başlayan ve yedi yıl süren Mau Mau isyanıyla sona erer ama Kenya ilk bağımsız Cumhurbaşkanı’nı 1963 yılında seçebilir.
Şimdi Kenya’da Cumhurbaşkanı adayı olan, iş insanı Dan Ojowa diye biri çıktı karşımıza.
Terör sevicisi, Öcalan ve PKK lehine çok sayıda sosyal medya paylaşımı var, dünyada bunun gibi başka siyasetçiler de var, çok önemli değil.
Fakat bu soytarı durmaksızın Mustafa Kemal Atatürk ile Hitler’i aynı kefeye koyan mesajlar da paylaşıyor.
Bak soytarı, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lideriniz olsa asırlarca emperyalistlerin sömürgesi, köle kaynağı olmazdınız.
Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı, sömürge olan çok sayıda ülkeye ilham veren anti-emperyalist bir savaştı, keşke siz de örnek alabilseydiniz.
Türkiye, Kenya’ya, özellikle Turkana bölgesine yardımlarına devam etmeli.
Ancak, Dışişleri Bakanlığı ve Dış Ticaret ile ilgili birimler, bu soytarıya, terör sevicisi olmanın ve Cumhuriyet’in kurucu liderine ettiği hakaretlerin bedelini mutlaka ödetmeli.
Kemal Bey’in mi eli güçlü, HDP’nin mi?
6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu HDP ile kurduğu ilişkide çok dikkatli davranıyor.
Genel Merkez yerine TBMM’de yapılan görüşme bile bu dikkatin sonucu.
Herkes aksini düşünse de karşılıklı ilişkide eli güçlü olan taraf aslında Kemal Kılıçdaroğlu.
Kandil’deki terör ağaları için tek bir hedef var, o da Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi ve gitmesi.
Bu arzularını geçen seneden beri defalarca söylediler, yani Erdoğan’ın karşısına çıkacak en güçlü adaya destek vermeleri sürpriz değil.
Garip olan, Millet İttifakı’nın bu durumu okuyamamış olması ve zaman zaman Kandil’in beklentilerinden bile fazlasını seslendirmesi.
Mesela Kemal Bey’in sık sık Türkiye’nin koyduğu çekinceleri eleştirdiği Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı meselesini ele alalım.
Bu şartı Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 47 ülke imzaladı.
Türkiye haricinde, Almanya, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İsviçre gibi toplam 34 ülke çeşitli maddelere çekince koydu.
Bunu bilmeden vaat etmenin Türkiye’ye maliyeti ne olur acaba?
Kandil ve ABD, Erdoğan’a kaşı gözü yüzünden karşı değil ya da Kılıçdaroğlu’nu sempatik buldukları için desteklemiyorlar.
Erdoğan demek Suriye’de bozulan uydu devletçik planı, mağaradan kafasını çıkaran teröristin gördüğün son şeyin SİHA olması demek.
Sevmedikleri, bitmesini istedikleri şeyler bunlar.
O yüzden HDP ve Kandil’e karşı eli güçlü olan Kemal Bey ama nedense bunun farkında değilmiş gibi davranıyor.
Doğanın anneleri
Dün depremin vurduğu Gaziantep Nurdağı’nda Doğanın Anneleri Projesini tanıttı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum.
Çoğu kişi bilmez, depremden önce kadınların kurduğu ve ilaç sanayiinin çok ihtiyaç duyduğu Moringa yetiştirme kooperatifi vardı Nurdağı’nda.
Projenin başladığı yer bu yüzden çok anlamlı geldi bana.
Kadınların üretici ve onarıcı yanlarını doğa için seferber etmesi amacıyla başlatılan bu hareket “Doğasında şefkat var” diye güzel bir motto da bulmuş, yolları açık olsun.
Bir parantez de Şengül Kurum için açmak istiyorum. Uzun zamandır çevre mücadelesinin içerisinde olan bir isim.
Soyadı ya da eşinin koltuğuyla değil, çabasıyla mesafe alan biri o.
Türkiye’nin çevre konusunda en önemli sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda dinlemiştim çalışmalarını.
Kendini tanıttığı bölümün son cümlesinde “Murat Kurum eşim olur” demesini çok sevmiştim.
Soyadı değil, yaptıklarıyla değer bulmak isteyen insanlara saygı duymamak mümkün mü?..