*Defne’de toplam 22 bin 500 bina var, bunlardan 9 bin 100 tanesi Yıkık-Acil Yıkılacak-Ağır kategorisinde, bin tane de orta hasarlı, yani yıkılıp yeniden yapılacak bina var. İlçenin neredeyse yarısı demek bu.
*Hatay genelinde toplam 66 bin bina var. Yıkık-Acil Yıkılacak-Ağır-Orta hasarlı bina sayısı 33 bin. İlin yarısı demek bu da.
*Hatay genelinde bağımsız bölüm olarak 110 bin ticarethane var. Bunların 45 bini Yıkık-Acil Yıkılacak-Ağır-Orta hasarlı durumda. Bu da yüzde 41.6 demek.
*Hatay’da toplam iki bin 7 okul var. Yıkık-Acil Yıkılacak-Ağır-Orta hasarlı okul sayısı 290. Bu da yaklaşık yüzde 15 demek.
*Hatay genelinde 13 bin 86 yıkık yapı var. Kaldırılan enkaz sayısı 13 Mart akşamı bin 241 olmuştu. 621 enkazda çalışma devam ediyordu.
*Hatay genelinde toplam 2 bin 981 mobil tuvalet ve bin 352 mobil duş var. Yayladağı’nda toplam 6, Dörtyol’da toplam 4 duş var. Büyük ilçelerden söz ediyoruz sonuçta.
*Hatay’da depremlerden önce doğal gaz kullanabilen abone sayısı 169 bin 255’ti, bugün 25 bin 653 abone gaz kullanabiliyor.
*Depremlerde hasar gören araç sayısı 12 bin 280, tarım makinesi sayısı 3 bin 342.
*Depolarda şu an 64 bin 457 battaniye, 22 bin 834 elektrikli ısıtıcı, 222 bin 42 kadın iç çamaşırı, 6 bin 387 yatak dağıtılmayı bekliyor. 8. Komando Tugayı’nın oluşturduğu lojistik merkezinde gördüğüm tek boş çadır bebek maması çadırıydı. Yardımlar durmuş sanki o noktada. Su çok konuşuluyor. 12 Mart’ta bir milyon 51 bin 166 litre içme suyu vardı depolarda. O gün 9 TIR dolusu su gelmiş, 14 TIR dolusu su dağıtılmıştı.
*Kızılay Başkanı, çadır satışı işini tartıştığımız Tarafsız Bölge programında AFAD’ın kendilerine beslenme işini verdiğini söylemişti. Hatay’da her gün 2 milyon 467 bin 567 porsiyon yemek dağıtılıyor. Kızılay bu rakamın 151 bin762 porsiyonunu karşılıyor. Bu yüzde 6.15 gibi bir oran.
Şubatın son haftasında Kızılay sıcak yemekte yüzde 8.07’lik bir oranı karşılıyordu. Rakam yukarıya gideceğine aşağıya gidiyor.
Neyse ki bakanlıklar ve sivil toplum Hatay’ı bırakmıyor.
* Hatay’da bir sürü rakam var ama asıl önemlisi elbette kaybettiğimiz can sayısı. Değişiyor ama son veri 21 bin 55 can kaybı diyor. Bir de çocuğunu, eşini, ailesini, akrabalarını kaybetmiş ve yaşayan ölüye dönmüş on binler var. Hatay’dan tek bir dakika bile elimizi çekmememiz lazım...
Nazi selamı ve öğrenim
*Üsküdar Amerikan Lisesi. 500 tam puan olan bir sınavda geçen sene 472 puan ve altını alanların giremediği okul.
*Puan almak yetmiyor, bir de para lazım. İçinde bulunduğumuz dönemin yıllık ücreti 200 bin liraydı, gelecek sene ne olmuştur Allah bilir.
*Türkiye’nin, cream de la cream diye özetlenen, yani kaymağın kaymağı tabakasından, LGS’de çok iyi puanlar alan çocuklarının okuduğu bir okulun öğrencileri, Ulus Özel Musevi Lisesi ile oynanan futbol maçında gol sevinçlerini Nazi selamı vererek kutlamışlar. Almanya ya da Avusturya’da yaşasalardı bu hareketin ardından tutuklanırlardı.
*Üsküdar Amerikan, bir açıklama yaptı ve “Bir oyuncumuzun yaptığı yanlış hareketten” diye bir cümle kullandı. Yanlış hareket toplum içinde burnunu karıştırmak da olabilir, gaz çıkarmak da, nefret suçu için basit bir tanımlama kullanmak Üsküdar Amerikan’a yakışmadı açıkçası.
*O hareketi yapan çocuk ya da çocukları hedef tahtasına koymak, Üsküdar Amerikan’a siz nasıl öğrenciler yetiştiriyorsunuz diye sallamak kolay. Bu rezaletin asıl sebebi, okullarımızın eğitim yeri olma özelliğini unutup, sadece öğrenim veren yerlere dönmesidir. Çocuklara, iyi insan olmanın, farklı olana saygı duymanın eğitimini vermiyoruz. Tahta başında, kitaptan öğrenimle de ancak bu kadar oluyor işte.
*Üsküdar Amerikan Lisesi’nin öğrencilerine idari cezalar vermek yanlış olur. Bu çocuklar Nazi vahşetini öğrenmeli. Nazilerin Yahudileri, Romanları ve sonra onlardan farklı düşünen farklı yaşayan Almanları da katlettiklerini öğretmek lazım önce. Sonra kampüs içerisinde ve dışarıda farklı olana tahammül etmenin eğitimi verilmeli. Nazi selamıyla nefret saçtıkları akranları her gün saldırı tehdidi altında yaşıyor, okula polis ekipleri eşliğinde girebiliyorlar. Bir gün o servislere binsinler bakalım, sadece Yahudi olduğu için ölüm tehdidiyle yaşamak ne demek bir öğrensinler, empati duyguları gelişir bu sayede. Sonra minibüse, halk otobüsüne binip kendilerine göre farklı olanla tanışsınlar.
Sadece öğrenimle vardığımız yer burası ve bunu, hemen, şimdi, tek saniye gecikmeden değiştirmemiz lazım.
Daha az yağış, daha çok sel
Küresel ısınmanın sonucu aslında başlık olarak yazdığım şey.
Eskiden bir ayda metrekareye 100 kg yağış alan bir yer artık 80 kg yağış alıyor.
Ancak eskiden bir aya yayılan yağış şimdi iki günde yaşanıyor ve bu da sellere neden oluyor.
Bu gerçeği kabullendiğimiz ve belediyeler dâhil illerde çalışan memurlar yazılan İl Afet Risk Raporları’nı okuma zahmetine katlanırlarsa yine seller olur ama bu kadar pisipisine can kaybı olmaz.