Ayrılmış Erkek Aşısı: Ayrıldığı eşini, sevgilisini kendi malı zanneden, ayrıldığı kadının hayatında söz sahibi olma hakkını kendinde gören erkeklere karşı mutlak ihtiyaç.
Zina Aşısı: Bir kadın ve erkeğin, aynı asansöre binmeleri, aynı sınıfta okumaları, aynı ofiste çalışmaları, aynı toplu taşıma aracını kullanmaları illa zina yapacakları anlamına gelmez dedirten aşı. Ağır ihtiyaç.
Özne Aşısı: Bir kişinin her yaptığı doğru ya da yanlış olamayacağına göre, olaylara özne değil yüklem üzerinden bakmayı sağlayan aşı. En büyük faydası objektif olmayı sağlaması olacak.
Perde Arkası Aşısı: En basit ve sıradan olayı bile komplo teorileriyle izah etmeye çalışan, inanmayınca da bozulanlara karşı kullanılacak aşı.
Korna Aşısı: Işıklarda yeşil yanar yanmaz kornaya basma alışkanlığını engelleyecek olan aşı. Gürültüye karşı birebir.
Hakem Aşısı: Futbolda kendi tuttuğun takımın mağlubiyetini, rakibinin başka takımlara karşı aldığı galibiyeti illa hakem sayesinde aldığını düşünmeyi engelleyen, kendi takımının futboluna bakmayı sağlayan aşı.
Dikkat! Yayında ‘uzman’ var
Koronavirüs aşısıyla ilgili olarak ekranda bir sürü “uzman” konuşuyor. Tıpkı deprem ya da ekonomi yayınlarında olduğu gibi, en aykırı şeyleri kahvehane ağzıyla söyleyenlerin en fazla ilgi çektiği bir dönem başladı.
Geçmişte siyasetçilerin kararıyla belirli görevlere atanmış olmak eşsiz bir tıp bilgisinin göstergesi değildir. Hele ki bu görevler idari görevlerse. Alanında bilimsel yayını olmayanların, idari görevlerine bakarak ekrana çıkarılması çok tehlikeli.
Ölümcül hastalık ve salgınlara dair yayınlar ile burun estetiği, kilo verme ameliyatı yayınları arasında bir fark olması gerekiyor. Bu konuda ne etik değerler oluşabildi ne de medya kimleri konuşturduğunu önemsedi. Tek dert, sosyal medyada programdan söz ettirebilmek. Yayına çıkan kişinin profesör ya da pratisyen hekim olması maalesef fark etmiyor televizyonlar için.
Peki, bu insanların tamamı ekrana halka hizmet etmek için mi çıkıyor? Tıp camiasında, kimi isimlerin derdinin, popülerlik kazanıp, uzun yaşam sırrı, telomer uzunluk ya da gen testleri gibi çok pahalı testleri daha da kolay “satmak” olduğu konuşulmaya başlandı. İddiası bile korkunç olan bu pazarlama stratejisine karşı yapılacak bir şey yok mu?
Koronavirüs senesi ve kızım
Baba sadece seven ya da koruyan değil aynı zamanda öğreten de bir figürdür ya, küresel bir salgın nedir, nasıl davranılır bilmiyorduk, birlikte öğrendik kızımla.
Bilgisayar ve internette zaman geçirme, arkadaşlarınla oyna, sosyalleş diye öğütler verirdim kızıma. 2020’de tam aksi oldu, arkadaşlarına bile yaklaşma, bilgisayarda derslerini takip et dediğim bir yıl oldu 2020.
Birlikte oynamak duygusu çok özel bir duygudur ya, sınıf arkadaşı Mercan ile bilgisayar üzerinden isim-şehir oynadı kızım bu sene, bir başka sınıf arkadaşı Rüzgar ile online karakterler olup, dijital maceralara daldılar. Arkadaşlarıyla oynarken en çok üstü başı çamur olsun isterdim oysa...
Bu sene her seneden daha fazla büyüdü kızım. Boyu, kilosu değil, sokağa çıkma yasakları sırasında arabanın camından izlediği Taksim’in ıssızlığı, çok özlediği okulunu ziyarete gittiğimizde bahçenin ve koridorların boş olmasıyla her seneden daha fazla büyüdü kızım. İzlemesi son derece garip ve çaresiz bırakan bir duygu bu.
Rus şair Yevtuşenko’nun, çocuklara ve gençlere yalan söylememeyi öğütleyen bir şiiri vardır, Sovyetler Birliği döneminde yazılmış, gençliğimde en çok etkilendiğim şiirlerdendir. Kızım, Elif Iraz’ım, “Baba bu salgın ne zaman bitecek?” diye her sorduğunda yalan da olsa bir tarih söyleyebilmeyi çok istedim.
2021 dileğim…
Kişisel gelişim ve daha çok para kazanma yollarını öğrettiği iddia edilen bir kitabın, ünlü bir şairimizin kitaplarından kat ve kat fazla basıldığı bir sene olmasın 2021.
Mısraları içimize işleyen adam Ahmet Telli, bir futbolcu kadar değilse de en azından bir MasterChef yarışmacısı kadar tanınır, bilinir olsun ülkemde.