Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un yazdığı kitap piyasaya çıktı.
Cumhuriyetçiler, Başkan Trump ve kendileri için yazılan kitaba haliyle öfkeliler.
Fakat Demokratlar da, “Bak muhalif bir kitap yazdı, artık bizden” muamelesi yapmıyorlar Bolton’a.
Aksine, “Senato’da görevden alınma sürecinde susan, iki milyon dolarlık mukaveleyi görünce kitap yazan adam” diye bakıyorlar.
İnsan kıskanıyor ister istemez bu duruşu...
Size kaça mal oluyor acaba ÖSYM?
ÖSYM’nin adı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi olarak değişti bir süre önce ama sınav ücretleri ne kadar ölçülü tartışma konusu.
Elektronik Yabancı Dil Sınavı’na katılım ücretini 260 lira olarak belirlemişler mesela.
Neden, kâğıt yok, baskı yok, yüzlerce gözetmen yok, neye göre belirleniyor bu fiyat ve neden bu kadar yüksek?
Ya da görece daha düşük olsa bile engellilerden alınan sınav ve dilekçe ücreti ne, hani pozitif ayrımcılık?
ÖSYM’nin asıl işi kâr eden bir kurum olmak değil, sınavları hakkıyla ve tartışma yaratmayacak şekilde yapan bir kurum olmak diye biliyorum.
Yoksa yanlış mı biliyorum?..
İstanbul Yeditepe Konserleri
Yıllardır, belediye başkanlarının içine Ahmet San kaçmış, belediyelerin birinci görevi konserler düzenlemek değil diye yazan benim.
İstanbul’un bir ilçesinde, düzenlediği festivalin ilanında sahne alacak sanatçıların küçücük yüz fotoğraflarının yanında, kocaman boy fotoğrafını koyan belediye başkanını eleştirip, papaz olan kişi de benim.
Eğer koronavirüs olmasaydı yukarıdakileri yapmış bir adam olarak, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Yeditepe Konserleri’ne de karşı çıkardım.
Ama bu sene işler bambaşka gitti ve gidiyor.
Bu konserler, orkestra elemanından ışıkçısına, ses operatöründen sahne amirine kadar, yüzlerce insanın aylar sonra cebine ilk kez para girmesine vesile oldu.
Düzenli sigortası olmayan, maaş değil yevmiyeyle çalışan insanlardan söz ediyoruz.
Devlet o insanlara karşılıksız para yardımı yapmaktansa emek vermelerini ve emeklerinin karşılığını almalarını sağladı.
Böyle bir ortamda neden bunu yaptın demek yerine, özel tiyatrolar için de benzerini neden yapmıyorsunuz denilebilir en fazla...
Paralar boşa gitti, konserler seyredilmiyor diyenleri ben gördüm de, onlar hem Fenerbahçe hem de Galatasaray’ın maçlarının olduğu bir gecede, Ebru Yaşar’ın 10 saatte 100 bin kez izlenen konserini gördüler mi?
Burada sorulması gereken soru şu: Bu konserler kapsamında hak etmeyen, siyasi sempatiyle konser verilmiş kimse var mı, yok mu?
Ajda Pekkan adını mı tartışacağız yoksa Funda Arar’ı mı?
Bu konserlere iktidarı sevip sevmemek üzerinden değil insan üzerinden bakmak en doğrusu, Türkiye’de çok zor olsa bile...
Büyükşehir açıklaması“Milliyet Gazetesi’nde 17 Haziran tarihinde, ‘Yaptım ama sor bir niye yaptım? - 2’ başlığıyla yayınlanan köşe yazınıza ilişkin aşağıdaki bilgilendirmeyi yapmak isteriz.
Yazınızda bahsi geçen Halk Süt dağıtım çantaları ihalesi, bu güne kadar İBB Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19. maddesine uygun şekilde, açık ihale usulü ile gerçekleştirilmiştir.
İBB tarafından yapılacak son alımlarda, tela çanta yerine kâğıt poşet temin edilmesi uygun görülmüştür. Bunun nedeni ise ultrasonik dikişli tela malzemesi, özellikle son dönemde sağlık sektöründe kullanılmaktadır. İBB, maske ve diğer sağlık ürünlerinde kullanılan bu malzemeyi, süt dağıtım çantasında kullanmayı tercih etmemiştir. Bu karar, artan talep nedeniyle fiyatı zaten yükselmiş olan bu malzemenin daha da pahalılaşmaması amacını taşımaktadır. İBB, bu süreçte tela malzemesini kullanmayarak sağlık sektörüne avantaj bırakmak istemiştir. İlerleyen süreçte yeniden, pandemi dönemi sona erdiğinde tela malzemeli çanta alımı yapılabilecektir.
İhtiyaç duyulan çantalar, İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21/f maddesine uygun olarak hazırlanacak ihale dosyasından karşılanacaktır.
Sayın Şendir,
İBB yönetimi olarak, yapılan tüm ihalelerde şeffaf ve hesap verilebilirlik ilkesini benimsenmekte olduğumuzu bilmenizi isteriz. Halk Süt dağıtım çantası ihalesi de aynı ilkeler çerçevesinde gerçekleşmektedir.
Ayrıca belirtmek isteriz ki; yazınızda bahsi geçen Ekoteks Belgesi, tekstil ürünleri için geçerli olan ve çevre korumasını hedefleyen bir belgedir. Maske, bir tekstil ürünü olmadığı için bu belgeyi almak zorunlu değildir. İBB, İETT şoförleri için piyasada bulunan mevcut ürünler arasından en sağlıklı ve hijyen özelliklerdeki maskeyi temin etmiştir.
İstanbul Büyükşehir BelediyesiBasın Danışmanlığı”
Not: Malzeme değişimi iyi bir karar olmuş. Ekoteks belgesi çevreyi korumayı amaçlayan bir belge, bu doğru. Büyükşehir’in hep dile getirdiği çevre hassasiyetini düşününce sorumu bir kez daha çok haklı buldum. Umarım alım işlemi de öyle olmuştur.