Raporda, Türkiye AB ilişkilerinde gerilimli günler yaşandığı hatırlatılarak, Avrupa'nın kısa vadeli bir bakış açısıyla, Türkiye'nin Avrupa için yaratacağı riskleri öne çıkardığı, oysa ilişkilere 10 - 20 yıllık bir perspektif içinde yaklaşılması halinde, Türkiye'nin Avrupa'nın karşılayacağı riskleri hafifletebileceğinin anlaşılacağı ileri sürülüyor. Dünyanın seçkinlerini buluşturan Davos toplantılarını düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu (DEF) tarafından yayınlanan raporda, Avrupa Birliği (AB) içinde yer alacak bir Türkiye'nin Avrupa'nın önümüzdeki 20 yılda karşılaşabileceği riskleri azaltabileceği ileri sürüldü. İstanbul ve Brüksel'de düzenlenen iki çalıştayda (workshop) ortaya konan fikirlerden yararlanılarak hazırlanan Europe@Risk başlıklı raporda, Avrupa'nın orta ve uzun vadede karşılaşabileceği olası risklerin bir dökümü yapılarak, Türkiye'nin bu risklerin hafifletilmesinde nasıl bir rol oynayabileceği tartışılıyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun önümüzdeki hafta İstanbul'da düzenleyeceği Türkiye Forumu öncesinde yayınlanan raporda, Avrupa'nın önümüzdeki 20 yılda karşılaşacağı riskler üç ana grupta toplanıyor ve Türkiye'nin bu risklerin hafifletilmesinde nasıl bir rol oynayabileceği tartışılıyor.(1) Enerji güvenliği: Raporda, Avrupa'nın ciddi bir enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıya bulunduğu belirtiliyor ve Türkiye'nin bir enerji ulaşım merkezi haline gelerek bu sorunun aşılmasına önemli katkı yapabileceği vurgulanıyor. Türkiye'nin petrolün yanı sıra, Avrupa'nın doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında da önemli rol oynayabileceği kaydediliyor.(2) Yaşlanan nüfusun yükü: Avrupa'nın yaşlanan nüfusunun Avrupa ülkelerine giderek büyüyecek bir mali külfet getireceğini hatırlatan raporda, Türkiye'nin genç nüfusuyla ve sağlayacağı yüksek getirili yatırım olanaklarıyla bu sorunun aşılmasına önemli bir katkı yapabileceği belirtiliyor.(3) Jeopolitik riskler: Raporda, jeopolitik gerilimin ve çatışma riskinin en yüksek olduğu bölgede yer alan Türkiye'nin, Avrupa'nın güvenlik politikalarına çok önemli katkı yapabileceği vurgulanıyor ve Türkiye'nin bölgedeki etkili konumunun Avrupa'nın bölgedeki güvenliğini sağlamada önemli rol oynayabileceği ileri sürülüyor. Üç risk alanı DEF tarafından yayınlanan rapor, Türkiye - AB ilişkilerinin algılanışındaki önemli paradoksa da dikkat çekiyor. Raporda yer alan verilere göre, AB ülkelerinde, Türkiye'nin AB üyeliğinin öncelikle Türkiye'ye yarar sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 52'yi buluyor, öncelikle AB'nin yarar sağlayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 7'de kalıyor. Türkiye'de ise, Türkiye'nin AB üyeliğinin öncelikle AB'ye yarar sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 34'ü buluyor, AB üyeliğinin öncelikle Türkiye'ye yarar sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 13'de kalıyor.DEF raporunun konuya orta ve uzun vadeli bir perspektifle yaklaşarak verdiği mesaj önemli ama bu tür raporların etkili olması için, öncelikle Avrupa'daki ve Türkiye'deki algılama paradoksunun aşılması gerekiyor. oulagay@milliyet.com.tr Algılama paradoksu