Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) bu yılki açılış toplantısında verilen mesajlar, alışılmadık ölçüde net ve anlamlıydı. Açılış oturumunda konuşan WEF’in İsviçreli kurucu başkanı Klaus Schwab, İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, herkesin anlayacağı bir dille, “Böyle gelmiş ama böyle gidemez” mesajını verdi. Son 25 yılda dünyanın gidişatına damgasını vuran ve sonunda büyük bir krize yol açan neo-liberal anlayışın acımasız bir eleştirisi yapıldı bu konuşmalarda.
Konuşmasına 2010 yılının zorluklarla dolu bir yıl olacağını söyleyerek başlayan Klaus Schwab, “Şimdi bazıları en kötüsü geride kaldı, kriz bitecek ve hayat kaldığı yerden devam edecek diye düşünebilir, oysa bu kriz dünyamızı temelden değiştirdi, artık eskiye dönüş olmayacak”, dedi. Schwab, 2008’de finans sektöründe başlayıp 2009’da ekonomik krize yol açan gelişmelerin 2010’da bu kez sosyal bir krizi tetikleyebileceği uyarısını da yaptı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de “Bu krizden hepimiz sorumluyuz” diyerek başladığı konuşmasında, piyasa düzenini ve finans kesimini tanrılaştıran anlayışa çattı ve dünyanın yeni bir Bretton Woods anlaşmasına ve yeni bir uluslararası para sistemine ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Küreselleşme karşıtları
Küreselleşmenin bugünkü işleyiş biçimine de karşı çıkan Sarkozy’nin konuşması farklı tepkilere yol açtı. Konuşmayı dikkatle izleyen uluslararası medya mensupları farklı görüşler belirtirken Foreign Policy dergisinin editörü Moises Naim şu ilginç değerlendirmeyi yaptı “Bu konuşmanında gösterdiği gibi önceki yıllarda Kongre salonu dışında, sokaklarda gösteri yapan küreselleşme karşıtları şimdi Kongre salonunun içinde boy gösteriyor.” Bu görüş belki biraz abartılı ama küresel krizin sisteme karşı çok daha yoğun toplumsal tepkilere yol açtığı ve bununda Sarkozy gibi politikacıları bu tür konuşmalar yapmaya zorladığı bir gerçek.
Çinli piyaniste ödül
Birçok kimsenin “neo-liberal düzenin kalesi” olarak gördüğü Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yıl bu tür konuşmalarla başlaması, dünyadaki değişimin çarpıcı bir göstergesiydi. Batı, küresel düzene hükmetme gücünü kaybetmekte olduğunu idrak etme noktasına gelmişti. Dünya Ekonomik Forumu’nun açılış oturumunda verilen mesajlarda, Batı’nın artık bu gerçekle yüzleşerek kendi değerler sistemini ve oyun planını sorgulaması gerektiği vurgulanıyordu.
Açılış oturumunun hemen ardından yapılan törende, sanata, kültüre ve insanlık mirasına katkı yapan kişilere verilen Kristal Ödül’lerden birini Çinli piyanist Lang Lang’ın alması ve klasik müzik dünyasının bu yeni harika çocuğunun çaldığı üç parçayla geceye renk katması da anlamlıydı. Klaus Schwab’ın eşi Hilde Schwab’ın, Lang Lang’a ödülünü verirken Çin’de 40 milyon gencin piyano eğitimi almakta olduğunu söylemesi, Çin’in bu alanda da dünya liderliğine oynadığını gösteriyordu.