Can Bartu babam gibiydi. Bir gün beraber oturuyoruz, bana bir hatırasını anlattı: “Galatasaray ile maçımız var. Bir gün önce Kadıköy’de ufak bir otelde kampa girdik. Arkadaşlarla vakit geçsin diye kağıt oynuyoruz. Gece saat 12.00’de bir baktık salonun kapısı açıldı. Gelen Galatasaray başkanıydı. Bize döndü, ‘Sizin yarın derbi maçınız yok mu? Bu saate kadar neden oturuyorsunuz?’ dedi. Biz utandık, kağıtları kaldırdık ve odamıza geçtik.”
Nurlar içinde yatsın, Can Bartu bana bunu anlatmıştı... Bugün geldiğimiz noktaya bakın. Fenerbahçeliler küfür ediyor, onun yarısı Galatasaray’a yarısı kendilerine gidiyor. Galatasaraylılar küfür ediyor; bu küfürlerin de yarısı Fenerbahçe’ye yarısı kendilerine gidiyor. Daha sonra ortalık geriliyor. Hatta olay öyle bir yere geliyor ki, Kalamış Tesisleri bile basılıyor. Ülkemizde yok mu aklı selim 10 tane Galatasaraylı, Fenerbahçeli büyüğümüz? İki kulüp başkanını bir masada buluşturup bu olayların yanlış olduğunu anlatacak olan. Bakın böyle
Süper Lig bütün takımları hakikaten moral olarak bitiriyor. Bunun da tek sebebi algı operasyonu yapılıyor. Bir haftadır ‘Ööö’ dedik. Bazıları “Galatasaray ile Konyaspor beraberliğe maçı bağlayacaklar”, bazıları da, ‘Bu Konyaspor, Galatasaray’ı rahat rahat yener, ligde kalır’ diyerek insanların kafalarını karıştırmak için elinden geleni yaptılar. Üzüldüğüm taraf, bu yorumları yapanlar futbolun içinde olan insanlar.
G.Saray, Fenerbahçe’ye yenildi diye sarı-kırmızılıları bir anda yerle bir etmek için müthiş bir çaba gösterildi. Ama sezon başından beri Okan hoca ile futbolcular, yöneticiler ve hepsinden önemlisi taraftarlar öyle bir kenetlendiler ki, dışarıdan gelen bu olumsuzluklara tek vücut olarak kalkan oldular ve etkilenmediler.
Sezon içinde her takımda olduğu gibi sıkıntılar da yaşandı, iyi futbol oynayamadıkları maçlar oldu, çok iyi oynadıkları maçlar da oldu. Ama bunu tek vücut olarak çok iyi karşıladılar. Hep birbirlerine destek oldular ve ayakta kaldılar.
İki büyük kulübün rekabet etmesi çok güzel bir şey. Yeter ki kirletmeden, savaş çıkarmadan bu rekabet olsun. Pazar günü Fenerbahçe iyi oynayarak hakkıyla galip geldi. Bu galibiyete kimsenin söyleyebileceği bir söz yok. Ne var ki maçtan sonra yaşananlara ‘dur’ demek lazım.
Tribünler boşalıyor, herkes gidiyor, daha sonra bir grup insan, nasıl girdiklerini bilmiyorum stada gelip kulüp müdürünü dövüyorlar. Ben futbolun bu kısmından nefret ediyorum. Hele 30 milyon taraftarı olan bir kulübe ‘siz şerefsizsiniz, ahlaksızsınız, hırsızsınız’ gibi sözleri içime sindiremiyorum.
Galatasaraylı bir yönetici Fenerbahçe için böyle bir söylemde bulunsa, hayatım boyunca bir daha onun suratına bakmam, onunla konuşmam, bulunduğu ortamlarda da olmam. Herkes kendisini kahraman ilan edebilir.
Bakın size bir şey söyleyeyim; stadın arka tarafında metronun olduğu yerde, 300-400 kadar Galatasaray taraftarı vardı. Şayet Dursun Özbek’e ‘stadı basıyorlar’ diye telefon geldiği zaman o taraftarları
Elli bin taraftar tribünleri doldurmuş, Rams Park bayram yeri gibi. Futbolculara verilen destek sınırsız. Ama ne yalan söyleyeyim; dün gece sahadaki Galatasaray, sebebi nedir bilemiyorum ama bu sezonun en kötü futbolunu oynadı. Fenerbahçe kalesine şut çekmeden maçı bitirdi. Üstelik oyunun büyük bir bölümünde sarı-lacivertliler on kişiydi.
Teknik direktör İsmail Kartal, sarı-kırmızılıların en etkili olduğu mevki kanatlarda Ferdi ile Ziyech’i; Osayi ile Barış Alper’i iyi marke edip kıpırdatmayınca, Cim Bom gol yollarında hiç etkili olamadı. Icardi gibi bir golcü topla buluşamadı. Mertens ilk yarıda gördüğü sarı kartla oyundan düştü. Kerem Demirbay ise etkisizdi. Çok pas hatası yaptı, takımına dün gece hiç katkı veremedi. Torreira orta sahada bir yere kadar mücadele etti. Bunun için de ikinci bölgenin hakimi hep Fener oldu.
Bu hesapta olmayan mağlubiyetin sebebi nedir bilemiyorum. Herhalde Galatasaraylı futbolcular ‘Mutlaka bu maçı kazanıp, şampiyonluğumuzu ilan edelim’ diye stres yaptılar.
Başkan Dursun Özbek, Galatasaray’a tarihinin en parlak dönemini yaşatıyor. Bu sadece futbolda değil, maddi olarak da şu an kulübe oluk oluk para akıyor. Kurduğu futbolcu kadrosu, Türkiye standartlarının çok üzerinde. Bunu hiç kimse inkar edemez.
Bir hafta sonra kongre var. Seçim öncesi bu kadar başarılı bir başkana, ‘Florya’daki arsaları kimseye peşkeş çekemezsin’ diye hakaret edilmez. Şu an kavga ortamı yaratmak hiç hoş değil ve doğru da değil. Süheyl Batum adaylığını açıkladığı zaman bu büyük kulüp tek başkan adayıyla seçime girmeyecek diye sevindim. Hatta Batum’um listesinde çok değerli insanlar da var.
Metin Ünlü benim inandığım çok eski arkadaşım. Cüneyt Öztürk pırıl pırıl harika bir insan. Suat Sarı araştırmacı, değerli bir insan. Benim Süheyl Batum’un listesine itirazım yok. Ama başkan adayının söylemleri sadece beni değil, şu an mutlulukları zirvede olan 30 milyon Galatasaray sevenini çok yaralamıştır. Her şey çok güzel giderken ben kongrenin kesinlikle Dursun başkanı tekrar
Okan Buruk’u kutlamak lazım. Takımı sahada müthiş mücadele ediyor. Bütün futbolcuların zirve için adeta beynini yıkamış. 84. dakikada Karagümrük beraberlik golünü atıyor, 90. dakikada Galatasaray yine üstünlüğü yakalıyor. Hem de sonradan oyuna giren Berkan’la...
Mertens 37 yaşında... Bu çocuk sahada basmadık yer bırakmıyor, gol atıyor, gol attırıyor. Bitmeyen ve tükenmeyem bir hırsı var... Aynı şekilde Barış Alper... Kabus gibi rakibin üzerine çöküyor. Bırakın gol atmayı, o da gol pası veriyor. Bütün takım olarak maçın tamamında hızlı futbol oynamasalar da maçı kazanma hırsları hiç bir zaman eksilmiyor.
Tolunay Kafkas’ı da kutlamak lazım. Düşme hattının çizgisinde ama Karagümrük bu sezonun en iyi, en tempolu oyununu oynadı. Can Keleş, Mendes ve Marcao çabukluklarıyla Galatasaray defansını bayağı hırpaladılar. Nelsson olağanüstü mücadele etmesine rağmen onun bile etkisiz kaldığı zamanlar oldu. Karagümrük hep golü düşündü.
Galatasaray dün gece çok zor
Rams Park’ı dolduran 48 bin taraftar durmaksızın takımına öyle büyük destek veriyor ki, buraya deplasmana gelen takımların işi gerçekten çok zor. Bu destekle büyük yıldızlar da birer birer sahneye çıkıyor. Barış Alper diyorsun, belki gol atmadı ama Sivasspor’un sağ kanadını resmen çökertti ve iki gol pası verdi.
Ziyech diyorsun, sezon başı gerçek performansını gösteremedi. Ne var ki son haftalarda gerçekten müthiş futbol oynuyor. Dün akşam Sivasspor’a mükemmel goller attı. Faslı futbolcu saha içinde kendisini unutturuyor. Arkadaşlarından gol pası geldiği an sahneye çıkıyor. Topa vuruş tekniği, Süper Lig’in en iyisi. Gerçekten bu maçtaki performansıyla futbol severlere büyük keyif verdi.
Dries Mertens çok büyük usta. Keşke 3-5 yaş genç olsaydı. Goller atıyor, gol pası veriyor, sahada basmadık yer bırakmıyor. Cim-Bom’un hücum hattı birbirlerini çok iyi tanımışlar ve atılan gollerde, verilen pasların hepsi adeta öldürücüydü. Rakip sadece seyredebildi,
Sezon sonu yaklaştıkça Galatasaray’ın performansı artıyor. Bilhassa forvet hattı rakibi 60. dakikadan sonra resmen boğuyor.
Alanyaspor ve Adana Demirspor maçlarını gözünüzün önüne getirin. İlk yarı rakip nesi varsa sahaya koyuyor. Ama ikinci yarı özellikle 60. dakikadan itibaren Barış Alper, Mertens, Icardi, Ziyech, Kerem Demirbay sahneye çıkıyor ve o zor deplasmanlarda çok rahat goller atarak farklı kazanıyorlar. Burada Okan Buruk’u kutlamak lazım. Takımını mükemmel çalıştırıyor. Kondisyon olarak şu an Süper Lig’in en güçlü takımı onlar. 37 yaşındaki Mertens, 91. dakikada gol pası veriyor, rakip ataklarda kendi kalesine gelip top kapıyor.
Barış Alper bu sezonun yıldızı. Bu çocuğun bütün hayatı kendi eviyle Florya arasında geçiyor. Gençtir, şöhretlidir her futbolcu çıkıp gece gezmek ister. Barış futbol çıtasını öyle bir yere koymuş ki hiç oyundan düşmüyor. Helal olsun demek lazım.
Ziyech’e kızıyoruz. Neden kızıyoruz, devamlılığı yok diye. Ama adam o kadar büyük bir