Galatasaray, Rizespor maçından sonra Gaziantep karşısında da zorlanmadan, iyi mücadele ederek galip geldi. İlk yarı bütün takım pres yaptı, gol pozisyonlarına girdi, erken iki de gol buldu. Daha sonra oyunu rölantiye aldı. Belli ki akıllar hafta sonu oynanacak derbi maçındaydı. Aman sakatlık olmasın, kart görülmesin düşüncesinde sarı-kırmızılılar farkı artırmayı pek düşünmedi hatta tempoyu düşürdü.
Okan Buruk’a saygı duymak lazım. Gaziantep’in gücü belli. Klas futbolcuları yok, yaptıkları transferleri bu maçta oynatamadılar. Bu şartlarla Cim-Bom ile başa çıkmak kolay değil. Okan Buruk’un öğrencileri biraz daha zorlasa farkı artırabilirlerdi.
Bu takıma Osimhen, Jakobs ve Salai eklenecek. Mutlaka takımın direnci çok daha fazla olacak. Batshuayi’yi kötülemiyorum ama Osimhen’in farklı becerileri var. Rakip savunmayı resmen hırpalıyor; havadan olsun yerden olsun harika bir forvet. Florya’daki çalışmalarını duyuyorum, derbide takımının en büyük kozu olacak. Batshuayi ise dün bir gol attı, bir gol de attırdı.
Herhalde dünyada en çok eleştirilen kulüp Galatasaray'dır. Bu kadar eleştiriye rağmen toparlanıp bu kulüp ve futbolcular ayakta durabiliyorsa helal olsun...
Bir aydır transferler yatıp kalkıyoruz; 'Sara kötü, Ismail Jakobs iyi futbolcu değil, Osimhen problemli' gibi birçok bilinçli yapılan eleştirilere rağmen fazla abartmayacağım ama bu sezonun en ciddi futbolunu oynayan, yeni transferlerin hepsinin takıma çok yararlı olacağını gösterdikleri, sahada koşmayan, basmayan, rakibe pres yapmayan oyuncunun olmadığı bir Galatasaray seyrettik.
Osimhen'den başlayayım... Fizik olarak tam hazır olmasa da adam müthiş bir forvet oyuncusu. Onun karşısında oynayan defansçıların Allah yardımcısı olsun! Rize maçı ilk karşılaşması olmasına rağmen, ilk devre oynadığı futbol takıma ne kadar katkı vereceğinin göstergesi. Hele Sara, 55 dakika sahada kaldı; 1 gol atıp, 2 de asist yaptı. Bu çocuğu hakaret eder gibi eleştirenler biraz utanmalı.
Ismail Jakobs, takımdan ayrılan Köhn'ün çok üstünde bir futbolcu. Temposu çok iyi. Defanstaki hamleleri hatasız. Girdiği bütün ikili
Akçeli işler sıkıntılıdır. Koca Galatasaray Kulübü bir sürü olumsuz şeylerle suçlanıyor. Başkan Dursun Özbek ne kadar çırpınırsa çırpınsın, insanlar ikna olmuyor.
Önce şunu söyleyeyim; ben karaborsadan 40 milyon eurolar kazanıldı iddiasına kesinlikle katılmıyorum. Ne yaptılar yani? Bütün stada kombine seyirci almayıp, biletleri karaborsa mı sattılar! Ama burada suçlanan yöneticiler var. Başkan Özbek onlara "Şu olaylar temize çıkana kadar görevinizden ayrıldiyemiyor. Bunu söylese bir daha hiç kimse bu mevzuyu konuşmayacak.
Suçlayanlara bakıyorsun ikisi de Galatasaray'da yöneticilik yapmış insanlar. Bu işten bir şey çıkmayacağını bildikleri halde böyle bir yola girdiler. Bana göre yanlış yaptılar. Evet Galatasaray'ın parasını kim yiyorsa burnundan gelsin. Ama bu iş böyle açık açık deklare edilerek yapılmamalıydı.
Evet, yönetimin her konuda çok büyük hatası var. En büyük hata da başkanın. Ali Yüce istifa ediyor. İstifa sebebi ne? Onun gibi namuslu, varlıklı, iyi bir Galatasaraylı ben
Galatasaray bayağı bir sarsıntı geçirdi. Son maçlarda oynanan kötü futbol, Şampiyonlar Ligi’nden elenilmesi, beklenen transferlerin yapılamaması, bir de bilet karaborsa olayı karışınca taraftar olsun, kongre üyeleri olsun herkes isyan noktasına geldi.
Benim bildiğim, inandığım bir şey var, büyük kulüpler hele 30 milyon taraftarı olan kulüp sallanır, sarsıntı geçirir ama hiçbir şey olmaz. Bu böyle biline... Yönetim, Batshuayi, Sara, Jelert ve İsmael Jacob’u transfer etti. Bu transferler taraftarı mutlu etmedi. Ama son yapılan fırsat transferi Osimhen herkese bir ‘oh’ çektirdi. Düşünebiliyor musunuz bütün Avrupa medyası Nijeryalı futbolcunun transferinden bahsediyor.
Başkan Dursun Özbek’in benim de eleştirdiğim birçok hatası var. Fakat ne olursa olsun öyle bir santrfor aldı ki, hedefi 12’den vurdu. Bunu kabul etmek lazım.
Osimhen, Türkiye’ye gelen 25 yaşındaki en büyük marka. Şimdi herkes sahada ne yapacak onu bekliyor. Bu arada eleştiriler durmuyor. Biliyorsunuz Türkiye’de herkes teknik
Şampiyonlar Ligi’nden elenmek taraftarın, futbolcuların, yönetimin, herkesin psikolojisini bozdu. Yenilirsin ama daha iyi mücadele ederek, savaşarak...
Galatasaray gücünden çok şey kaybetti. Bu yüzden dün geceki Adana Demirspor maçında alınan farklı galibiyet herkes için moral oldu. En azından Süper Lig’de puan kaybetmeden yoluna devam ediyor.
Peki, farklı kazanırken istenilen o iyi futbolunu oynayabildi mi? Hayır!
Adana Demirspor’un transfer tahtası kapalı.... Mütevazı bir kadro ile sahaya çıkıyor. Bana göre Süper Ligin en zayıf ekibi... Buna rağmen çok net üç-dört tane gol pozisyonuna girdi. Galatasaray’ın bu milli arada kendini toparlaması lazım. Avrupa Ligi kuraları çekildi, orada çok zorlu rakipler var. Bu kadro ile, bu futbolla gene taraftar üzülür.
Defansta Abdülkerim ile Metehan da oynasa değişen bir şey yok. Orta saha yufka gibi... Rakibe ikinci bölgede üstünlük sağlayamıyorsun... Yeni transferin Jelert sol bek oynadı. Sol bek de oynasa sağ bek de oynasa daha eleştirmek istemiyorum ama
Şampiyonlar Ligi’nden elenmek taraftarı ve Galatasaray kongre üyelerinin canını çok yaktı. Tabii ki hocanın futbolcu tercihleri tutmayınca o da suçlu duruma düştü. Hocadan önce neler yaşanmış, şöyle bir bakalım...
Florya’da Zaha’ya, Oliveira’ya, Köhn’e, Dubois’e, Ziyech’e ‘kendinize takım bulun’ deniyor, veya istenmedikleri, tavırlarla, gazetede yazılanlarla bir şekilde belli ediliyor. Futbolcu aptal değil, hepsi cin gibi ve bu ortamda Young Boys maçına hazırlanıyorlar.
Üstüne üstlük takım tarihi bir maça çıkacak, bir gün önce başkan açıklama yapıyor. Başkana soruyorlar, ‘Kerem’in kaptanlığı alındı, ne zaman yeni kaptanı açıklayacaksınız’ diyorlar. O da transfer dönemi kapandıktan sonra açıklayacağını söylüyor. Muslera’nın ‘Ben bu takımın kaptanı değil miyim’ diye cinnet geçirerek o maça çıkması doğru mu, yanlış mı? Halbuki başkan ‘Bizim kaptanlık sorunumuz yok, Muslera bizim kaptanımız, Kerem de bizim futbolcumuz’ dese problemin
Böyle kulüp idare edilmez.
Okan Buruk, ailesinden ayrıldı, belli ki sıkıntısı var. Icardi, aynı sorunları yaşıyor. Adam kendinde değil. Fizik olarak zayıfladı ama kıpıldayamıyor. İlk geldiği sezondaki Icardi’yi mumla arıyoruz. Transferde tam bir kaos yaşanıyor. Gidecekler-gelecekler belli değil, Okan Hoca da bunun bunalımını yaşıyor.
İki sezondur Erden Timur bu konuları çok rahat bir şekilde sorun olmadan hallediyordu. Peki şimdi yöneticilerin aklına gelmiyor mu üst akıl olarak Florya’ya profesyonel yönetici getirmek...
Bu kafayla gidilirse sorunlar artarak devam eder. Şimdi taraftar mutsuz ve olayların içerisine müdahil oldu. Başkanın bu sorunları bir an önce bitirmesi lazım.
Taraftara üzülüyorum. Çoluğunu çocuğunu almış, herkes ‘Galatasaray tur atlayacak’ diye stada gelmiş... Önce ilk yarı müthiş bir hayal kırıklığı yaşadılar. Takım kendi seyircisi önünde neredeyse şut çekmeden ilk yarıyı tamamladı. Burada bunun mutlaka sorumlusu vardır.
Okan hoca ilk yarı çift forvet oynattı: Batshuayi, Icardi. Peki bu futbolculara kim pas verecek ya da orta yapacak? Koca Galatasaray takımında bir tane futbolcu yok. Onlar da top alamayınca oyundan düştüler. Bu sefer bütün yük dokuz futbolcunun üzerine bindi.
Şunu kabul edelim... Young Boys’un fizik gücü sarı-kırmızılıların çok üzerinde. Biz İsviçreliler yorulacak derken, ev sahibi ekibin oyuncuları yoruldu. Düşünebiliyor musunuz, yıldız futbolcu dediğin topçular bir tane final pası veremiyor, rakipten dönen topları alamıyor, kendi aralarındaki pasların çoğu da rakibe gidiyor. Peki nasıl maç kazanacaksın?
İlk maçta orta sahada üstünlüğü rakibe verdin, dün gece de farklı değildi. Torreira ile Sara