Önemli olan kazanmak
Avrupa kupalarında rakibi küçük-büyük ayırmıyorum. Bu kulvarda maç kazanmak temsilcilerimiz için kolay bir iş değil. Dün gece ilk yarı sahada şov yapan, rakibini sindiren, üç gol bulan bir Galatasaray vardı. Osimhen defansla boğuşuyor, yeri geliyor kaleye şut çekiyor, kendi müsait olmadığı pozisyonlarda da arkadaşlarına gol pası veriyor.
Aynı şekilde Icardi... Osimhen'in arkasında orta saha futbolcusu gibi oynadı. Sahada basmadık yer bırakmadı, golünü attı, çok net pozisyonlarda kaçırdığı goller de oldu. Yunus bu sezonun parlayan en büyük yıldızı. Hem defansta, hem kanatta hem de forvette ısrarcı ve attığı dördüncü gol, bu hırsının başarısıdır. Kolay bir gol değildi. Üç kişiyle boğuştu. Osimhen de arkadaşının önünü açarak boş alan yarattı. Ne olursa olsun o kadar çok mücadele edip, takımı rahatlatan golü atmakla en büyük alkışı hak eden futbolcu Yunus'tu.
Yenen ilk iki golde en büyük suç Barış Alper'deydi. İlk golde beş metre daha depar atsa rakibini yakalayacak, o vuruşu yaptırmayacaktı. İkincide ise, ceza sahası içinde topa elle müdahale edip rakibinin önünden almasının penaltı olacağını hesaplaması gerekirdi. Tamam sahada çok koşuyor, mücadele ediyor ama aynı oranda hatalar da yapıyor. Bu yüzden dün gece iki gol yenilmesine yol açtı.
Yunus böyle hatalar yapmıyor. Barış Alper'in de kendisini toparlaması lazım. Okan hoca mutlaka bu sistemle oynayacak. Macar futbolcu Sallai de ligde oynamak isteyecek. Barış böyle hatalar yaparsa benim tanıdığım Okan Buruk kendisini yedek kulübesinde oturtur.
Sonuçta net bir skorla maç kazanılmış olsaydı, taraftar daha çok mutlu olurdu. Ama dün gece evet herkes stres yaşadı ama sonunda Galatasaray sahasındaki maçta galip gelerek üç puan aldı.