Galatasaray sezona başlarken 26 futbolcu gönderdi, 13 futbolcu aldı. Hani bütün herkes alınan futbolcular için ‘rüya takım kuruldu, bu takımın önünde kimse duramaz’ diye doldur-boşalt yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Okan Buruk’un kellesini isteyenlere soruyorum; Kayserispor maçındaki ilk 11’i gördükleri zaman “İşte gerçek Galatasaray bu, Mertens ile Mata ilk 11’de oynamalıydı, Okan hoca doğrusunu yapmış” demediler mi? Sonra takım çok kötü futbol oynayıp daha 38. saniyede yüzde yüz verilmeyen penaltısı da buna eklenince, Kayseri maçında mağlup oldu. Bu olamaz mı? Futbolun içinde böyle skorlar yok mu? Bu yerden yere vurulan Galatasaray’ın Trabzonspor ve Adana Demirspor deplasmanlarındaki o iyi mücadeleci futbolundan sonra övgüler yağdıranlar, şimdi kelle istiyorlar.
Mertens, Mata, Yunus... Üçü de atletik futbolcu değil. Teknikleri iyi, bilhassa Mertens ve Mata eskiden çok büyük yıldızlardı, bugün o görüntülerinin çok uzağındalar. Yunus ise Adana
Kayserispor karşısında Galatasaray’ın yenilgisini bir kenara koyun ama oynadığı futbol tam bir hayal kırıklığı. Sanki bütün takım bilhassa ilk yarı sözleşmiş gibi tel tel döküldü. İkili mücadelelerde bütün topları Kayserispor kazandı. Çok çabuklardı, Galatasaray defansına iyi pres yaptılar ve gol sayısını artırmamaları konuk ekibin şansıydı.
Torreira, Midtsjö olmak üzere iki futbolcu da kötü gününde olunca orta saha çöktü. Mertens sol çizgide, Yunus sağ çizgide, Mata da orta sahada ağır kalınca Galatasaray’ın gol ümidi iyice bitti. Kendi kendime düşünüyorum Okan Buruk ne yapabilirdi diye. Zaten devre arasında yapacağını yaptı. Yunus’u, Mertens’i ve Midtsjö’yü dışarı aldı yerlerine Oliveira, Barış Alper, Rashica’yı dahil etti. Bir tık daha fazla hücuma çıkmaya başladılar. O da galibiyete yetmedi.
Sacha Boey lüzumsuz sarı kart gördü, korkarak oynadı, geçen haftalarda olduğu gibi etkili değildi. Kazımcan canla başla oynadı.
Karşısında Ramazan ve Onur
Kabul eden eder, etmeyen istediği eleştiriyi yapabilir. Süper Lig’in en iyi takımlarının başında Galatasaray geliyor. Her şeyden önce teknik olarak mükemmel futbolcular var. Gol yolları hariç takımın hiç bir sorunu yok. Biraz Kerem ve Yunus kıpırdarsa, toplar direkten dönmeyip kaleye girerse müthiş bir takım seyredeceğiz.
Son hafta verilen bay arası sorunları olan futbolcuların bu problemlerini halletti. Başta Icardi... Bu çocuğa bir sürü şey söylendi, hakaretler yapıldı ama herkesin unuttuğu bir şey var; Icardi büyük futbolcu. O da oynamak istiyor. Şimdi problemlerinden arınmış bir Icardi’yi Kayseri maçında gerçek gücüyle hepimiz göreceğiz. Mata da Muslera ile beraber takımın gizli kaptanı. Hakiki bir 10 numara. Okan Buruk Mata ve Mertens’i beraber oynatmak için çareler arıyor, bunu biliyorum. Fakat üç yerli oynatma kuralını bugüne kadar bir türlü aşamadı. Kerem veya Yunus futbol çıtalarını biraz daha yükseltmezlerse Kazımcan’ı sol bekte Mata ile Mertens’i ise ilk 11’de
Aklım almıyor Galatasaray 8 maç oynamış beşi deplasmanda. Topladığı puanlarla şu an ligin tepesinde. Yeni kurulmuş bir takım. Her hafta üzerine koyarak geliyor. Okan Buruk 8+3 kuralıyla boğuşuyor. Buna rağmen bir eleştiri furyasıdır gidiyor. Neymiş efendim, Muslera’yı kesip Okan’ı kaleye koysunmuş. Sol bekte Dubois’i oynatmasın, Emre Taşdemir, Berkan Kutlu ya da Kazımcan’ı oynatsınmış!
Kerem ve Yunus’u kesinlikle oynatmayıp kızağa çekmesi gerekirmiş. Ayrıca Okan hoca, İngilizce bilmiyormuş, Galatasaray teknik direktörünün İngilizce’yi mutlaka bilmesi gerekliymiş...
Bu kadar zavalılık olur mu? İşin tuhafı bunların çoğu televizyonlarda konuşuluyor. Okan hoca Galatasaray’da futbolculuğunda 8 şampiyonluk yaşamış, UEFA Kupası’nda çok büyük payı olmuş, İtalya’da Inter’de oynamış. Başakşehir’i şampiyon yapmış. Akhisarspor’a Türkiye Kupası’nı kazandırmış ve dişi ile tırnağıyla kazanarak sarı-kırmızılılara teknik direktör olmuş.
Hoca hiçbir şey bilmiyor, bu ulemalar ise her şeyi biliyor! Burada olay ne biliyor musunuz? Cim-Bom
Adana Demirspor, Süper Lig’in en iyi takımlarından bir tanesi. Adana deplasmanından puan almak bütün takımlar için kolay değil, hatta çok zor. Galatasaray dün gece son vuruşlarda biraz şanslı olsaydı galibiyetle de sahadan ayrılabilirdi.
Sarı-kırmızılılar yeni kurulan bir takım. Evet, eksikleri var. Bu eksikler de oynaya oynaya, futbolcuların birbirini tanımasıyla giderilecek. Ama buna rağmen Torreira, Midtsjö, Mertens ve Mata, çok üst düzey oyuncular. Mata da Mertens de dün gece çok şanssızdı. Mata’nın gollük şutunu Svensson çizgiden kafayla çıkardı. Mertens ise çok pozisyona girdi, fakat bunları kaçırdı. Son olarak da vuruşu üst direkten döndü.
Ama Okan Buruk’un oynatmak istediği futbola baktığınız zaman, bütün takım koşuyor, rakibe baskı yapıyor, yardımlaşıyor ve çabuk oynamaya çalışıyorlar. Bu çok büyük bir gelişme. Gelecek haftayı Galatasaray ‘bay’ geçecek. Bir hafta aradan sonra çok daha iyi bir futbol izleyeceğiz.
Tabii Galatasaray’ı överken, aynı sözleri Adana
İtirazım yok, Galatasaray Yönetimi mükemmel transferler yaptı. Bu takım Avrupa’da oynasaydı çok başarılı da olurdu. Türkiye’de Okan Buruk ne kadar çırpınırsa çırpınsın, istediği takımı sahaya süremeyecek, formsuz futbolcuları oynatmak zorunda kalacak.
Yabancılar sürekli rekabet halindeler. Mertens, Mata, Torreira, Oliveira ve Midtsjö forma için yarışıyorlar. Boey’in her hafta grafiği yükseliyor ve arkasında Dubois bekliyor. Van Aaanholt’un futbol çizgisi inişli çıkışlı. Hoca, Dubois’i de oraya koyup, rekabet yaratmaya çalışıyor. Defansta Abdülkerim’in alternatifi Emin ve Metehan... Bu isimler de rekabet içinde olacaklar. Kazımcan, Ümit Milli maçında beni hayal kırıklığına uğrattı. Biraz daha çizgisini yükseltmezse zor forma bulur.
Yusuf ve Rashica hayran olduğum, mutlaka oynaması gerek futbolcular. Nasıl oynayacaklar bilemiyorum. Icardi, Gomis, Seferovic üçlüsü de rekabette olacak. Peki Yunus ile Kerem kimle rekabet edecek?
Şu an yüzde 50 ile oynuyorlar. Çok iyi futbolcular ama takıma
Galatasaray taraftarı hocasından, takımından memnun. Bu takım 16 maçtır yenilmeyen Antalyaspor’u deplasmanda yeniyorsa, ilk yarıda haksız şekilde 10 kişi kalmasına rağmen Gaziantep maçını kazanıyorsa, gol yemeyen ligin iyi takımlarından Konyaspor’u 2-1’lik skorla geçiyorsa demek ki bunun gerisi gelecek.
Galatasaray son üç maçın ikisini geriye düşmesine rağmen kazandı. Hem de oyuncuların fiziksel performansları daha istenen seviyede değil. Tabii ki tribünlere gelen 50 bin taraftar daha gollü maçlar izlemek istiyor. Okan Buruk, takım içindeki sorunları, lige verilen milli ara ve Adana Demirspor maçından sonra ‘bay’ geçecekleri haftada eminim çözecek.
Bana göre üç büyük sorun var... Birincisi; sol bek Van Aanholt, Konya maçında on metre önünde rakip futbolcu bulunuyor. Takımı topu bu futbolcuya şişiriyor. Hollandalı bir adım öne gitmiyor, rakibi müdahale etmeden kendisi çıkıp topu alsa hücumu başlatacak. Van Aanholt bunu yapmıyor, ataklara nadir çıkıyor. Okan Buruk kulübede kendisini
Konyaspor Galatasaray karşısına lider çıktı. Önce şunu söyleyeyim, kesinlikle bugüne kadar kazandıkları puanlar tesadüf değil. İlhan Palut takımına sistem futbolu oynatıyor ve sarı kırmızılıları çok zorladılar. İlk yarıda iki topları direkten döndü. Ama ne olursa olsun kendi sahasında 50 bin taraftarı önünde kötü gününde de olsalar taraftarlarına galibiyet hediye etmek için bütün futbolcular neleri varsa sahaya koyuyorlar. Konyaspor karşısında da taraftarın büyük desteğiyle bilhassa son 20 dakika rakip kaleye epey yüklendiler.
Sonuçta Calvo’nun hatası ve kendi kalesine attığı gol Cim Bom’a üç puanı ve liderliği getirdi. İki takımı da kutlamak lazım. Olağanüstü bir mücadele seyrettik. Zaman zaman sinirler gerilmesine rağmen kazasız belasız maç bitti. Golden sonra bilhassa Konyasporlu futbolcular sinirlerine hakim olamadı. Kaleci Sehic kontrolünü kaybetti ve sonunda 89. dakikada takımını eksik bıraktı.
Galatasaray geçen hafta Kasımpaşa karşısında daha başarılıydı. Bilhassa orta sahada Torreira ve Oliveira