Taraftarın bir kısmı hemen paniğe kapılıyor. Lig başlayalı iki hafta oldu; Antalya’da müthiş bir galibiyet, Giresun karşısında kendi evinde mağlubiyet... Bu yenilgi tabii ki en azından maça gelen 50 bin taraftarın canını yaktı, herkes üzüldü. Ama paniğe gerek yok, Galatasaray’ın kadrosunda gerçekten çok iyi futbolcular var. Takım daha oturmadı.
Seferovic’in nasıl bir golcü olduğunu hepimiz gördük. Giresun karşısında soldan, sağdan, ortadan tek top gelmedi. Maç boyunca Kazımcan’ın ortasında bir kez topla buluştu, o kafa vuruşu da gol olmadı. Bugün insanlar takıma iyi bir santrfor gerektiğini söylüyor. Ben buna katılmıyorum. Santrfordan önce Kerem’in soldan orta yapması lazım. Yapıyor mu yapmıyor, pas veriyor mu vermiyor. Ne yapıyor? Çizgiden içeri girip sadece kendisi şut çekmek istiyor. Giresun maçında Oliveira bomboş, ona atsa takım arkadaşı yüzde yüz gol yapacak ama atmıyor. Kerem geçen sezon takımın en iyisiydi ancak bu sezon kadro değişti. Genç oyuncunun saha içindeki görevinin de değişmesi
Galatasaray dün gece 50 bin taraftarıyla tribünde şov yaparken sahada şok yaşadı. Bu mağlubiyet hiç hesapta yoktu. Ama sezon başı bu tür yenilgileri her takım yaşayabilir. Evet kabul ediyorum, Galatasaray çok büyük yıldızlar transfer etti. Ama bu yıldızlar şu an için hazır değil.
Giresunspor karşısında Kerem, Yunus, Emre Akbaba, Van Aanholt iyi günlerinde değillerdi. Düşünebiliyor musunuz, maç boyu kanatlardan doğru, dürüst orta gelmedi. Gelen ortaları da gününde olan yeşil-beyazlı savunma ilk hamleleri hep iyi yaparak rakibine gol fırsatı vermedi.
Bunu da geçtim... Abdülkerim Bardakcı üst düzey bir futbolcu. Bu kalitede bir oyuncu kalecisine geri pası verirken, sağına soluna bakmalı, çevre kontrolü yapmalı. Ama Abdülkerim bunu yapmadı, rakibine resmen gol pası verdi. Belki hayatında bir daha böyle bir geri pası yapmayacak ama takımına gol yedirdi.
Torreira’nın şu an 90 dakika oynayacak fizik gücü yok. Aynı şekilde Mertens de hazır değil, 15-20 dakikalık fizik gücü var. Okan Buruk’un istediği kadroyu
Son 20 yılda Galatasaray’da başarılar var ama hep kaos yaşanmış, kavgalar olmuş. Taraftar, yönetim, hoca... Bir türlü bu 117 yıllık çınara huzur gelmedi. İlk defa Başkan Dursun Özbek liderliğinde yönetim, taraftar, futbolcular ve teknik direktör olarak büyük bir kenetlenme görüyorum.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bunda en büyük pay Başkan Özbek’e ait. Kongrede ‘Hepimiz Galatasaray için varız. Bu kavgalar, ibrasızlıklar nedir? Kulübümüz zarar görüyor. Artık buna el birliğiyle son vereceğiz’ demesi milat oldu. Bakın Erden Timur’u tanıyanlar vardır, tanımayanlar vardır. Ama kendisi çok akıllı bir insan. Kulübün yeniden dizayn edilmesinde başkanın en büyük yardımcısı konumuda. Bu kadar başarılı bir insan şimdi tarikat mensubu diye karalanmaya uğraşılıyor.
Bakın size söyleyeyim, bir bant ortalıkta dolaşıyor. O bant Galatasaray Lisesi mezunu Kenan Büyükaksoy’un mevlidinde kaydedilmiş. Ayrıca Cemalnur Sargut’un da tarikatla hiçbir alakası yok. Kendisi yazar, öğretim üyesi ve
Antalya deplasmanı gerçekten her takım için çok zor. Nuri Şahin, çok koşan, ileride baskı yapan müthiş bir takım kurmuş. Galatasaray’a kaybetmelerine rağmen başa baş bir futbol oynadılar.
Sarı-kırmızılılar ise iyi transferler yaptılar. Ama daha şu anda Teknik Direktör Okan Buruk, istediği orta sahayla oynayamıyor. Altı numara Torreira ve 10 numara Mertens’in bonservisleri alındı. Bu iki futbolcu takıma katılınca orta sahadaki sorunlar tamamen bitecek. Bir de sağ bek Dubois’in sakatlığı uzun sürmez. Okan Hoca, Antalyaspor deplasmanında mecburiyetten Boey’e forma verdi. Boey ilk yarıda hazır olmadığı için çok büyük hatalar yaptı. Haji Wright sürati ve çabukluğuyla Boey’e zor anlar yaşattı.
Muslera gerçekten gününde olmasaydı, dün geceki üç puan hayal olurdu. Emre Akbaba daha dikkatli davranmalı, temposunu artırmalı. Etkisiz bir maç oynadı. Hele son vuruşlarda daha becerikli olmalı.
Kerem de gününde değildi. Bir topu direkten döndü ama gol yapabileceği pozisyonlarda da çok kötü son vuruşlara imza attı.
T
Geçen sezon oynanan futbol, yapılan transferlerin başarısızlığı, Türkiye Kupası’nda Denizlispor’a elenilmesi ve bilhassa orta sahadati futbolcuların çok başarısız olması, Galatasaray taraftarında epey bir yara açtı. Bu sezon ise Başkan Dursun Özbek ve ekibinin camiadaki kavgaları bitirip, kulübe pozitif bir enerji getirmesi, Okan Buruk’un özellikle Fiorentina karşısında takıma 60 dakika oynattığı o müthiş ilerde basan, rakibe nefes aldırmayan baskılı oyunu, taraftarı şu an ayrı bir dünyaya getirdi. 30 milyon taraftar hocasına, yapılan transferlere ve başkanına güveniyor.
Takıma kazandırılan isimlere baktığımız zaman; Seferovic müthiş bir istasyon santrfor görevi yapıyor.
Gol atıyor, attırıyor; biraz daha ileri gideyim gol attırmayı atmaktan daha çok seviyor. Tam bir takım oyuncusu...
Orta sahaya yardıma gidiyor, defansa geliyor, tam nokta transfer.
Oliveira orta sahanın beyni olacak kapasitede bir futbolcu. Gol pası veriyor aynı zamanda orta sahada organizatörlük yapıyor. Midtsjö için bir sürü şey söyleniyor. Çok iyi araştırdım bu futbolcuyu. 6
Galatasaray’da güzel şeyler oluyor... Başta Allah rahmet eylesin Mustafa Cengiz’in büyük gayretlerini Burak Elmas ve yeni Başkan Dursun Özbek devam ettirdi ve sonunda bütün izinler alınarak, Galatasaray Adası daha güzel bir hale getirildi.
Kulübün kongre üyeleri şimdi çok mutlu. Gurur duydukları adaya kavuştular. İşin en güzel tarafı da buraya yapılan masrafı Başkan Özbek ve üç arkadaşı cebinden karşıladı. Kulübün kasasından tek kuruş para çıkmadı. Şimdi başkanın ikinci en önemli görevi taraftarı mutlu etmek. Okan Buruk canla başla çalışıyor. Takım içindeki birlik beraberliği sağladı. Ama ne yaparsa yapsın taraftarın çok keyif alacağı bir takımın oluşması için Fernando tipinde tekniği çok iyi, savaşan bir 6 numarayı mutlaka alması lazım.
Bakın hazırlık maçlarında seyrediyoruz, Okan Buruk ne yaparsa yapsın geride oyun kuracak tek futbolcu yok. Bu oyuncu olmayınca da defans olsun, Taylan ile Berkan olsun hiçbiri topu oyuna sokamıyorlar. Hatta top kayıpları ile geçen sezonki sıkıntıları tekrarlayıp kalesinde
Geçen sezon yapılan transferlerden verim alınamadığı için 30 milyon taraftar bu sezon da ister istemez tedirginlik yaşıyor. Yeni transferlere baktığınız zaman Seferovic, Oliveira, Dubois ve Abdülkerim, bunların hepsi iyi, karakterli ve rüştünü ispat etmiş savaşçı futbolcular.
Bir tek Seferovic için kafamda sakatlıkla ilgili sorular vardı. Bunu da kulüp doktoru Yener İnce, Seferovic’i yurt dışında üç kere teste sokarak giderdi. Demek ki hiç kimsenin endişelenmesine gerek yok. Savaşçı, iyi mücadele eden, son vuruşlarında çok başarılı, iyi bir golcü aldı sarı-kırmızılılar.
Diagne’nin gidişine üzülmedim. Çok sorunları olan, arkadaşları ile kötü diyaloğu bulunan, takımın ahengini bozan bir futbolcuydu. Bu sene Karagümrük’te gol kralı da olsa kesinlikle yönetimi eleştirmeyeceğim. Ama Mustafa Muhammed’e üzüldüm, hem de çok üzüldüm. Ağlayarak gitmesi beni gerçekten duygulandırdı. Kalsa başarılı olur muydu? Bu tartışmayı ben yapmayacağım, yönetim kararını vermiş, Seferovic’in
Galatasaray’ın iki hazırlık maçında aldığı mağlubiyetlerin hiç önemi yok. Adı üstünde, hazırlık maçı. Burada önemli olan ortaya koyduğu futbol, mücadele, kalite... Takım geçen sezon bu futbolcularla kırmızı çizgiden bir türlü kurtulamadı. Bakıyoruz kadro aynı. Galatasaray’ın futbol kalitesini yukarıya çekecek futbolcu yok gibi veya çok az.Her şeyden önemlisi defanstaki temel direğin Marcao da gitti, yerine Abdülkerim geldi. İyi bir futbolcu ama onun da partneriyle bir alışma dönemi olacak. Bu dönem uzun mu yoksa kısa mı sürer orasını bilmiyorum. Abdülkerim geride kalan sezon yıldızlaştı. Bunun da sebebi Konyaspor’un rakipleri savunma yapmıyordu. Abdülkerim de hücuma çıktığında çok boş alan bulup bunları iyi değerlendirdi. Ama Galatasaray ile oynayan bütün takımlar defansında boşluk vermiyor. Bilhassa o bölgeyi kalabalık tutuyor.
Bu sezon kendisi bu kadar boş alan bulamayacak, yeşil-beyazlılardaki performansını göstermesi de çok zor.Orta sahadaki sorun bir türlü çözülemiyor.