Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Galatasaray sezona başlarken 26 futbolcu gönderdi, 13 futbolcu aldı. Hani bütün herkes alınan futbolcular için ‘rüya takım kuruldu, bu takımın önünde kimse duramaz’ diye doldur-boşalt yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Okan Buruk’un kellesini isteyenlere soruyorum; Kayserispor maçındaki ilk 11’i gördükleri zaman “İşte gerçek Galatasaray bu, Mertens ile Mata ilk 11’de oynamalıydı, Okan hoca doğrusunu yapmış” demediler mi? Sonra takım çok kötü futbol oynayıp daha 38. saniyede yüzde yüz verilmeyen penaltısı da buna eklenince, Kayseri maçında mağlup oldu. Bu olamaz mı? Futbolun içinde böyle skorlar yok mu? Bu yerden yere vurulan Galatasaray’ın Trabzonspor ve Adana Demirspor deplasmanlarındaki o iyi mücadeleci futbolundan sonra övgüler yağdıranlar, şimdi kelle istiyorlar.
Mertens, Mata, Yunus... Üçü de atletik futbolcu değil. Teknikleri iyi, bilhassa Mertens ve Mata eskiden çok büyük yıldızlardı, bugün o görüntülerinin çok uzağındalar. Yunus ise Adana Demirspor’da oynadığı başarılı futbolun çok uzağında ve resmen Galatasaray’ı bir kişi eksik oynatıyor. Mertens ile Mata da fizik olarak tam hazır olmadıkları için sahada yeterince mücadele edemiyorlar. Bu yüzden de Kayserispor karşısına sahada çok kötü bir Galatasaray vardı. Bu üç futbolcu sıfır çekince Midtsjö ile Torreira da oyundan düştü. Sonuçta mağlup olarak, istenmeyen bir gece geçirdiler.
Şimdi ben bu kelle avcılarına soruyorum; Okan Buruk bir daha bu üç futbolcuyu aynı anda oynatıp, takımı bu durumlara düşürür mü? Bakın biraz vicdanlı olmak lazım. Yeni kurulan bir takım, futbolcuların ne verebilecekleri hepimiz yeni yeni öğreniyoruz. Bu takım şu an zirvede. Alanyaspor, Karagümrük, Beşiktaş ve Başakşehir maçlarını beklemeden ‘kelle istiyoruz’ diye yaygara yapmak, hiç doğru bir şey değil.
Eminim Rashica olsun, Yusuf olsun bundan sonra daha çok forma şansı bulacak. Kastamonu maçındaki performansıyla Kerem de direkt oynayacak. Eski alışkanlıklarını bırakmış, takımı için oynayan bir Kerem vardı sahada. Kendisi böyle oynamaya devam ederse, sarı-kırmızılıların gol yollarındaki sıkıntısı da biter. Tabii bu kendi bileceği bir iş.
Sonuçta paniğe, telaşa hiç gerek yok. Okan Buruk, Alanya mücadelesiyle büyük bir çıkış yakalar. Sahada fizik mücadelesi iyi olmayan isimlere ilk 11’de forma şansı vermeyecektir. Bu dört karşılaşma, Cim Bom’un gerçek gücünü de gösterecek. Ben Buruk’un bu kadar acımasız eleştirilmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum.

Haberin Devamı

VAR’ı herkes biliyor

Haberin Devamı

VAR atamalarının başındaki isim olan Murat Ilgaz, dün VAR’ın nasıl çalıştığını anlatıyor. Avrupa’daki görüntüleri ekrana verdirerek izah etmeye çalışıyor. Bunda sorun yok. VAR’ın ne kadar muhteşem bir sistem olduğuna, iyi kullanılırsa ne kadar yararlı olduğuna itiraz eden de yok. İtiraz neye yapılıyor anlatayım:
Beşiktaş-Trabzonspor maçı... Trabzonlu Yusuf Yazıcı kontrolsüz bir şekilde Gedson Fernandes’in aşil tendonuna basıyor. Karşılaşmanın hakemi Ali Şansalan, oyuncuya sarı kart gösteriyor. O sırada haklı olarak Beşiktaş taraftarları, kulübesi ve futbolcular bu pozisyona isyan edip hakeme VAR’a gitmesi için baskı yapıyor ve oyunu başlatmıyorlar. Sonunda Şansalan, VAR’a gidip kırmızı kartı gösteriyor. Ama bu Beşiktaşlı futbolcuların baskısıyla oldu.
Yine aynı şekilde Kayserispor-Galatasaray maçında Barış Alper’in kaydettiği gol, kuralda yazıldığı gibi iptal edildi, buna da itiraz yok. Peki 38. saniyede Icardi’nin pozisyonunda Hüseyin’in topa elle müdahalesi net penaltı olduğu halde neden hakem ya da VAR burada penaltı vermediler? Keşke Murat Ilgaz bunu açıklasaydı.
Yine Galatasaray-Gaziantep maçında hakem Yaşar Kemal Uğurlu Abdülkerim’i haksız yere oyundan attı ve üç hafta dinlendirildi. Peki daha ağır pozisyonda bu hafta oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe maçında niçin Halil Umut Meler, İrfan Can’ın pozisyonunda devam dedi. TFF Başkanı ve MHK’nin anlamadığım olayı bu! Neden kurallar bir maçta uygulanıyor, bir maçta uygulanmıyor?
Burada sorun İrfan Can değil, burada sorun MHK ve hakemleri... Siz 19 takıma kuralları eşit uygulamazsanız, bu tür tartışmalar hiç bitmeyecek. Ama maalesef sizler bunu anlamak istemiyorsunuz.