Osman Gençer

Osman Gençer

ogencer58@gmail.com

Tüm Yazıları

İzmir’de tarımla uğraşanlar bu aralar çok yönlü ve bir o kadar da önemli 5 çalışmaya el attılar:

Birinci çalışmaları: Toprakların bölünmesini önlemek..

İkinci çalışmaları: Organik sektörünün gelişimini arttırmak..

Üçüncü çalışmaları: İklim değişikliğiyle mücadele etmek..

Dördüncü çalışmaları: Gençleri tarıma kazandırmak..

Beşinci çalışmaları: Küçük işletmelerin yaşamalarını sağlamak..

*

Türkiye’de yıllık 7.5 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı ile ülke lideri olan Ege İhracatçı Birlikleri ile 2008 yılından beri ‘Tarım
Önemlidir’ hedefiyle Türk tarımını daha iyi noktaya getirmek isteyen düşünce kuruluşu “İzmir Tarım Grubu” planlıyor bu işleri..

Haberin Devamı

Ege İhracatçı Birlikleri, bu amaçlar doğrultusunda ve dünyada yükselen bir grafik çizen organik tarım sektörü için senelerdir uğraşıyor aslında..

Organik sektöründe enstitülerle, üreticilerle, ihracatçılarla ortak çalışıp, tam 32 yıl önce “Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği”ni kurdular mesela..

Bu sektöre yönelik kanunların ve yönetmeliklerin çıkmasına büyük katkı sağladılar.

İhracatta standartlar oluşturdular.

Yalnızca firmaları değil, bütünü iyileştirerek ilerlemeye gayret gösterdiler.

Organik sektöründe 100 binden fazla üreticiye, 100’den fazla ülkeye ve 2 milyar dolarlık ihracata kadar ulaştılar.

İhracatçı şapkaları yanında üretime de her zaman destek verdiler.

*

Şimdi ise önlerinde farklı bir dünya duruyor.

Pandeminin ve peşinden de Rusya-Ukrayna savaşının gıdaya erişimi ne kadar zorlaştırdığına hepimiz tanık olduk.

Bu olaylardan sonra Avrupa Birliği, 2030-50 döneminde organik ürün üretimini yüzde 25-30 seviyesine çıkarma kararı aldı.

Türkiye’nin geride kalmaması için benzer atılımlara yönelmesi şart.

Ege İhracatçı Birlikleri ile İzmir Tarım Grubu, bir yandan ülke içindeki organik tarım organizasyonunu yeniden şekillendirmek
isterken, bir yandan da dünya ile yarışı aynı güçle sürdürmek istiyor.

Buralarda da karşılarına bazı iç ve dış sorunlar çıkıyor.

İklim değişikliği, su ve istihdam edecek iş gücü, içerideki en büyük sorunları.

Dış sıkıntıların başını ise ülke imajı çekiyor.

Haberin Devamı

İtalya, Fransa ve İspanya hep ülke imajlarını öne çıkararak ihraç ürünlerini pazarlıyorlar.

Çünkü, biliyorlar ki ülke imajı ürünlerin fiyatına doğrudan etki ediyor.

Türkiye’den gönderilen peynirin fiyatı 5 dolarken, Yunanistan’ın feta peyniri 10-15 dolara, İtalya’nın parmesan peyniri 15-20 dolara, İsviçre peynirleri 20-25 dolara satılıyor.

*

Son söz olarak şunu söyleyebiliriz.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ihtiyacı var.

Bu ihtiyacı bilimsel yaklaşımları dikkate alarak yapacağımız üretimle karşılayabiliriz.

Yazımın başında sıraladığım 5 çalışmayı istenen düzeyde şekillendirebilirsek ve ülke imajını da düzeltebilirsek, gıda
ihracatında Türkiye’nin önü gerçekten çok açık.

Ege İhracatçı Birlikleri ile İzmir Tarım Grubu ülke için oldukça hayati bir çaba içindeler, yolları açık olsun.