İnciraltı’nın planlanma konusu da İzmir’in kanayan yaralarından biri.
Senelerdir çözüm bekleyen kronikleşmiş problemlerinin en başında yer alıyor.
Yerel ve merkezi yönetimler, bölgenin düzenlenmesi için defalarca plan çalışması yapmalarına rağmen, bir türlü ortak karara varamadılar ve açılan karşılıklı davalarla anlaşma imkanını ortadan kaldırdılar.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şimdi bu sıkıntılı meseleye de el attı.
Her fırsatta “ben tüm sorunlu konuların çözümü için hükümetle ve bakanlıklarla çalışmaya hazırım” diyen Tugay, İnciraltı için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çağrıda bulundu.
***
Başkan Tugay’ın amacı, kentin akciğerleri niteliğindeki, şehrin mücevheri İnciraltı’nın kamusal kullanım hakkını ve bölgenin niteliğini koruyarak planlayabilmek.
Bunu da ortak akılla yapabileceğine inanıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yeni imar planı çalışmalarına katkılarını sunmak üzere hazır olduklarını da samimi bir şekilde dile getiriyor.
Bu yaklaşım beni umutlandırdı.
Eğer Ankara-İzmir arasında gerçek bir işbirliği sağlanırsa, yerel ve merkezi yönetimler karşılıklı saygıya ve ortak akıla dayalı bir çalışmaya giderlerse, şehri kilitleyen her problem kısa sürede çözüme kavuşturulabilir.
İnciraltı planlaması da buna dahildir.
***
Gelinen son noktada, İzmir 4. İdare Mahkemesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan İnciraltı planlarını iptal etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi eksiklikler gördüğü bakanlığın planlamasına karşı dava açtı, mahkeme de planlamanın ilke ve esaslara, mevzuat hükümlerine ve kamu yararına uygun olmadığı kanaatiyle iptaline karar verdi.
Yani, yine başladığımız yerdeyiz, bir adım ileriye gitmiş değiliz.
Ancak, oradaki arazi sahipleri ve İzmir halkı, bölgenin ranta ve betona teslim edilmeden, şehrin menfaatlerini koruyan, İnciraltı’nın niteliğini bozmayan bir planın acilen hayata gerçirilmesini bekliyor.
20 yılı aşkın süredir karşılanamayan beklentinin artık giderilmesini istiyor.
***
Madem İzmir’in başında çözümden yana olan bir başkan var, o zaman bakanlık ile daha yakın ilişki kurulup, sonuca varılabilinir.
Yeni plan çalışmaları birlikte hazırlanabilir.
Aynı masa etrafında toplanıp, engeller aşılabilir.
Bence, İzmir Valisi başta olmak üzere, kentin etkili sivil toplum kuruluşları ve odaları da bu tür meselelerde topyekün devreye girmeliler ve iki tarafın uzlaşısı için yardımcı olmalılar.
Sonuçta bu ülke, bu şehir hepimizin.
En doğru yolu bulmak, bu kadar zor olmamalı..
