Osman Gençer

Osman Gençer

ogencer58@gmail.com

Tüm Yazıları

Ülkemizde kadınlara yönelik şiddetin ve cinayetlerin yeniden yoğunlaştığı şu günlerde, bir arkadaşım internetten alıntı şu yazıyı yolladı:

★★★

Londralı genç bir İngiliz kızı, havanın iyice karardığı bir saatte, yolunu kısaltmak için Regent Park’tan geçerek evine gitmek istiyor. Yalnız bizde değil, İngiltere’de de serseriler, magandalar, kötü niyetli yaratıklar var. Genç kız, gece elektriklerin az aydınlattığı karanlık yolda yürürken, magandanın biri çirkin lâflar atıyor, önünü kesiyor, kızı çok korkutuyor. Dehşete düşen genç kız çığlıklar atarak kaçmaya başlayınca, etrafta bulunan ve kızın sesini duyan İngiliz gençler koşup saldırganı yakalıyorlar.

Haberin Devamı

★★★

Adam yargılanıyor. İngiliz hâkim ona “7 yıl ve 7 gün hapis cezası” veriyor. Hâkime soruyorlar: “Adam kıza elini bile sürmemiş, sadece korkutmuş. Bu 7 yıl, 7 günlük ceza çok ağır değil mi?” İngiliz hâkimin cevabı hukuk tarihine geçecek düzeyde oluyor: “Kızı korkutmanın cezası sadece 7 gündür. 7 yıllık ilâve ceza ise İngiliz kızlarının gece parkta dolaşma ve parktan geçme özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır!”

★★★

İşte, demokrasi, hukuk ve yargı bu… İngiliz hakim, sıradan sayılabilecek bir olayı, toplum üzerinde yarattığı etkiyi de dikkate alarak değerlendiriyor ve böyle herkes tarafından takdir edilen bir sonuca varıyor. Kendi hukuki yorumunu da yasanın üzerine koyup, cezayı ona göre kesiyor.

★★★

Eğer biz de toplumda sıkça yaşadığımız şiddet sarmalından, yasadışı olayların fazlalığından, suçluların cezasız kaldığına ilişkin görüşlerden kurtulmak istiyorsak, kanunların işleyişini dört dörtlük yerine getirmeliyiz. Suçlulara iyi hal indirimi, kıyafet indirimi gibi uygulamalardan vazgeçmeliyiz. Faillerin cezadan kurtulmak için mahkeme salonlarında öne sürdükleri uyuşturucu madde etkisinde olmak, cinnet geçirmek, akli dengesini kaybetmek ya da psikolojik rahatsızlıklar yaşamak gibi gerekçeleri kabul etmemeliyiz. Yalnızca kadına yönelik değil, şiddetin her türlüsünü “meşrulaştıran ve normalleştiren” çabaların önüne geçmeliyiz.

★★★

Uzmanlar senelerdir açıkça söylüyorlar. Şiddetin önlenmesi ve atılacak adımlar yalnızca faillerin tedavisi ve rehabilitasyonundan oluşmaz. Madde kullanımı tek başına şiddeti açıklayan bir etken değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetmeyen, hedeflemeyen politikalarla kadına şiddetin sona ermesi beklentisi gerçekçi görünmüyor.

Haberin Devamı

★★★

O yüzden.. En başta, kamuoyunda ciddi bir güvensizlik ve tedirginlik yaratan “şiddetin cezasız kalması” inancını acilen yok etmeliyiz. Peşinden de, toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele etmek için, elimizdeki 6284 sayılı kanunu en etkili şekilde uygulamalıyız. Aslında yapacaklarımız bellidir. Sıfır tolerans ile cezalar katlanmalı, suçlular yaptıklarının bedelini en ağır biçimde ödemelidir.