Osman Gençer

Plan şöyle:

★★★

Avrupa’da faiz indirim kararları peş peşe geliyor.

Faiz indirimlerinin bu yıl da devam edeceğinin sinyalleri veriliyor.

Bu gidişle küresel ekonominin 2025 Haziran itibarıyla toparlanması öngörülüyor.

Dolayısıyla, 2025’in ikinci yarısından itibaren müşterilerin alım iştahının ve taleplerinin artması bekleniyor.

Söz konusu toparlanmanın siparişlere ve ihracata yansıması 2026 yılını bulacağı düşünülüyor.

2025 ikinci yarısından ve 2026 yılında ihraç pazarlarından daha fazla pay alabilmek için müşterilerle daha fazla temas kurulması isteniyor.

Ülkemizde senelerdir çözemediğimiz çarpık bir düzen var.

İşsizler iş bulamıyorlar, işverenler de çalıştıracak işçi bulamıyorlar.

Sanayi, tekstil, otomotiv, restoran, turizm, inşaat ve bunlar gibi daha pek çok sektör dahil, hangi işverene sorarsanız sorun, çok ciddi eleman sıkıntısından söz ederler.

Peki, ortada milyonlarca işsiz varken ve buna karşılık her sektör işçi ve eleman ararken, iş işveren ile iş arayanlar niye örtüşmüyor?

Çünkü, nitelikli ve meslek sahibi insan kaynağına sahip değiliz.

Herkesi üniversite mezunu yaptığımızdan, asıl ihtiyaç duyulan mesleklerde iş gücünü yetiştiremez olduk.

***

Bu önemli sorunu gören ve çözüm için kendi çapında adım atan İzmirBüyükşehir Belediyesi, 2016 yılında, bir zamanlar DGM binası olarak da kullanılan eski un fabrikasını 10.5 milyon liralık yatırımla Meslek Fabrikası'na dönüştürdü.

Öncelikle hepinizin yeni yılını kutlarım.

Umarım, yeni senede isteklerin pek çoğu gerçekleşme imkanı bulur, günlerimizi sağlıkla ve keyifle geçiririz.

★★★

Bilirsiniz..

Gazetelerde, televizyonlarda ve pek çok kurumda adettir.

Her sene sonuna doğru önce bitmekte olan yılın değerlendirmesi yapılır, peşinden de gelen yeni yıldan beklentiler ve tahminler sıralanır.

★★★

Benim kişisel olarak böyle bir huyum yoktur.

Kaçak içki ölümleri yine ülkenin gündeminde. 

Ne kadar önlem alınırsa alınsın, bu önlemlerin pek bir işe yaramadığı ortada. 

Kaçakçılar yine bildiklerini okuyorlar, hatta her geçen gün daha da büyüyorlar. 

***

Kaçak içki, vatandaşın sağlığını, devletin vergi düzenini tehdit eden, haksız rekabet yaratan, ülke imajını lekeleyen ve gelecek yılların turist potansiyelini olumsuz etkileyen bir sorun. 

Ancak belli ki, bu belanın önüne ceza kesmekle geçemeyeceğiz. 

Bataklığı tamamen kurutmak için uğraşmalıyız. 

Evet, denetimler sürmeli, arttırılmalı, istisnasız herkes denetlenmeli. 

Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi Çinli BYD firması, temmuz ayında yapılan anlaşma ile Türkiye’ye gireceğini ve Manisa'da 1 milyar dolarlık yatırımla fabrika kuracağını duyurmuştu.

BYD Manisa’da, yıllık 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil üretim tesisi ile sürdürülebilir mobilite teknolojilerine yönelik AR-GE merkezi kuracak.

2026 sonunda üretime başlaması hedeflenen tesiste, 5 bin kişiye kadar doğrudan istihdam sağlanması planlanıyor.

★★★

BYD’nin Türkiye’ye yatırım kararının peşinden, bir başka Çinli elektrikli araç üreticisi olan Chery de Samsun’da yatırım yapmak istediğini duyurdu.

Chery için de özel bir yasal düzenleme yapılarak, Samsun’da kurulacak organize sanayi bölgesinde şirkete alan tahsis edilmesi düşünülüyor.

★★★

BYD ve Chery’nin Türkiye'ye yönelik yaklaşık 1’er milyar dolarlık yatırım kararları, Türk otomotiv sanayisi için yeni bir dönemin kapılarını aralayacağı belli.

Bu çağda bile ülkemizde böyle düşünen pek çok kişi bulunuyor.

Kadınların aslında en büyük sorunu maalesef ki toplumun çarpık bakış açısı..

Ancak ESHOT Genel Müdürlüğü bu bakış açısını değiştirmeye kararlı görünüyor.

“Trafikte kadının ne işi var?” algısını kırmak için, bünyesine hızla kadın otobüs şoförleri dahil ediyor.

Şu an için 206 kadın otobüs şoförü var ESHOT’ta..

Ama bu sayı çok yakında 300’ün üzerine ve ileriki dönemlerde de daha üst rakamlara çıkacak.

***

ESHOT Genel Müdürlüğü, kadın otobüs şoförü istihdamını arttırabilmek hedefiyle, “Eşitliğe Sür” adıyla bir proje başlattı.

İklim konusunda dünya çapında hazırlanan raporlar ve geleceğe yönelik tahminler oldukça ürkütücü.

İklim krizinin neden olduğu sıcağa bağlı ölümlerin, gıda güvensizliğinin ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasının rekor seviyelere ulaştığı belirtiliyor.

Avrupa’da yaşanan aşırı sıcaklara bağlı ölümlerin cinayetlerin 10 katı olduğu söyleniyor.

Kuraklığın küresel kara alanının % 48’ini etkilediği ifade ediliyor.

Sıcaklığa bağlı ölümlerde yüzde 167 artış kaydedildiği vurgulanıyor.

151 milyon insanın, iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan orta veya şiddetli gıda güvensizliği, yetersiz beslenme ve hastalık riskiyle karşı karşıya kaldığı bildiriliyor.

Atmosferdeki karbondioksit oranının insanlık tarihindeki herhangi bir dönemden daha hızlı yükseldiğine ve konsantrasyonların son 20 yılda yüzde 10’dan fazla arttığına işaret ediliyor.

★★★

Karavan ve karavan turizmi, ülkemizde de artık dikkat çekici boyutlara ulaştı. 

Karavan turizmi, kamp turizmi ile birlikte, bağımsızlık, macera ve turizm hareketi isteyenler için dinlenmenin çekici bir yolu haline geldi. 

Avrupa ve Amerika’da birçok insanın ve ailelerin tercih ettiği kamp ve karavan turizmi; sadece tatil olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak ele alınıyor. 

Ki, özellikle korona salgınından sonra bizde de bu alana olan ilgi giderek artmaya başladı. 

***

Karavan kullanıcıları, her şeyden önce kendilerini burada daha rahat hissediyorlar, salaş yaşıyorlar. 

Hatta söz konusu rahatlık giyim tarzlarına bile yansıyor. 

Genelde “minimalist” bir yaşam şeklini benimsiyorlar, az tüketimden yanalar.