Herkese selamlar, son günlerde Covid-19 salgınıyla ilgili iyi haberler gelmeye başlarken, çok dikkat edilmesi gereken bir konuya daha dikkat çekmek istedik. Evet, vaka sayıları hızla düşerken, iyileşen hastaların sayısı da artışa geçmiş durumda.
Alınan tedbirlerin kademeli olarak rahatlatılması planlanıyor. Ve günlük hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Peki, bu süreçten bize miras kalacak en tehlikeli şey sizce nedir? Evet, hastalık riski zamanla atlatılacak ama yaşanan sürecin psikolojik etkileri daha uzun süreler etkili olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Öncelikle korku, mutlaka fark edilmesi ve yönetilmesi gereken bir durum. Gereken tedbirler alındıktan sonra, korkmaya devam etmenin bize sadece zararı olacaktır. Unutmayalım ki bağışıklık sistemini zayıflatan en önemli etkenlerin başında korku, üzüntü ve stres durumları gelmektedir. Sebepsiz yere bu duyguların devam ettirilmesi kişiyi içinden çıkılmaz bir girdap gibi kolayca içine çeker. Artık gelen her bilgi kaygı içinde değerlendirildiği için adeta hayatta olumlu bir şey
Herkese selamlar, bu hafta da hastalarımız tarafından yaşamakta olduğumuz sürecin koşulları gereği, sıkça sorulan sorulara cevap vermeye çalışacağım. Malum şu anda 65 yaş üstü ve 20 yaş altı bireylerin sokağa çıkmaları bir süredir yasak. Bu durumda birçok şey gibi, diş tedavileri de mecburen ertelenmiş durumda. Peki, devam eden tedavisi olan hastalar açısından durum nasıl değerlendirilmelidir.
Öncelikle ortodontik tedavileri ele alacak olursak, şeffaf plaklarla ortodontik tedavisi devam eden hastalar bu anlamda daha şanslı sayılabilir. Çünkü bilindiği gibi şeffaf plak tedavileri hastaların plaklarını kendileri kullanmaya devam etmeleri şeklinde sürdürülebilmektedir. Yani hastalar mevcut plaklarını düzenli olarak takmak suretiyle tedavilerinde hiçbir aksama ve zaman kaybı yaşamamış olacaklardır. Kullandığı plakları biten hastalar ise hekimleriyle görüşmek kaydıyla, ellerindeki son plakları, randevu alabildikleri sürece kadar kullanmak durumunda olacaklardır.
Peki, sabit tel tedavisi gören kişiler için durum nasıl değerlendirilmelidir. Hastanın
Acil müdahaleler ve karantinada uygulanacaklar
Tüm dünyayı tehdit eden Covid-19 pandemisine karşı, ülkemizde de alınmış olan tedbirlerden biri diş tedavilerinde acil olmayan tüm işlemlerin bir süreliğine ertelenmesidir.
Öncelikle, acil kapsamına neler giriyor onlara bakalım; ağrı kesici ile geçmeyen ağrılar, akut apseler, kontrolsüz kanamalar, travmalar gibi kişinin hayat akışını etkileyen durumlar. Peki, bu gibi durumlar ortaya çıktığında veya olmasını önlemek amacıyla ne yapacağız?
Öncelikle hekiminize telefonla ulaşın ve durumunuzu objektif bir şekilde anlatın. Size göre acil olan durum, hekiminiz yönlendirmesi ile kliniğe gelmeden çözebileceğiniz bir problem olabilir.
Örneğin 20 yaş dişi kaynaklı apse ve ağrılar iyi bir ağız hijyeni ile hafifletilebilir. Genellikle ağrılı olduğu için kişi o bölgeye dokunmaz fakat bu yanlıştır. Tam aksine o bölgenin çok iyi fırçalanması ve gerekiyorsa tuzlu su veya ağız suları (gargara) ile yıkanması problemi hafifletecek ve hatta ortadan kaldırabilecektir.
Enfeksiyonun ilerlemiş olduğu durumlarda da aynı şekilde diş hekimi ile
Evet, konumuz yine gündemi tamamen meşgul eden koronavirüsle dolaylı olarak ilgili. Şu an maalesef ülkemiz koşulları gereği diş kliniklerimiz tamamen kapalı durumda. Mecbur olunmayan durumlar haricinde herkes bir süre için hayatını dışarı çıkmadan, evde geçiriyor.
Bu durumda tedavisi devam eden hastaların çok dikkat etmeleri gereken birkaç konudan bahsetmek istiyorum. Ortodontik tedavisi devam eden kişilerin şu süreçte ağız hijyenine olabildiğince çok dikkat edilmeleri gerekmektedir. Diş fırçalama normalde olduğundan çok daha iyi ve özenle yapılmalıdır. Özellikle sabit tel tedavisi gören kişilerde, tellerin ve ağız içi apareylerin kırılmaması için sert şeyler yememe konusuna çok hassasiyet gösterilmeli ve tellerin kırılmasına sebep olabilecek çekirdekli meyveler, çerezler veya sert herhangi bir şey kesinlikle yenmemelidir.
Böyle bir durumun istemeden de olsa gerçekleştiği şartlarda mutlaka öncelikle doktorunuzla iletişime geçmelisiniz. Eğer kliniğe gitmeden çözümlenebilecek ya da bir süre daha
Günümüzde bütün dünyaya yayılan ve hepimizin hayatlarını ciddi şekilde etkileyen “covid-19” ismiyle tanıdığımız, korona virüs ailesinden olan bir virütik hastalık salgınıyla karşı karşıyayız.
Tüm dünyada medya adeta bu konuya kilitlenmiş durumda ve uyarılar ardı ardına geliyor. Bununla beraber sosyal medya üzerinden de doğru yanlış birçok şey paylaşılıp insanlar arasında yayılıyor. Bir şekilde konu artık hepimizin hayatlarını etkilediği için, bu haftaki yazıda bundan bahsetmek istiyorum.
Diş hekimleri ve doktorlar, bulaşıcı hastalıklarda maalesef en yüksek riskli meslek gruplarının başında gelmektedir.
Fakat bizim tarafımızdan olaya bakıldığında, bu yeni virüs vakalarından önce de, her hastayı potansiyel bulaşıcı hastalık taşıyıcısı olarak değerlendirip, bütün sterilizasyon ve dezenfeksiyon koşullarını bu duruma göre ayarlamak vazgeçilemeyecek bir prosedürdür. Gerek kendi sağlığımız gerekse kliniğimize gelen hastalarımızın sağlığı için bu sterilizasyon koşulları standart olarak mutlaka sağlanmaktadır.
Peki, bu koşulları bilmeyen ve günlük hayatlarına devam eden kişilerin durumu ne olacak sorusuna gelince, maalesef yaşadığımız bugünkü koşullarda herkesin virüs bulaşma
Evet, bu hafta da başka bir popüler ortodontik tedavi sorusuna cevap bulmaya çalışalım. Ortodontik tedaviye başlamayı düşünen kişiler tarafından en çok merak edilen konulardan birisi de tedavileri bittikten sonra dişlerinde herhangi bir iz veya leke kalıp kalmayacağıdır.
Öncelikle, ortodontik tedavi hangi yöntemle yapılırsa yapılsın hiçbir uygulamada, dişlerin içine doğru giden herhangi bir aparat veya malzeme kullanılmaz. Tedavi boyunca hasta tarafından dişlerden çıkartılamayan ve bu sebeple de sabit tedavi adı verilen, genelde herkes tarafından bilinen metal veya şeffaf tellerin uygulanışında dahi, sadece diş yüzeyine çok ince yüzeysel yapıştırıcılar uygulanır. Tedavi bitiminde ise braket adı verilen bu aparatların uzaklaştırılmasından sonra, dişin yüzeyinde kalan az miktarda yapıştırıcı kolaylıkla temizlenerek çıkarılır. Bu temizlik işlemi, tartar adı verilen ve hemen herkeste görülen diş taşı temizliğinden çok farklı değildir.
Yani teller ağızdan çıkarıldıktan sonra hastalar tarafından ilk anda hissedilen pürüzlülük, dişlerdeki bir problemden kaynaklanmayıp, temizlenebilir yapıştırıcı artıklarından başka bir şey değildir. Bu tabaka da kısa ve kolay bir işlemle
Evet, yine hastalarım tarafından en çok sorulan sorulardan birine daha geldik. Öncelikle hepimizin dişleri hayat boyu hareket etmektedir ve bu durum dişin doğası gereği kaçınılmaz bir durumdur. Diş hareketi, dişe gelen darbeleri karşılayabilmek için oluşmuş bir mekanizmadır. Tıpkı bir amortisör sistemi gibi dişler kemik içinde minimal düzeyde hareket edebilme kabiliyetindedirler. Bu mekanizma dişlere gelen darbeleri karşılamayı sağlar ve yıllar içinde dişlerde aşınma ile kırılmaları önlemiş olur.
Ortodontik hareketler de kısmen bu mekanizmayı kullanarak uygulanmaktadır. Dişlerdeki hareket miktarı arttıkça, dişi tutan lifler eski pozisyonlarına doğru gelmeye çalışırlar. Ortodontik tedavilerin uzun sürme sebeplerinden birisi de bu durumdur.
Tedavi sürecinde dişler düzeltilip olması gereken yerlere getirilip, temas noktaları doğru şekilde düzenlendiğinde ve teller çıkartıldığında, dişlerin eski yerlerine tekrar dönmemeleri için belli bir süre pekiştirme tedavisi denen bir süreç geçirilir.
Pekiştirme tedavisinin süresi ile hangi metot ve apareylerle yapılacağı her vakada değişiklik göstermektedir.
En yaygın kullanılan yöntem, alt ve üst ön dişlerin dile bakan kısımlarına
Evet, geldik hassas bir konuya! Elbette bir ortodonti uzmanı olarak konuya objektif bakamayacağımı düşünebilirsiniz ama yapılan işlemler, tedavide kullanılan malzemeler ve harcanan emek düşünüldüğünde bana hak vereceğinizi ümit ediyorum.
Öncelikle ortodontik tedavilerde kullanılan malzemeler, maalesef tamamen yurt dışı kaynaklı olup, dünya çapında kendini kanıtlamış ve güvenilir markaların çok büyük kısmı, Amerika ve Avrupa ülkeleri kaynaklıdır. Günümüzde döviz etkisi düşünüldüğünde, kullanılan bütün malzemeler yüksek maliyetlidir denebilir. Ayrıca yıllar süren tedavilerde ağız ortamına uyumlu ve sağlığa zarar vermemesi gereken bu ürünler, büyük bir hassasiyetle üretilip, denetlenmek durumundadır. Yani özetle bu malzemelerin olabilecek en iyi kalitede olanlarını kullanmak ahlaki ve vicdani olarak hekim için vazgeçilemeyecek bir durumdur.
Geldik ikinci konu olan tedavinin içeriği ve hastaya olan faydalarına... Ortodontik tedavi eksiksiz bir şekilde ve uzman bir hekim tarafından