Temmuz ayı boyunca genel siyasetin gidişatını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu belirledi. Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirdiği adalet yürüyüşü kim ne derse desin büyük ses getirdi. Bugünlerde ise Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti teşkilatına verdiği mesajlar gündemde.
Bir de Meral Akşener’in kuracağı parti meselesi var. Ne zaman kurulacak? Kimler yer alacak? Nasıl bir parti olacak? Bunlar cevabı merak edilen sorular. En merak edileni ise, bu partinin geleceği ne olacak, seçimlerde ne yapacak?
Siyasette bir bıkkınlık var. Çift kutuplu siyaset şuanda ülkeye egemen. Özelliklerin liderlerin birbirlerine karşı üslupları zaman zaman rahatsız edici boyuta ulaşabiliyor. Zaten Erdoğan da parti teşkilatlarındaki bıkkınlığı bir diğer deyişle metal yorgunluğunu gidermek adına sık sık değişimden bahsediyor. Bu süreçte kurulacak yeni bir parti siyasete yeni bir soluk getirir mi, yoksa sonu diğerleri gibi mi olur?
Konjonktür uygun
Akşener’in kamuoyunda bir tanınırlığı olduğu aşikâr. Kadın bir lider olması da avantaj. Konjonktür gayet uygun. Geriye sadece kendini ve yapacaklarını anlatmak kalıyor. 2019’daki başkanlık seçiminde bir oyun bile önemi var. İlk tur seçiminde Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Akşener’in yarıştığını düşünürsek, bu üç ismin yüzde 50’nin üzerine çıkma olasılığı pek görünmüyor. İkinci turda neyin neyi getireceği ise belli değil. Bunu şimdiden kestirmek gerçekten zor. Onun için kurulacak partinin siyasete yeni bir soluk getireceğini düşünenlerdenim.
Türk siyasetinin merkez bir partiye ihtiyaç olduğu yıllardır sıklıkla dile getiriliyor. Akşener’in kurmayları, hedeflerinde sadece milliyetçi seçmen olmadığını, merkez bir parti olarak yola çıkacaklarını vurguluyor. Yeni partinin, toplumun tüm kesimlerini kucaklaması gerekiyor. Bunun için de yola çıkılacak isimler oldukça önemli. Ayrıca parti kurulduktan sonraki iç tartışmaların minimize edilmesi gerekiyor. Bunu neden söylüyorum? Kendisini yönetim kadrolarında göremeyen isimlerin bazı tepkileri olacaktır. Bu da tartışmaları beraberinde getirecektir. Bu durum “kavgalı ev” görüntüsüne dönüşürse sıkıntılar birbirini takip edecektir.
Sonuç olarak, Ekim ayını Türk siyaseti açısından önemsiyorum. Bakalım neler olacak?
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024