İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun önerisiyle 2018’de CHP İl Başkanlığı’na aday olan ve kongreyi kazanan Deniz Yücel’in, belki de o günlerde beş yıl görevde kalacağı kimsenin aklına gelmemişti. Geçen hafta milletvekili adayı olabilmek için görevinden istifa eden Yücel, böylece ‘rekortmen başkan’ unvanını da ele geçirdi. Çünkü CHP örgütünün en hareketli illeri başında gelen İzmir’de şimdiye kadar hiç kimse 5 yıl boyunca bu koltukta oturmadı/oturamadı. Yücel, şimdi farklı bir heyecanın içinde. Kendisiyle geçmişi ve geleceği konuştuk. Özetle şu düşüncelerini paylaştı:
“Açıkçası, 5 sene görev yaparım gibi bir düşünce aklımın ucundan bile geçmezdi. Çünkü bu normalde 2 yıllık bir görev. İkinci dönem yeniden seçildik. Kongre dönemi pandemi nedeniyle askıya alındı ve erken seçim olabileceği ihtimaline binaen… Neticede 5 sene görevi tamamladık. Geçen süreçte uykularımı kaçıran bir kriz olmadı, iyi bir yönetici, iyi bir lider kriz yönetebilmeli kriz çıkarmamalı, kriz çözebilmeli. Sorun yaratmamalı, sorun çözebilmeli. İnisiyatif aldık… Sorun çözerken kriterleriniz belliyse; benim kriterlerim, önceliğim her zaman partimizin menfaatleridir, adalettir, hakkaniyettir, vicdanlı olmaktır. Ben kendimle ilgili konuları konuşmayı çok sevmem. Bu görevleri yaparken karşılık beklemeden, bir yere gelmek için değil tamamen partimiz için yaptım.
İkisi de bizim için değerli
Milletvekili adayı olmak ya da bir şey olmak hiçbir zaman kafamın bir köşesinde yer almadı. Bu kararı alırken tek başıma almadım, birlikte siyaset yaptığımız arkadaşlar, birlikte görev yaptığımız il yöneticilerimiz, ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız, hatta bir kısım genel başkan yardımcılarımızla birlikte... Kaldı ki İzmir gibi bir kentte 5 sene il başkanlığı yapan, 2 tane seçim yöneten, 5 sene görevde kalabilen bir il başkanının milletvekili aday adayı olması kadar doğal bir şey olamaz. Bu siyasetin doğasında var ama ben bunu hiçbir zaman tasarlamadım. Kafamda ne zaman şekillendi kısmı ise sanırım son 5-6 ay diyebilirim.”
“Ben Aziz Bey ile 4 sene İzmir Büyükşehir Meclisi’nde çalıştım, 1 yıl da il başkanı olarak çalıştım. Aziz Bey’in benim siyasi hayatımda katkısı çok büyüktür, yeri de çok önemlidir. Ondan çok şey öğrendim. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Bey ile de il başkanı olmadan önce bir hukukumuz vardı ama çok fazla mesaimiz yoktu. Seçildikten sonra ilk 1-1.5 sene yeteri kadar doğrudan iletişim kuramamış olabiliriz, o iletişimler kuruldukça, birlikte mesai harcadıkça ve birbirimizi daha iyi anladıkça bir eksiklik varsa o eksiklik de giderildi. Büyükşehir Belediye Başkanımız özveriyle ve fedakârca çalışma yapıyor. Ne olursa olsun bizim onu desteklememiz, korumamız, kollamamız ve gerektiği takdirde de gövdemizi siper etmemiz gerekiyor. Ben bu anlayışla görev yapıyorum. Kaldı ki Başkanımız Tunç Soyer de çok önemli özellikleri, vizyonu olan, siyasete çok farklı ve global bakabilen bir belediye başkanı. İzmir’le ilgili hayalleri var, İzmir’i dünya kenti yapma noktasında, 24 saat yaşayan bir kent yapma, kültür kenti yapma noktasında ve tabi ki ülkemizin en büyük sorunu gelir dağılımındaki adaletsizlik, hayat pahalılığı. Gelir dağılımındaki adaletsizliği giderme noktasında önemli hizmetleri var. Hepsi bizim için değerli. Aziz Bey de Tunç Bey de... Mustafa Kemal ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ der. Ben bunu hayat felsefesi olarak kabul etmiş ve uygulayan bir insanım. Benim siyasette bağlı olduğum tek şey CHP’dir. Partimizde görev alan kişiler, ne görev almış olurlarsa olsunlar çok değerlidir. Onlara her zaman destek oluruz, dayanışma ile mücadelemizi sürdürürüz. CHP her şeyin üstündedir, karar alırken partinin yararları, partinin menfaati neyse ben onu önceleyerek tavır alır ve karar veririm. Gerektiği takdirde kendi göğsümü de siper ederim partim için bunu da çok yaptım.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yücel’i oldukça tutuyor. Son kongrede bunu zaten açık bir şekilde tüm İzmir örgütü gördü. Bana kalırsa şu anda milletvekili adayı listesinde yeri garanti olan tek isim.