Aylardır üzerine konuştuğumuz, tartıştığımız CHP il kongresinin kazananı sonunda belli oldu! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘uzlaşı adayı’ olarak partililere önerdiği Deniz Yücel 355, Utku Gümrükçü 234 ol aldı. Kongreden önce farkın 100 civarlarında olacağı tahmin ediliyordu. Öyle de oldu.
Başkan Kocaoğlu, Yücel ismini açıkladığında partililerin önemli bir bölümünden ‘çatlak’ sesler yükselmeye başladı. Ancak bu ‘yüksek sesler’ günler ilerledikçe sessizliğe büründü. Çünkü Başkan Kocaoğlu, parti yöneticilerini ve delegelerin önemli bir bölümünü ikna etmeyi başardı. “Kocaoğlu, yaklaşık 10 günlük süreçte siyasi tecrübesini adeta konuşturdu” desek herhalde yanlış olmaz. Kocaoğlu’nun, yol arkadaşı Alaattin Yüksel’i ikna edememesi ise bir anekdot olarak hafızalara kazındı.
Daha önceki yazılarımda, Kocaoğlu’nun ‘uzlaşı’ adayı arayışıyla ateşten bir gömlek giydiğinden bahsetmiştim. Çünkü, herkesi ikna etmek oldukça zordu. Neticede de tüm partilileri ikna edemedi. Bir önceki kongredeki kadar olmasa da yine bir ayrışma yaşandı. Ayrışma yaşadığı partililer de zaten Kocaoğlu’nun bir isim dayattığını öne sürerek tepki gösterdi. Kimi bunu açık açık, kimi ise kapalı kapılar arkasında yaptı. Kapalı kapılar arkasında eleştirenlerin, kongre salonunda Kocaoğlu’nun yanında olduğunu ve Deniz Yücel’e oy attığını gördük. Bu da siyasetin doğasında olan bir durum! Aslında tam da bu bahsettiklerim, kongrenin kazananı oldu işte! Yerel seçimlere 14 ay kala ‘ince’ hesaplar yapanlar, Kocaoğlu’nun yanında saf tutmayı tercih etti.
Ekibiyle hareket etmeli
Sonuçların açıklanmasının hemen ardından Kocaoğlu’nun yaptığı açıklamalar da gerçekten çarpıcıydı. “Bundan sonra yarış bitti. Hep beraber birbirimizi, örgütümüzü kucaklayacak başarıya gideceğiz ve mümkün olduğu kadar grupçuluğu, ekipçiliği, adamcılığı bu partinin gündeminden çıkartacağız. Parti nerede, biz orada; doğru nerede biz orada...” Bu sözler önümüzdeki günlerde Başkan’ın izleyeceği yol haritasının ipuçları! Şöyle de okunabilir: “Ben bir dönem daha buradayım. Çalışmayan, sen-ben kavgasını yapanla yol yürümem.” CHP İzmir’in genç olarak değerlendirebileceğimiz yeni başkanı Deniz Yücel’e gelince... Bundan sonra tüm gözler onun üzerinde olacak. “Ben kimsenin adamı değilim” mesajı vermek isterken yanlış hamleler yapmaması gerekiyor. Çünkü, daha önce bu tür hata yapanlara defalarca rastladık. Herkese ‘eşit’ yaklaşması gerekiyor. Aksi halde “Bak, şunun adamı” diyenler çıkabilir. Özellikle AK Parti’ye karşı iyi muhalefet yapması gerekiyor. Aksi halde, “Yaşı genç. O yüzden yapamıyor” eleştirileri dillendirilebilir. Onun için genç başkanı zor bir süreç bekliyor. Daha önceki başkanlarda genellikle ‘ben’ hastalığına şahit oldum. Yücel, ekibiyle birlikte hareket etmeyi başarırsa, diğer yöneticilerden farklı olmayı başarabilir. Tabii, tüm bunları zaman gösterecek.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024