Onur Çakır

Maalesef korona virüsle ilgili geçen mart-nisan ayında yaşadığımız sürece geri döndük. İzmir’de de günlük vaka sayısı oldukça arttı. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’i aradım, kendisine son durumu sordum.

 Vali Bey, “Hastanelerimizin doluluk oranında bir sıkıntı yok. Vaka artış trendi devam ediyor” dedi. “Kentte hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması tekrar olacak mı?” sorusunu ise, “Şu an için böyle bir şey gündemde yok” diye yanıtladı.

 Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar uygulamasına bakmanızı tavsiye ediyorum. Aslında oradaki yoğunluk haritası her şeyi söylüyor. Defalarca yazdım bir kez daha ifade edeceğim. Virüs bana gelmez demeyin!

Yönünü değiştirdi

Önceki gün özellikle sosyal medyada Akdeniz üzerinden gelen bir kasırganın İzmir ve Ege Bölgesini vuracağı söyleniyordu. Meteoroloji yetkililerini aradım. Yetkililer, kasırganın yönünü değiştirdiğini ve Yunanistan’ın Mora Adası’nı etkileyeceğini ifade etti. Ancak Çeşme Yarımadası ve Kuzey Ege’de

Göztepe’nin stat projesi ilk ortaya atıldığında herkes heyecanlandı. Yapılır mı, yapılmaz mı? derken stat inşaatı bitti, maçlar oynanmaya başladı.
Peki ya Karşıyaka stadı? Proje ortaya kondu, yeriyle ilgili karşı çıkışlar, tartışmalar, davalar, iptaller… Gelinen noktada elde var sıfır! Şu anda herkes topu birbirine atar halde. Özellikle Karşıyaka’nın stat konusunda tek yumruk olma zamanı geldi ve geçiyor.

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan tam da bu süreçten kritik bir çağrı geldi. “Stadı yapılacak alanı belediyeye devredin, biz yapalım” dedi Başkan Tugay.

Ben de kendisine, “Stadı belediye olarak tek başınıza yapmanız mümkün değil” hatırlatmasında bulundum. Başkan Tugay, bu konuyu enine boyuna düşünmüş. “Sadece Karşıyaka Belediyesi olarak biz elimizi taşın altına koymayacağız. Büyükşehir Belediyesi, iş insanları, sivil toplum kuruluşları en önemlisi ise Karşıyakalılarla birlikte bunu başarırız” değerlendirmesinde bulundu.

İzmir’de yıllardır çözülemeyen bir sorun var: İnciraltı’nın planlanması. EXPO adaylığı sürecinde sağlık turizminin merkezi olması adına adımlar atıldı, planlar hazırlandı. Ama her şey kağıt üzerinde kaldı. Davalar açıldı, iptaller geldi.

İnciraltı’nın planlanması konusu AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya yeniden gündeme getirdi. Gündeme getirmekle kalmadı “gündemde kalması” için de hemen hemen her gün açıklama yaptı, yapıyor.

Kaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın şimdiye kadar 30 kamu kuruluşundan görüş aldığını, yeni planın bu görüşler doğrultusunda hazırlanacağını söyledi. “İnciraltı’nda yüksek katlı binalar mı olacak?” endişesini Kaya, “Kesinlikle böyle bir şey olmayacak. En fazla 4 kat yükseklik verilecek” dedi.

Buranın planlanmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önerisi, görüşü elbette çok önemli. Yani planları hazırlarken Büyükşehir’i yok saymaz kabul edilebilir bir durum olmaz. Bakanlık,

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, metropolün en genç belediye başkanı... Çiğli’de farklı işlerin altına imza atıyor. Geçen gün kendisiyle sohbet ettik. Yaptıklarını, yapacaklarını anlattı.

SONAR bir anket açıkladı. Ankette, “Bulunduğunuz ilçede belediye başkanının çalışmalarını başarılı buluyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların yüzde 63.1’i Gümrükçü için, ‘Başarılı’ yanıtını vermiş. Başkan’dan sonucu değerlendirmesini istedim. “Halkımız bizi başarılı bulduysa, İzmir’de üçüncü çıktıysak bu bizim açımızdan mutluluk verici. Başarısız bulanların sebeplerine de bakmak lazım. Bunu da önemsiyorum” dedi.

“Nasıl gidiyor, pandemi süreci belediye işleyişini etkiledi mi?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi Gümrükçü: “Yolun başındayız. İlk 6 ay hayırlı olsunlarla geçti. Sonra parti içi bir dönem yaşadık. 5 aydır virüsle mücadele ediyoruz. Hedeflerimizi güncelleme noktasındayız.

Pandemi sürecinden geçiyoruz. Gerçekten sıkıntılı günler... Önümüzdeki ayın 21’inde okullar açılacak. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde çekilmez bir hal alan kent trafiği, Eylül ayından itibaren daha da kötüleşecek. Tam da bu süreçte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den bana göre çok önemli bir öneri geldi.

Okulların açılması ve mevsimsel nedenlerle başka kentlerde bulunan yurttaşların kente dönmesiyle trafiğin yoğunlaşacağını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şu vurguları yaptı: “Kent olarak şimdiden çözüm yollarını düşünmek ve hazırlıklı olmak zorundayız. Dünya kentlerinde gördüğümüz ‘farklı mesai saatleri’ uygulamasını, tam da bu dönemde İzmir’in de tartışması gerektiğini düşünüyorum. Herkesin mesai saati aynı anda başlayıp aynı anda bitmemeli. Bu, bırakın pandemi dönemini, normal zamanlarda bile trafiğe büyük yük getiriyor. İnsanlarımıza ciddi sıkıntı ve vakit kaybı

Aylardır koronavirüsle yatıp kalkıyoruz. Haziran ayından sonra maalesef kurallara uyulmaması ve rehavetten dolayı vaka sayılarında artış oldu. İzmir de bu artışa katkı sağlayan (!) iller arası arasında yer aldığını söylemek gerekiyor.
Televizyonlarda, gazetelerde bilim insanları hemen hemen her gün cenaze, düğün, nişan, kona gibi etkinliklerde sosyal mesafe-hijyen ve maske kurallarına özellikle uyulması gerektiği söylüyor. Bizler bunları okuyoruz, dinliyoruz.
Virüs nedeniyle hiçbir davete katılmama rağmen geçtiğimiz hafta yakın bir dostumun düğününe katılmak için Balçova Bahçelerarası’nın yolunu tuttum.
Düğün yapılacak açık mekanı gitmeden önce kafamda çok sayıda soru işareti vardı. Mekanın hemen girişinde ateşimizi ölçtüler. İlk izlenimim iyi oldu.
Daha sonra kenar bir masa bulduk ve oturduk. Masalarda dezenfektan kutuları vardı. İlerleyen dakikalarda düğün organizasyonun yapılacağı alan daha da doldu. Herkes masalarına oturdu. Düğünün hemen başında “Lütfen maske-sosyal mesafe kurallarına uyalım”

Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, geçen gün sosyal medya hesabından kepli bir fotoğrafını, “Hiçbir şey için geç değildir” notuyla paylaştı. Hemen kendisini aradım. İlginç bir hikâye ortaya çıktı. Aktaralım...

Gazi İlkokulu, Saint-Joseph Ortaokulu ve İzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi’nde başarılı bir öğrencilik dönemi geçiren Oran, 1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünü kazandı. Henüz 18 yaşındaydı... Bavulunu hazırladı, hayalinin peşinden gitti.

1994 yılında annesinden kötü bir haber geldi. Kansere yakalanmıştı... Her şeyi bıraktı, İzmir’e döndü. Ailesinin yürüttüğü işin başına geçti. Bu olay, onun için dönüm noktası oldu. Üniversiteyi hem de son sınıfta bırakmak zorunda kalmıştı.

Kurallara uyulmadığı için koronavirüs vaka sayısı her geçen gün artıyor. Devletin en üst kademesindeki isimler de vatandaşlara özellikle maske ve sosyal mesafe kurallarına uymaları konusunda hemen hemen her gün çağrıda bulunuyor.

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de önceki gün sahaya çıktı ve denetimlere bizzat katıldı. Köşger, “Vaka sayıları maalesef hem ülkemizde hem de dünyada artma trendine girdi. İzmir’de de artış trendi olduğunu görüyoruz. İzmir için durum çok vahim olmamakla birlikte 1 ay öncesine göre daha kötü durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.
Bu açıklama, beni gerçekten endişelendirdi. Umarım, Vali Bey’in sözleri herkesi endişelendirmiştir! Pandemi sürecinin başından beri, İzmir’deki rakamları yakından takip ediyorum. 21 Temmuz haftasında Türkiye’nin üçüncü büyük kentindeki vaka sayısı 60-70 civarındaydı.

Gelinen noktada ise maalesef bu sayı 140-150’ye kadar çıktı! Bu da demek oluyor ki İzmir’de her gün 150 kişiye virüs