Onur Çakır

Onur Çakır

onurcakir67@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aylardır koronavirüsle yatıp kalkıyoruz. Haziran ayından sonra maalesef kurallara uyulmaması ve rehavetten dolayı vaka sayılarında artış oldu. İzmir de bu artışa katkı sağlayan (!) iller arası arasında yer aldığını söylemek gerekiyor.
Televizyonlarda, gazetelerde bilim insanları hemen hemen her gün cenaze, düğün, nişan, kona gibi etkinliklerde sosyal mesafe-hijyen ve maske kurallarına özellikle uyulması gerektiği söylüyor. Bizler bunları okuyoruz, dinliyoruz.
Virüs nedeniyle hiçbir davete katılmama rağmen geçtiğimiz hafta yakın bir dostumun düğününe katılmak için Balçova Bahçelerarası’nın yolunu tuttum.
Düğün yapılacak açık mekanı gitmeden önce kafamda çok sayıda soru işareti vardı. Mekanın hemen girişinde ateşimizi ölçtüler. İlk izlenimim iyi oldu.
Daha sonra kenar bir masa bulduk ve oturduk. Masalarda dezenfektan kutuları vardı. İlerleyen dakikalarda düğün organizasyonun yapılacağı alan daha da doldu. Herkes masalarına oturdu. Düğünün hemen başında “Lütfen maske-sosyal mesafe kurallarına uyalım” uyarısı yapıldı. Ama bu havada kaldı.
İnanın abartmıyorum katılanların yüzde 90’ında maske yoktu. Gelin damatta maske yoktu. Piste çıkanların tamamına yakınında maske yoktu. Gelin damat ve düğün sahiplerinin “mutluluk sarhoşluklarını” bir yere kadar anlıyorum ama diğerlerine ne demeli bilemiyorum.
Bu durumla ilgili bir kişi davetlileri uyarmadı bile! Aslına bakarsınız durum bu kadar vahim. İzmir’deki vakaların özellikle toplu etkinlerden bulaştığını biliyoruz. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in bu konuda oldukça hassas olduğunu buluyorum. Kentteki düğünlerin önemli bölümü Narlıdere ve Balçova’da yapıldığını biliyoruz. Buralardaki mekanların acilen kontrol altına alınması gerekiyor. Denetim beraberinde düzeni de getirecektir. Aynı şekilde Balçova Kaymakamı Ahmet Hamdi Usta ve Narlıdere Kaymakamı Suat Dervişoğlu’nun bu konuda daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.
Bahçelerarası’nda gittiğim mekan kurallara bu şekilde uyuyorsa (!) diğerlerini düşünemiyorum.
Düğüne gelenlerin koronavirüs yokmuş gibi hareket etmeleri gerçekten çok acı. Bu hastalığa yakalananların hikayelerini kimse okumuyor mu? Bu rahatlığın sebebi nedir?
Hadi kendinizi düşünmüyorsunuz ve “Bu virüs bana gelmez” gibi saçma bir düşüncenin içindeniz! Peki annenizi, babanızı, eşinizi, çocuğunuzu da mı düşünmüyor musunuz?
Uzmanlar, virüsün birçok kişide belirti vermediğini söylüyor. Lütfen biraz dikkat edelim! Bu herkese söylüyorum. En başta da kendime…
Rehavet, beraberinde büyük bir kriz getirir. Geçtiğimiz Mart-Nisan-Mayıs aylarında virüs nedeniyle evlerimize nasıl kapanmak zorunda kaldığımızı, yakın çevremizdekilerin işlerinin nasıl bozulduğunu, akrabalarımızın nasıl işsiz kaldığını hiç unutmayalım.