Boyun Ağrısı ve Omurga Ağrılarının Yaşama Etkileri
Hayatlarının bir döneminde bel, sırt, boyun ağrısı çekenlerin oranı % 80’dir. Omurga ağrılarının % 95’i ciddi bir nedene bağlı değildir. Bu kadar yaygın yaşanan ağrılar yaşamı olumsuz etkiler. Özellikle çalışma verimliliği ve uyku üzerine olumsuz etkileri vardır. Bel, sırt, boyun ağrısı yaşayan 4 kişiden 1’inin hareketleri kısıtlanmaktadır. Omurga ağrısı yaşayanlar bir şekilde yaşam içinde devam etmektedirler. Çözümsüz gibi göründüğü için tedavi arayışları da pek yoktur. Boyun ağrısı, sırt ve bel ağrısı çeke her 10 kişiden 4’ü doktora başvurmamaktadır.
Omurga ağrılarının günlük hayata etkileri:
Omurga ağrıları yaşamı olumsuz etkilese ve bir kere başladıktan sonra hayatımızdan çıkmasa da nedenleri bulunursa tedavi edilebilir.
Omurga ağrıları tedavisinde Gökmen Yaklaşımı der ki:
Nöral terapi ve balans ayarlaması mutlaka yapılmalıdır.
Nöral terapi ile bağ dokusu (kas, eklem, tendon yapısı) mutlaka dzüeltimelidir.
Dişler değerlendirilerek splint tedavisi ilgili uzmanlarca yapılmalıdır.
Migren çeşitleri içinde en sık aurasız migren görülür. Basit migren de denilir. Aurasız migren olarak da bilinir. Ağrı gelmeden önce hafif tatlı isteği, ağrı sırasında bulantı kusma olabilir.
Aurlı migrende nörolojik şikâyetler vardır. Görme ile ilgili bulgular ön plandadır. Sintilasyon olarak adlandırılan bu bulguları takiben baş ağrısı başlar. Baş ağrısı olmadan sadece görsel bulgular, bazen de eşlik eden nörolojik bulgular yaşanabilir. Baş ağrısız migren atakları sessiz migren olarak adlandırılır ama adı gibi sessiz değildir. Hasta çok sıkıntı yaşar.
Nadir yaşanan migren çeşitleri de vardır. Baziler migren; beyin sapının etkilendiği konuşma bozukluğu, baş dönmesi, kulak çınlaması, çift görme ve dengesizliğin eşlik ettiği migren tipidir. Konfüzyonel migren; bilinç bulanıklığının olduğu migren tipidir. Oftalmoplejik migren de gözü hareket ettiren kasların etkilenmesi sonucu çift görme gelişir.
En korkulan migren hemiplejik migrendir. Hasta geçici felç olur. Bu durum tek başına olabilir. Baş ağrısı ile birlikte olabilir.
Çocuklarda görülen migrende abdominal migren ve kusma ataklı migren çeşitleri olabilir. Bu migren türleri genellikle baş ağrısız olur. Bazen çocuk hem
Stresle Orantılı Artan Baş Ağrınız Gerilim Tipi Baş Ağrısı Olabilir
Gerilim tipi baş ağrısı yaşayanlarda stres ve strese yatkınlık dikkat çekici özelliktir. Ayrıca hastaların neredeyse tümünde boyun omurga yapısında düzleşme ya da boyun fıtığı vardır.Bu iki özellik gerilim tip baş ağrısının nedeni değildir. Stres ağrıyı arttırır, boyun kaslarındaki spazm düzleşmeye neden olur.
Gerilim Tipi Baş Ağrısı Tedavisi
Klasik tedavide kullanılan kas gevşetici ve antidepresanlar kısmi etkilidir. İlaçlarla ne yaşamımızdaki stres değişir ne de kişilik yapımız değişir. Altta yatan nedenleri düzeltirsek yaşamdaki strese rağmen gerilim tipi baş ağrısı çekmeyiz.
Gerilim tipi baş ağrısı tedavisinde Gökmen Yaklaşımı uygulandığında öncelikle boyun-ense bölgesi kas spazmını arttıran bozucu alanlar tespit edilmelidir. Çocukluğumuzda geçirdiğimiz boğaz enfeksiyonu ve dişlerdeki çürük benzeri sorunların olumsuz sinyalleri ense kaslarında spazma neden olur. Bu bölge bozucu alanları nöral terapi ve diş hekimliği profesyonelleri ile çalışarak düzeltilir.
Gerilim tipi baş ağrısı çeken hastaların büyük bir bölümünde temporomandibular eklem (çene eklemi) sorunu vardır. Ülkemizde bu alanda uzman
Boyun düzleşmesi, son zamanlarda birçok kişiye söylenen bir hastalık halini almıştır. Boyun düzleşmem varmış, baş ağrısı yapıyor, baş dönmeme sebep oluyormuş, elimdeki uyuşma boyun düzleşmesinden, hep bilgisayar başındayım ondan boynum düzleşmiş, boyun düzleşmesi nedir? Boynumuz zaten düz değil mi?...
Boyun düzleşmesi aslında bir hastalık değil, sonuçtur. Baş ağrısı, baş dönmeleri gibi semptomların nedeni değildir. Filmle saptanan bir durumdur. Biz normalde boynumuzun düz olduğunu düşünürüz. Aslında “C” şeklindedir ve düzleştiğinde “I” şeklini alır. Omurlarımız esnek ve haraketli olduğu için zorlanmalar zaman içinde kaymalara neden olur.
Boyun Düzleşmesi Nedenleri Nelerdir?
Stres, uzun süreli bilgisayar başında kalma, masa başı işler vb. durumlar boyun düzleşmesi nedenleri olarak bilinir. Bu nedenler var olan şikâyetleri artırır ya da açığa çıkarır. Asıl neden değillerdir?
Boyun düzleşmesi için kaslarda spazm olması gerekir. Boyun kaslarındaki spazmın nedenleri?
1. Dişlerden gelen olumsuz uyarımlar. Çürük, eksik kanal tedavili dişler, diş eti problemleri, eksik dişler, kalmış kökler, yirmi yaş dişleri boyun ve sırt kaslarına sürekli olumsuz uyaran gönderebilir.
2. Diş sıkma ve dişlerin
Ne Yaşıyorsunuz? Tükenmişlik Sendromu Olabilir misiniz?
Her sabah olduğu gibi bu sabah da işe gitmek için zar zor uyandınız. Yataktan neredeyse sürünerek kalktınız. Kendinize gelmeniz uzun sürüyor. Bedeninizdeki her kemik ağrıyor. Kendinizi yavaş yavaş açıyorsunuz. Birkaç saat içinde bedeninizin sertliği açılıyor ama ağrılar azalıyor.
Akşam çok geç yatmamıştınız ama yine de kendinizi dinlenmiş ve uykunuzu almış hissetmiyorsunuz. Ne giyeceğiniz umurunuzda değil. Elinize gelen en rahat kıyafeti giyiyorsunuz. Ne giyinmek ne de kahvaltı yapmak içinizden geliyor. Yüzünüzü bile yıkamak istemiyorsunuz.
Gitmek istemediğiniz bir işe gidiyorsunuz. Aslında kimsenin suratını görmek, kimseyle konuşmak istemiyorsunuz. Hayata karşı mutsuz, huzursuz, kızgın hissediyorsunuz. İş sizin için tam bir işkence. Bazen yaşamak bile işkence.
Bazen içinizde yapmak istediğiniz pek çok şey var. Aklınız yapmak istiyor ama bedeniniz izin vermiyor. Evdesiniz şu dolabımı düzenleyeyim, diyorsunuz. Tam istediğiniz gibi bitiremiyorsunuz. Haliniz kalmıyor. Bir de izleyen günlerde tüm vücudunuz dayak yemiş gibi oluyor. Bir alışveriş torbasını taşımak bile sizi mahvediyor. İş çıkışı arkadaşlarınız keyifli bir yemek
Sinir Sıkışması Nedir?
Sinirler omurilikten çıktıktan sonra bedende yol alırken bazı kemiklerin arasında ya da hareketli yerlerde sıkışabilirler. Omurilikten çıkışta sıkışma bel ve boyun fıtıklarında olabilir. Koldaki sıkışmalar ise sıklıkla görülür. Karpal tünel oynak yerin sıkışmasına, ulnar oluk ise kemik arasında sıkışmaya örnektir. Sinirin sıkışması sonucunda ortaya çıkan ağrı uyuşma, karıncalanma, elektriklenme benzeri nahoş bir duygu olarak tanımlanabilir.
Bilek Siniri Sıkışması, Karpal Tunel Sendromu Nedir?
Bileğimizde kasların kemiğe yapıştıkları sert yapıların arasındaki tünel gibi aralıktan elimize gelen sinire median sinir denilir. Sürekli bilek hareketlerinin zorlayıcı etkisi, yatkın kişilerde sinirin kılıfında sertleşme ve kalınlaşmaya sebep olur. Kalınlaşmaya bağlı sinir sıkışır. El ve bilekte ağrı, uyuşma, hissizlik olur. Uzun süren, ilerlemiş karpal tünel vakalarında avuç içi ve özellikle başparmakla ilgili kaslarda güçsüzlük ve incelme ortaya çıkmaktadır.
El bileğini yoğun kullananlarda (el işi yapan, ahçı, bilgisayar yoğun kullanımı...) sinir sıkışması daha kolay oluşur. Geceleri el bileğinden hafif bükülmüş uyuma pozisyonu nedeniyle gece boyunca sinirin sıkışması
Sessiz Migren Nedir? Baş Ağrısız Migren Olur mu?
Migren baş ağrısı ile özdeşleşmiştir. Baş ağrısı olmadan sadece migrenin diğer bulguları yaşandığında ‘sessiz migren’ tanımlaması yapılabilir. Sessiz migrende, özellikle auranın görsel bulguları belirgindir. Işıklar yanıp söner, çakar, ipliksi ışıklar olur, görme alanında bazı bölgelerde kayıplar gelişir. Renkli, prizmatik kırılmalar olabilir.
Koku halüsinasyonları, uyuşmalar, karıncalanmalar, peltek konuşma, konuşma bozuklukları gibi diğer nörolojik şikâyetler de olabilir. Bulantı, kusma, ishal, iştahsızlık, bir şeyler yeme isteği, yorgunluk, idrara sık çıkma gibi fiziksel belirtiler de görülebilir. Kafa karışıklığı, sinirlilik hali gelişebilir.
Sessiz migrende çok ağır tablolar gelişebilse de çoğunlukla hafif aura bulguları görülür. Gözde sintilasyon (ışıklı, zikzaklı, noktalı görme) bulguları ile gelip geçebilir. Baş ağrısı hiç yaşanmadığı gibi diğer bulgular da çok siliktir ama yaşattığı duygu hoş değildir.
Sessiz migren ataklarımın öyküsü:
“Erişkin yaşımda yaşadığım sessiz migren ataklarımda çok ciddi bir sıkıntı, yaşamdan kopuş hali olurdu. On beş yirmi dakika kadar sürerdi. Sonra yavaş yavaş açılırdı. Aynı gün
Nöral terapi ya da nöral tedavi tanımlaması iyileşme için bedenin net-work ağına düzenleyici ve uyarıcı etki edilmesi anlamında kullanılmaktadır. Bedenimizin net-work ağı otonom sinir sistemidir. Otonom sinir sistemi kablo gibi sinirlerden oluşmaz. Bedenin her yerinde her hücreye ulaşan bio-elektriksel bir ağdır. Tam olarak bir matrix sistem olarak adlandırılır. Bu ağa ait olan bir hücreye, nöral tedavide derideki bir hücreye uyarım yaptığınızda tüm otonom sinir sistemini etkileyebilirsiniz.
Hastalıklarımızın ve geçmeyen ağrılarımızın temelinde yaşam boyunca otonom sinir sisteminde oluşan bio-elektriksel hasarlar yer almaktadır. Bu hasarlara yaşamımız boyunca geçirdiğimiz mikrobik hastalıklar, ameliyatlar, kazalar, fiziksel ve psikolojik travmalar neden olabilmektedir.
Bademciklerimiz iltihaplandığında, dişimiz çürüdüğünde, diş tedavisi olduğumuzda ya da sezaryen gibi bir ameliyat sonrası o bölgedeki iletişim ağı etkilenir. Yaşam boyu kalıcı olabilen hasarlar bırakabilir. Bu hasarlar sonradan gelişen hastalıklarımızın temelini oluşturmaktadır. Bu olumsuz uyaran alanları “Bozucu Alan” olarak adlandırılmıştır.
Huneke kardeşlerin tıp literatürüne 1940 yılında kazandırdıkları bozucu alan