Malum, korona hepimizi evlerimize hapsetti. Pek çoğumuz da bugünlerde kendimizi yemeye verdik. Umarız karantina günleri en kısa zamanda geçer ve biz yine eski hayatımıza geri dönebiliriz. Şimdi, eğer gerçekten sağlıklı kilo vermek istiyorsanız kendinize gerçekçi bir hedef belirlemelisiniz; o da haftada bir kilo… Bunu zorlanmadan yapabilirsiniz üstelik sağlığınızdan olmadan ve motivasyonunu yitirmeden. İşte, hedefe kilitleyen en doğru metotlar!
Her seferinde aynı şeyleri yaşamadığınızı söyleyebilir misiniz; yaz mevsimi yaklaştıkça mükemmel ve zayıf bir vücudu hayal etmeyeniniz var mı? Kendiniz için en doğru diyeti arar, detoks programlarından medet umarsınız. Ancak bazı diyet programlarının işlemediğini bilmenizde fayda var. Yoyo efekti olarak bilinen ve çoğunlukla verilen kiloların fazlasıyla geri alınmasına dayalı bir acı gerçek. Çünkü aylarca çekilen eziyeti hiçbir vücut sonsuza dek sürdüremez. Sizden beslenme düzeninizi değiştirip onu bir yaşam tarzı haline getirmeniz istenir. Kimileri başarılı olur, çoğunluk
Çağdaş sanatın yeni adreslerinden biri olan Ferda Art Platform, hayatımıza coronavirüs’ün girmesiyle evlerde yaşamaya başlamamızla birlikte dikkat çeken yetenekli sanatçıları İstanbullularla online’da buluşturmaya devam ediyor. Ferda Dedeoğlu ile konuştuk...
- Öncelikle kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum.
2001 yılında mimarlık yapmaya başladım. Tam 16 sene profesyonel olarak mimarlık ve akademisyenlik yaptım, çocuklarım doğduktan sonra sektörü bıraktım. Sanata her zaman ilgili oldum, bu nedenle mimarlıktan galericiliğe yöneldim.
- Yüksek mimar olarak mesleğiniz sürdürürken bir sanat platformun kurmak fikri nasıl oluştu?
Sanat her zaman benim için bir tutkuydu. Mimarlık, beni aynı derecede heyecanlandırmamaya başladığında sanat sevgimi bir platformda birleştirmeye karar verdim. Böylelikle ortaya kendi adımı taşıyan bu platform ortaya çıktı.
- Açıldığınız andan itibaren çok fazla sergiye ev sahipliği yapmaya başladınız. Bugüne kadar hangi sanatçıları ağırladınız mekanda?
Ralli Apartmanı'ndaki mekanımızda Mustafa Horasan, Meltem Sarıkaya, Gülcan Şe
Cildimiz vücudumuzda bulunan bütün diğer organlar gibi zamanla birlikte yaşlanır. Cildimizin üst katmanı normalde ayda bir kendi kendini yeniler. Yaşımız ilerledikçe cildimizin üst tabakasında yer alan ölü deri hücreleri daha yavaş atılır. Bu da derinin sertleşmesine, incelenmesini ve su kaybetmesine neden olur. Bunun sonucunda cilt daha sert, nemsiz ve pürüzlü hale gelir. Cilt yaşlanmasıyla ilgili detayları Dr. Esra Vardarman’dan öğrendim.
- Cilt yaşlanması nasıl gerçekleşir?
Yaşlanan üst ciltte pigment üreten melanositlerin bazıları pigment üretmekte güçlük çekerken diğerleri normal işlevlerini devam edebildikleri için bu durum ciltte yaşlılık lekelenmelerine, açık-koyu renkli farklı bölgelerin oluşmasına sebep olur. Cildin daha alt katmanında cildin iskeletini oluşturan kolajen ve elastin lifleri ve hyalüronik asit bulur. Bu lifler cildimizi ağ gibi sarıp ona esneklik, sağlamlık ve gerginlik sağlar. Yaşlanma ile elastin ve kolajen lifler hızla bozulur, kalınlaşır, bükülür bu sırada hyalüronik asit miktarı ise azalır.
Geleneksel içeceklerimizden biri olan kahvenin faydaları saymakla bitmez. Kahve aynı zamanda vücut güzelliğimiz için de önemli. Özellikle cildi canlandırma ve sıkılaştırma özellikleriyle öne çıkan kahve, bir süredir masajların da vazgeçilmez yardımcılarından. Kahvenin faydalarını ve vücut masajındaki etkilerini Gaia Spa güzellik ve cilt bakım uzmanı Zeynep Nurman’dan öğrendim.
- Özellikle son dönemde masajda öne çıkan içeriklerden biri kahve özü... Ne işe yarıyor? Özellikle vücudun hangi sorunlarına yönelik etkiler sunuyor?
Kahve özü cildi sıkılaştırıyor, cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırıyor, gözenek tıkanıklıklarını açıyor, cildi canlı gösteriyor, sivilce oluşumunu tetikleyen ölü hücreleri temizliyor ve cildin kirden arındırılmasını sağlıyor. Bunlara ek olarak kahve özü ciltteki kan dolaşımını hızlandırıyor, cilt yenilenmesini sağlıyor, kırışıklıkları engelliyor ve kızarıklıkların giderilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca kahve özünün iltihap giderici
Pek çok kadın anne olduktan sonra uzunca bir süre eski formuna kavuşamıyor. Çünkü bu süreçte bebeğin gereksinimleri daha fazla öne çıkıyor ve anne bu süre boyunca kendine fazla önem vermiyor. Ancak son yıllarda kadının yeniden eski formuna dönüş yapabilmesinin yöntemleri ve seçenekleri oldukça fazla. Bunlardan biri, sporla yada diyetle geri dönüşü mümkün olmayan bölgelerin operasyonlarla toparlanması... Özellikle doğum sonrası gevşeyen karın ve sarkan göğüs ameliyatları son dönemde öne çıkıyor. Detayları Op. Dr. Mustafa Aydınol’dan öğrendim.
- Doğum öncesi ve sonrası kadınların vücutlarındaki değişimler nelerdir?
Doğum esnasında alınan kilolara bağlı olarak tüm vücutta değişiklikler meydana geliyor. Bu kiloların doğumdan sonra verilmesine ve emzirmeye bağlı olarak memede ve karın bölgesinde sarkmalar oluşuyor.
- Doğum sonrası kadınlar en çok hangi işlemleri yaptırmak istiyor? Bunlar nelerdir anlatır mısınız?
Doğum sonrasında kadınların en çok talep ettikleri işlemlerden biri meme
Tam 13 sezon boyunca kapalı gişe oynayan bir komik opera… İlk kez 2008’de Kadıköy Süreyya Operası'nın açılış operası olarak perdelerini açan 'Don Pasquale', o tarihten itibaren sahnelendiği tüm illerde kapalı gişe oynandı. Bu başarının arkasındaki isim olan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Rejisörü Recep Ayyılmaz ile konuştuk.
- Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Tiyatro Bölümü’nde okudum. Yıldız Kenter’in, Belkıs Aran’ın öğrencisi oldum. Yüksek müzik eğitimimi İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda tamamladım. Fransa’da Paris Sorbonne Üniversitesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı ve Fransız Filolojisi eğitimi aldım. Paris Devlet Opera ve Balesi’nde yönetmenlik stajı yaptım. Çok büyük rejisörlerin ve sanatçıların orkestra şeflerinin yanında çalıştım. Paris’te iki tane tiyatro akademisine kabul edildim. Benim için, ‘Troya’ eseriyle Bolşoy’da ilk
2020, dekorasyonda giderek sadeleşen yaşam alanlarının öne çıkacağı ve evlerde doğal materyallerin muhteşem dönüşüne tanıklık edeceğimiz bir yıl olacak... Lagu markasının yaratıcıları tasarımcı çift Dilek Yördem Ceylan ve Ufuk Ceylan, her evin taşıdığı ruha göre şekillenmesi gerektiğine inanıyorlar. Dilek ve Ufuk Ceylan ile modern, duyarlı ve yenilikçi olarak tanımladıkları tasarım yolculuklarını, dekorasyondaki yeni trendleri ve dekorasyon önerilerini konuştuk...
- Dekorasyon dünyasında 2020 yılında neler göreceğiz?
Dilek Yördem Ceylan: Dekorasyon dünyasında yakın dönemde genel olarak biraz daha koyu renkler görmemiz olası. Bunun yanı sıra daha sade yaşam alanları yaratma trendi de artarak devam edeceğe benziyor. Bu yıl ayrıca pirinç, ahşap ve mermer gibi doğal materyallere olan ilgi ve dönüş artarak sürecek.
- Yeni ev dekore edeceklere neler tavsiye edersiniz?
Ufuk Ceylan: Evlerine ne koyacaklarına değil, ne koymayacaklarına dikkat etmeleri başlıca tavsiyemiz olabilir. Her evin taşıdığı bir ruh var ve bu atmosferi yok edecek her parça o ruhu zedeleyebilir. Kişilerin,
Ülkemizin ilk 5 kadın yatırımcısından biri olan Doç. Dr. Gamze Sart on parmağında on marifet olan bir iş insanı. Aynı zamanda bir anne, akademisyen, eğitmen, öğrenci... Psikoloji, Antropoloji ve Nöropsiloloji, Teknoparklar ve Teknoloji Transfer ile Üniversitelerin Değişimi alanlarında doktora sahibi... Gamze Sart’ın tüm bu alanlarda yazılmış 100’e yakın kitap ve çeviri kitabı ile birlikte 300 den fazla yazılmış makale ve konferans bildirisi bulunuyor.
Bir melek yatırımcı olan Sart, internet alanında Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri inceleyerek analiz eden medya şirketi Webrazzi tarafından ‘Yılın Melek Yatırımcısı’ 2.lik ödülüne layık görüldü.
Gamze Sart, her sene 500 den fazla öğrencinin yurtdışında Oxford, Stanford, Harvard, Yale, MIT, Princeton, UC Berkeley gibi üniversitelere lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde yerleşmesine destek oluyor. Öğrencilerine burs imkanları sunan ve geçmiş 5 yılda aldığı burs ve destek miktarı 500 milyon USD üzerinde olan Sart ile ‘startup’ girişimler üzerine konuştuk.
- Kimlerden