Ümit Ünal, dün MUBI üzerinden izleyiciyle buluşan filmi “Aşk, Büyü vs.”nin kahramanlarının hayatlarında aşk adına son bir şans yakaladığını söylüyor ve “Benim şanslı kahramanlarım dışında aşkını, arzusunu yaşayamayacak milyonlarca insan var ülkede. Önlerinde sınıfsal, ahlaki vb. yüzlerce engel var” diyorÜmit Ünal, dün MUBI üzerinden izleyiciyle buluşan filmi “Aşk, Büyü vs.”nin kahramanlarının hayatlarında aşk adına son bir şans yakaladığını söylüyor ve “Benim şanslı kahramanlarım dışında aşkını, arzusunu yaşayamayacak milyonlarca insan var ülkede. Önlerinde sınıfsal, ahlaki vb. yüzlerce engel var” diyor.
Ümit Ünal’ın geçen yıl İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasına En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Kadın Oyuncu (Selen Uçer ve Ece Dizdar) ödülleri kazanan filmi “Aşk, Büyü vs.”, dün dijital platform MUBI üzerinden izleyicilerle buluştu. 20 yıl önce büyük bir aşk yaşadığı Reyhan’ı unutamayan Eren’in onu bulması ve
SALT’ın iklim değişikliği temalı belgesellerden oluşan “Bu son şansımız mı?” programı hakkında konuşan Meriç Öner, “Amaç iklim krizinin açmazına odaklanarak hareket etme imkânını korkuyla tıkayan bir tutumu desteklemek değil. Her ölçekteki davranışın değerini ve dönüşüme katkısını vurgulamak” diyor.
SALT’ın iklim değişikliği temalı 10 belgesel filmden oluşan “Bu son şansımız mı?” gösterim programı bu yıl yedinci kez düzenleniyor. Filmler saltonline.org’dan Türkiye’nin her yerinden ücretsiz izlenebiliyor. Her hafta bir filmin gösterime açıldığı ve 4 Temmuz’a kadar devam edecek programı, SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner ile konuştuk.
Bu programın ortaya çıkışı nasıl oldu?
SALT, bir araştırma ve kültür kurumu olarak yaşadığımız çevreyi çok çeşitli biçimlerde inceliyor ve toplumla birlikte konuşmaya, değerlendirmeye açıyor; bulunduğumuz coğrafyanın dokusunu geçmişten bugüne tarihsel geçmişiyle görünür kılıyor.
İstanbul Modern Sinema’nın Bahar Nöbeti seçkisinde yer alan “Gagarin”, yaşadığı toplu konutların yıkımına direnen Yuri’yi anlatıyor
İstanbul Modern Sinema’nın çevrimiçi programlarından Bahar Nöbeti, 18-30 Mayıs tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. Festivallerde adından söz ettiren, geçmiş kavramıyla ilgilenen filmlerin toplandığı programda 18-20 Mayıs tarihlerinde izleyiciyle buluşacak Fransa yapımı “Gagarin”, Yuri adlı bir delikanlının Paris’teki Gagarin toplu konutlarında yıkıma karşı tek başına verdiği mücadeleyi anlatıyor. Geçen yıl “Cannes 2020” etiketli filmler arasına seçilen “Gagarin”, Türkiye’de ilk kez Bahar Nöbeti kapsamında gösterilecek. Filmi yönetmenleri Fanny Liatard ve Jérémy Trouilh ile konuştuk.
Filmin geçtiği toplu konutları anlatır mısınız? Burada film çekme fikri nasıl oluştu?
Fanny Liatard: Gagarin, Paris yakınlarında bir toplu konut projesi. 1960’larda inşa edilmiş. En ilginç yanı kosmonot Yuri Gagarin’in bu binaları açmaya gelmiş
40. İstanbul Film Festivali’nin mayıs seçkisinde aralarında Almodóvar’ın “İnsan Sesi” ile Sundance ödüllü Hindistan yapımı “Ateşle Yazmak”ın da olduğu dokuz film gösterilecek
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 40. İstanbul Film Festivali’nin dokuz filmden oluşan çevrimiçi Mayıs Gösterimleri’nin ilk bölümü, 6-16 Mayıs’ta filmonline.iksv.org’da yapılacak. Seçkide Pedro Almodóvar’dan biri yeni, biri klasikleşmiş iki film yer alıyor: “İnsan Sesi” (2020) ve “Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar” (1988). Usta İspanyol sinemacının 32 yıl arayla çektiği bu iki filmin ortak noktası ise Jean Cocteau’nun oyunu “La Voix Humaine”in uyarlamaları olmaları. Ve de yönetmenin kurduğu renkli dünya içinde insan doğasının karanlık çelişkilerini hümanist bir bakışla göstermedeki hünerinin değişmemesi… 1930’da ilk kez sahnelenen oyun, bir kadının beş yıldır birlikte olduğu âşığıyla yaptığı bir telefon konuşması
Çinli Chloé Zhao’nun Akademi Ödülleri’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan ikinci kadın ve ilk Asyalı kadın olması, ‘yabancı’nın zaferi olarak yorumlandı. Oysa tarihi boyunca yabancı yönetmenlerin sırtında yükselen Hollywood, bir kez daha dışarıdan gelen ve tenhalara bakan bir bakışa takdir sundu.
ABD’de kenara atılmış insanların hikâyelerine odaklanan Çinli sinemacı Chloé Zhao’nun 93. Akademi Ödülleri’nde “Nomadland”le yazdığı tarih, manşetlere “Bir ‘yabancının’ zaferi” olarak yansıdı. Oysa Hollywood’u Hollywood yapan Charlie Chaplin’inden Stanley Kubrick’ine Billy Wilder’ınden Alfred Hitchcock’una Paul Verhoeven’ından Alfonso Cuarón’una hep ‘yabancı’lar oldu. Bir göçmenler ülkesi olan ABD, dışarıdan bakışı ve onun getirdiği anlatım imkânlarını ve fikirleri dışlamadığını 93. Akademi Ödülleri’nde de gösterdi. Belki eleştiriyi bir ‘yabancı’dan geldiğinde daha rahat sindirdiğini ve artık kadınların
Vizyona giremeyen filmler, yapılamayan festivallere rağmen pandemi döneminde “şov devam ediyor”, 93. Akademi Ödülleri bugün sabaha karşı dağıtılıyor. Neyse ki, yapımcılarından biri her şarta uyum sağlayan ve “Contagion”ı 2011’de yönettiği için sinemanın virüs uzmanı ilan edilen Steven Soderbergh
Normallikten söz edilemeyen bir yılın ardından Akademi Ödülleri’nde de işler değişti. Malum, büyük bütçeli filmler salonlarda izleyiciyle buluşamadı (“Tenet”in ısrarı şu andan bakınca ne kadar isabetsiz kaçıyor).
Film profesyonelleri Berlin, Sundance gibi büyük festivalleri ekran başından takip etti. Yeni Bond filmi “No Time to Die”ın erteleme haberi, demirbaş haline geldi. Salonlar kapandığı için dijital platformlar tek seçeneğe dönüştü. İşte bu şartlarda, iki ay gecikmeli olarak dağıtılacak 93. Akademi Ödülleri, bu akşam sahiplerini buluyor.
Elinden her iş gelen yönetmen
Aralık ayında bu yılki ödüllerin yapımcısı olarak açıklanan Steven Soderbergh, neyse ki kariyeri sürprizlerle
Sinemada ses tasarımının tarihini ve filmlere kattığı gücü gösteren Making Waves belgeseli yönetmeni Midge Costin ile filmi hakkında konuştuk. Costin, ‘Ses daha da önemli bir hal alıyor, çünkü insanlar filmleri izledikçe hissettikleri duyguların çoğunu ses yaratıyor’ diyor
ABD Büyükelçiliği’nin desteklediği “American Film Showcase” adlı program çerçevesinde 29 Mart’ta Midge Costin imzalı ve sinema sanatında ses tasarımına odaklanan “Making Waves: The Art of Cinematic Sound” belgeseli gösterildi ve Costin, Bilkent Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Cannes Film Festivali’nde 2019’da gösterilen ve Altın Kamera adayı olan belgeselde aralarında Steven Spielberg, Robert Redford, David Lynch, George Lucas ve Sofia Coppola’nın da olduğu yönetmenlerin yanı sıra Walter Murch, Pat Jackson gibi önemli isimler ses tasarımının sinemadaki yerinin altını çiziyor. Genellikle görselliğin övüldüğü bir sanat olan sinemada gözardı edilen sesin gücünü ve sinemaya
40. İstanbul Film Festivali’nin nisan ayı çevrimiçi programı yarın başlıyor. Festivalin nisan seçkisinden Köstebek Ajan, Possessor, Aşktan Sonra, Düşüş, Sarayın Sessizliği beş filmi mercek altına aldık
İstanbul Kültür Sanat Vakfı, İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Film Festivali, 40’ıncı yılında çevrimiçi olarak izleyicilerle buluşacak. Mayıs ve Haziran aylarında çevrimiçinin yanı sıra sinema salonlarında ve açık hava sinemasında devam edecek. Festivalin ulusal yarışmaları 20-29 Mayıs, Uluslararası Yarışma ise 18-29 Haziran’da yapılacak. Çevrimiçi gösterimi biletleri bugün satışa çıkacak festivalin nisan seçkisinde Sundance ve Cannes gibi önemli festivallerde dikkat çeken filmler izleyiciyle buluşacak. Nisan seçkisinden beş filmi mercek altına aldık.
Köstebek Ajan/El Agente Topo
Festivalin Belgesel Kuşağı bölümünde izleyici karşısına çıkan “Köstebek Ajan”, Maite Alberdi’nin imzasını taşıyan Şili yapımı bir film. Akademi Ödülleri’nde En İyi Belgesel