Nihat Demirkol

Nihat Demirkol

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEVGİLİ Reşat Kutucular ile yan yana oturuyoruz... Bir ara bana doğru eğildi, (daha dinlemeden eleştirenleri kastederek) “yahu” dedi, “şu insanlar ne tuhaf; mutlaka resimdeki 7 hatayı bulup onu söylemek için yarışıyorlar”. Ben de cevap verdim: “daha kötü” dedim, “bunlar, ‘7 demiştiniz’ ama bak aslında 8 hata var gördünüz mü ? Ben buldum” derdindeler!
“Kent ekonomisinin güçlendirilmesini ve hayat kalitesinin yükseltilmesini hedefleyen” İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu ve (çalışmalarının), medya temsilcilerine tanıtıldığı toplantı ve yemek, geçen hafta tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapıldı; biz de oradaydık...
“İzmir için el ele verelim, kalplerimiz birlikte çarpsın” sloganıyla oluşturulan büyük resim, biraz da “görücü” ye çıkarılmıştı o akşam.
Öncelikle şunları söylemek lâzım: “İzmir’in önde gelen girişimci ve yatırımcılarının forse ettiği, (hanımlar ve gençler ıskalanmış bile olsa) 80 kişilik geniş bir çalışma grubu çıktı karşımıza. (Teşbihte hata olmaz, aman yanlış anlaşılmasın...) İzmir destesindeki hemen bütün aslar ve papazlar”dan bir liste oluşturulmuş sanki. Bir “makro” girişim olması sebebiyle, sonuçları ve başarısı üzerine konuşmak için elbette çok erken. Ama gönül verenleri samimiyetle kutlamak lâzım; “sivil inisiyatif” in heyecanı çıplak gözle bile görülüyordu... Kent adına “kritik kırılma noktası” olduğu düşünülen önemli projelerin hayat bulması için gereken organize çabayı, kentliyle paylaşmak ve kentliyle birlikte hareket etmek için ortaya konulan bu niyete, “hayırlı olsun” demek gerekiyor.
Önceki yıllarda da, benzer amaçlarla ve farklı isimler altında oluşturulan girişimlerin, zamanla ivmesini kaybettiği bilindiği için, hemen herkesin, bu projeye de ihtiyatla yaklaşıyor olmasını, anlayışla karşılamak lâzım. Ama daha “fol ve yumurta” yı görmeden, önyargılı bir negatif enerjiyle eleştirmek anlamlı değil.
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’ndaki üyeler, 4. toplantılarını gerçekleştirip, ortak aklı, proje başlıklarına dönüştürdükten sonra, medyayı bilgilendirerek, “haydi el ele” demeyi tercih etmişler; bu da akla uygun... İyi niyetle mesai harcanmış her şey kıymetlidir benim için. Bundan sonra kalemime düşen görev ne ise onu da yazıp çizmeye çalışırım. Öncelikli projeler zaten basına yansıdı, burada tekrar etmek gereksiz. Bununla beraber, düşünce, zaman, mekân ve ince ayrıntılar konusunda ise, kimse bütünüyle bir görüş birliği içinde olduğumuzu sanmasın. “Yeni futbol stadından, mega müze’ye, opera binası için yer seçiminden kent akademisi” ne kadar, öneri ve proje demetinde içimize sinmeyen pek çok püf noktası var; zaman içinde paylaşırız...
Yemek biterken telefon çaldı. Hattın ucunda sevgili kızım var. Nerede olduğumu söyleyince takıldı, “Tamam mı? İzmir’i kurtardınız mı bari?” Telefondaki cevabımı buraya taşıyıp, yazıyı da hemşehrilerimizi tebessüme davet eden bir şakayla bitirelim:
“Daha değil” dedim. “Ama salonda öyle bir kadro var ki, biri akledip burayı kundaklarsa, işte İzmir o zaman kurtulabilir...”