BM Güvenlik Konseyi 18 Aralık’ta Suriye tasarısını kabul etti. İyi haber, tasarının oybirliğiyle kabul edilmiş olması. Kötü haber, Suriye krizi gibi karmaşık bir sorunun tek bir kararla çözülmesinin mümkün olmaması. Nitekim ortada bir dizi belirsizlik var.
Tasarının en muğlak yanı Esad’ın geleceğinin belirsiz olması. Bu durum, kurulacak siyasal sistem kadar Rusya ve İran’ın planlarıyla da ilgili görülebilir. Öte yandan, Suriye’de aktif tüm tarafların politik pozisyonlarına etki edecek askeri tablo oldukça dinamik ve değişken. Bu dinamizm sözü edilen “terörle mücadele” sürecinde de devam edecektir.
Diğer sorun, sahada faaliyet gösteren silahlı gruplardan hangilerinin “terörist” ilan edileceğidir. Bu konuya açıklık getirilmemiş olması, bölgede istikrarı ötelerken, “vekâleten savaşları”nı da daha karmaşık hale getirmesi kaçınılmazdır. Nitekim hazırlanacak “teröristler listesi” kimin kimle nasıl mücadele edeceğini, kimlerin Suriye’de oyundan düşeceğini de gösterecektir.
Rusya’nın yukarıda belirtilen belirsizlikleri kendi planları doğrultusunda yorumlaması sürpriz değil. Özellikle, Esad’ın siyasi geleceği, askeri tablonun hızla değiştirilmesi ve kimlerin terörist sayılacağı konularında.
Rusya ve İran, Suriye’de geçiş sürecinde yapılması planlanan seçimin, kendi uzun vadeli çıkarları için “tuzak” olabileceğini göz ardı etmemekteler. Seçim sonuçlarının, Irak örneğinde olduğu gibi, mezhep temelli şekilleneceği bir Suriye’de, azınlığa dayanan Esad’ın fazlaca şansının olamayacağı açıktır.
Suriye’ye yaptığı politik ve askeri yatırımlar ile bölgedeki stratejik çıkarları dikkate alındığında, her iki ülkenin Suriye’nin geleceğinin bazılarının düşündüğü gibi tek bir seçimle şekillenmesine izin vermeyecekleri açıktır. Suriye’nin yeni siyasi modelini, Rusya ve İran’ın dayandığı etnik, mezhebi grupların seçim sonrası siyasi güç kaybetmemelerini esas alan bir strateji belirleyecektir.
Aksi takdirde Rus donanması Akdeniz’e veda ederken, İran da “stratejik derinliğini” kaybedebilir. Sonuçta Rusya ve İran’ın Suriye planlarının detaylarını görmek için bir süre daha beklemek gerekmektedir.
Öte yandan, Rusya’nın, Esad’ın elini güçlendirmek ve Türkiye’yi Suriye’de geri itmek için, Fırat’ın batısına yönelik girişimlerini hızlandıracağı sır değil. IŞİD’i güneye iterken, sınırın bu bölümünde Esad’ı ya da PKK/PYD’yi Türkiye’nin yeni komşuları haline getirebilir. Özellikle Rusya’nın niyetleri, tarihsel tecrübeleri ve Türkiye’nin içindeki gelişmeler göz önüne alındığında, bu durumun Türkiye için yeni yılda, yeni siyasi, askeri ve güvenlik tablosu anlamına geleceği açıktır.