MİT’e ait TIR’ların aranması gündemdeki yerini koruyor. Başka bir ifade ile hükümetin Suriye politikası ve atılan adımları tartışmaya devam ediyoruz.
Hükümet, Suriye’den kaynaklanan güvenlik sorunlarını ciddiye aldığını iki yıl önce ilan etti. Ardından da TSK’yı görevlendirmek için TBMM’den yetki aldı.
İç savaşın hüküm sürdüğü bir komşunuz varsa ve bir milyon mülteciye ev sahipliği yapıyorsanız elbette kaygı duymalısınız. Sınırın öteki tarafındaki siyaset ve güvenlik ortamını şekillendirmek zorundasınız. Üstelik Türkiye bunu ilk defa da yapmıyor.
Tarihi hafıza ve Yarbay Şefik Özdemir
Kurtuluş Savaşı devam ederken, TBMM Hükümeti İngilizlere karşı bir “örtülü operasyon” kararı aldı. Operasyon, Şubat 1922’de planlandı. Batı cephesinde ise Büyük Taarruz hazırlıkları sürüyordu. Amaç, İngiliz işgalindeki Musul’da siyasi ve askeri ortamı Ankara hükümeti lehine şekillendirmekti.
Yarbay Şefik Özdemir operasyonun komutanlığına atandı. Mezarı Gaziantep şehitliğinde olan Şefik Bey Mısırlı bir Türk ailesine mensuptu. Birinci Dünya Savaşı’na yedek subay olarak katılmış ve milis yarbaylığına kadar yükselmişti. Camiü’l Hezer Medresesi İslam Edebiyatı’ndan mezundu. Arapça, İngilizce ve Fransızca bilirdi. Teşkilat-ı Mahsusa’da görev yapmıştı.
Şefik Bey’in görevi, gizlice Kuzey Irak’a geçerek Türkleri ve Kürtleri, İngilizlere karşı ayaklandırmaktı. Bunun için bölge halkını ikna etmesi, örgütlemesi, eğitmesi ve gerilla savaşına sevk etmesi gerekiyordu.
TBMM Reisi, Başkumandan Mustafa Kemal, Şefik Bey’e verdiği yazılı talimatta mealen şunları söylüyordu: “Özdemir Bey, icra edeceği harekât (örtülü operasyon) süresince işin resmi bir mahiyetinin olmadığını, kendisinin ve silahlı milislerinin TBMM hükümeti ile ilgisinin bulunmadığını, tamamen şahsi ve mahalli teşebbüs olduğu görüntüsü vermesi gerekir.”
Emri alan Yarbay Özdemir, birliğini teşkil etti. Erlerin bir kısmı aşiretlerden toplandı. Diğerleri ise Nizip’te bulunan ve Fransız Ordusu’ndan kaçarak Türklere sığınan Tunuslu ve Cezayirli erlerden oluşuyordu.
Birlik, 19 Haziran 1922’de, Hakkari üzerinden Revandüz’e geçti. Bölgeye düzen getirdi. Bugün de adı sıkça telaffuz edilen Kürt ve Türk aşiretlerini örgütledi. İngiliz Ordusu’na karşı gerilla savaşı yürüttü. Ciddi kayıplar verdirdi.
Politik şartların değişmesi üzerine Özdemir Bey’den geri çekilmesi istendi. Önce İran’a ardından da Mayıs 1923’te Türkiye’ye döndü. (Dr. Zekeriya Türkmen, Musul Meselesi, Askeri Yönden Çözüm Arayışları, 2003 )
Osmanlı İmparatorluğu bakiyesi liderler Kurtuluş Savaşı devam ederken küresel güç İngiltere’ye karşı örtülü operasyon kararı alacak, uygulayacak özgüven ve cesarette idiler.
Yurtdışı “örtülü operasyon” Türk devletinin yeni keşfettiği bir faaliyet değil. Kıbrıs’tan, Azerbaycan’a, Bosna’dan, Kuzey Irak’a kadar geniş bir coğrafya’da tarihi hafıza var. Suriye’de olanları da yıllar sonra öğreneceğiz.
Bugünlerde savaşın, istihbaratın profesyonelleri işlerini daha iyi yapmak amacıyla sıkça “öğrenen organizasyon” nasıl olunur sorusunu soruyorlar. Ne yazı ki bu alanda, örgütler değil ancak bireyler öğrenebiliyor.
Türkiye, son yıllarda, TSK’ya yönelik davalarla çok sayıda “Yarbay Özdemir Beyi” heba etti. Bugünlerde de ülkesi adına çalışan Özdemir beyleri “güdümlü ve güdük” ihbarlarla kurban etme çabaları var. Buna izin verilmemeli.