Türkiye PKK/PYD hedeflerini topçu ateşine tutmaya devam ediyor. Diplomatik alanda da koalisyon olarak Suriye’ye karadan girerek IŞİD’e karşı operasyon yapılması gerektiği görüşünde ısrarlı.
Türkiye’nin bu teklifini koalisyonun kabul etmesi halinde birden fazla beklentinin gerçekleşeceği umudu var. Kara harekâtı PKK/PYD’nin Suriye’deki etkinliğini azaltırken, cephe bütünlüğünü parçalayacaktır. Öte yandan, böyle bir harekât, mültecilere güvenli bölge sağlayacak, Esad’ın askerlerinin manevra kapasitesini ciddi oranda sınırlayacaktır. Karadan müdahale silahlı muhaliflere köprübaşını garanti edecektir.
Bu düşüncelerin hayata geçmesi, PKK/PYD’nin Türkiye’yi güneyden kuşatmasının engellenmesine ve Halep yolunun açık tutulmasına bağlıdır. Ancak kâğıt üzerinde tutarlı bu planı ne ABD’nin ne de AB’nin satın almak istemediği ortada.
Suriye’de farklı çıkarları olan çok aktörlü, değişik karakterde süren savaş, anlaşılan o ki konvansiyonel bir savaşa doğru eviriliyor. Bu durum Türkiye-Suriye sınırında arazi ele geçirmenin önemini bir kat daha artırıyor. Bu bağlamda manzara şudur: Rejim ordusu, Rusya’nın hava desteğiyle Halep yolunu kesti ve muhalifler küçük bir cebe sıkıştı. Ortaya çıkan fırsatı değerlendirmek isteyen PKK/PYD, doğuya, Azez’e doğru hareketlendi. Bu gelişme sadece Türkiye’nin Suriye içlerine insani yardım ulaştırmasını imkânsız hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda etkili örtülü operasyonlarını da bitirebilecek riskler doğuruyor.
Türkiye tepkisini PKK/PYD hedeflerini topçu ateşiyle vurarak gösteriyor. Ancak IŞİD ile mücadelede çokça dile getirilen, “Kara unsuru olmaksızın sonuç alınamaz” ilkesi burada da geçerli. Üstelik Türk Hava Kuvvetleri oyunun dışında iken, Rus hava unsurları “muh alifleri” vurmaya devam ediyor. Azez’i içine alan cep havadan iyice yumuşatıldığında ise, PKK/PYD yerine rejim güçlerinin kuzeye yönelmeyeceğinin garantisi yok. Bu durumda tablo daha da karmaşık hale gelecektir.
“Topçu ateşinin” askeri, siyasi ve psikolojik sonuçlarının olması kaçınılmaz. En dikkat çekici olanı ise Suriye’deki gelişmelerin PKK ile mücadeleye yansıması olacaktır. Siyasi açıdan sadece Rusya değil ABD ve AB de tepki vermeye devam edecektir.
ABD, “karadaki postalı” PKK/PYD’nin vurulmasından, dikkatinin dağılmasından hiç de mutlu olmayacaktır. Savaş sadece Azez’de değil medya ve sanal âlemde de gittikçe şiddetlenecektir. En tehlikelisi ise kaza görünümlü askeri hamlelerin vuku bulmasıdır. Hiç kimse Rus füzelerinden birisinin “kazaen” Türk topçu mevzilerine düşmeyeceğinin garantisini veremez.