Suriye iç savaşı üç cephede ve farklı biçimlerde devam ediyor. Birincisi, “müzakere yapıyormuş gibi yapılan” Cenevre cephesi. Bu cephedeki mücadele son gelişmelerle özgüveni yükselmiş rejim temsilcileri ile çok sesli, parçalanmış, sahada kazanma umudu iyice zayıflamış bir dizi muhalefet arasında yürüyor. Sahne gerisinde ise müzakerecilerin kulağına sürekli üfleyen çok sayıda suflör yer alıyor.
Savaşın diğer cephesi Suriye. Hibrit savaş bütün hızıyla insanlarının canını almaya, vicdanlarını kanatmaya devam ediyor. En modern savaş araçlarından en ilkeline, terörden gerillaya, konvansiyonele kadar çeşitli araç ve yöntemin kullanıldığı savaştan söz ediyoruz. Üstelik herkes herkesle savaş halinde. Hedefi net olan blok rejim, Rusya ve İran’dan oluşuyor. Ne istediklerini ve bunu nasıl yapacaklarını biliyorlar. Askeri haritayı değiştirmeye odaklanmış durumdalar.
Son cephe, savaş meydanından uzakta, başkentlerde, otel lobilerinde, istihbarat örgütlerinin dehlizlerinde kurulmuş durumda. İttifaklar, ince hesaplar, örtülü operasyonlar, diplomasi bu cephenin en bildik araçları.
Suriye’nin askeri haritası asli cepheyi gösteriyor. Müzakere sürecinin medyada fazlaca yer alması, başkentlerin geri planda kalmaya özen göstermesi her ikisinin tali cephe olduğu gerçeğini değiştirmez. Nitekim, askeri haritadaki değişikliğin diğer cephelerdeki gelişmeleri etkileyeceği bir gerçek. Bu kuralın en önemli takipçisi Putin’in Rusya’sı.
Bu gün Suriye iç savaşı tüm oyuncular için farklı anlamlar taşıyan bir platforma dönüştü. Rusya, Ukrayna’yı AB ile yeni mücadele cephesi olarak görürken, Suriye’deki gelişmeler gerilimi yeni coğrafyaya taşıdı. Türkiye ile yaşanan uçak krizi onu daha hırslı ve irrasyonel hale getirdi.
İran, bölgesel nüfuz alanı olan Suriye’deki askeri gelişmelerin diğer cephelerdeki belirleyiciliğine dair fikrini gizleme ihtiyacı hissetmiyor. Yani savaşa devam diyor.
Suriye, bugünkü haliyle kaldığı sürece IŞİD’in doğal yaşam alanı özelliğini koruyacaktır. AB ve ABD Suriye’ye IŞİD eylemleri ve mülteci sorunu çerçevesinde bakıyor. Suudi Arabistan ve Katar ise IŞİD ve Şii politikaları açısından ele almayı sürdürüyor.
Tablo en fazla Türkiye için karışık. Suriye; Hatay, su sorunu gibi geleneksel anlaşmazlıkların ötesinde, Türkiye için, IŞİD, Şii politikaları, PKK/PYD meselesi, mültecilerin geri dönüşü ve Rusya ile gerilimde önemli bir yere sahip.
Bunun farkında olan Rusya’nın sadece uçak krizine bir cevap vermenin değil, Türkiye’nin tüm bu alanlardaki çıkarlarına uzun erimli zarar verecek askeri hamlelerin peşinde olduğu anlaşılıyor. Neler olabileceğini anlamak için Suriye’de askeri tabloya yakından bakmak yeterli.