Küresel Göç Forumu’nun, G20 dönem başkanının Türkiye olduğunu belirten Davutoğlu, 40 civarında ikili görüşme yaptığını belirtti. Davutoğlu, dolu dolu geçen 5 günün ‘Türkiye uluslararası alanda yalnızlaşıyor’ diyenlere de yanıt niteliğinde olduğunu vurguladı
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile BM toplantısı için geldiği ABD’den dönüş yolunda, iç ve dış gündemdeki önemli konuları görüşme imkânı bulduk.
Davutoğlu, Ak Parti öncesinde bu tip programlara Başbakan düzeyinde çok katılım olmadığına, Türkiye’nin genellikle Ermeni meselesi ve Kıbrıs konusundaki eleştirilere yanıt vermekle uğraştığına dikkat çekerken, artık tablonun değiştiğini, Kalkınma Gündemi toplantısına eşbaşkanlık yaptığını, Barışı Koruma Zirvesi, Terörle Mücadele Zirvesi gibi önemli toplantılara katıldığını söyledi.
Küresel Göç Forumu’nun, G20 dönem başkanının Türkiye olduğunu belirten Davutoğlu, 55 civarında talep geldiğini, bunların 15’ini yanıtlayamadığını ve 40 civarında ikili görüşme yaptığını vurguladı. Bu ilgide Suriye ve mülteciler konusunun da etkili olduğunu kaydeden Davutoğlu, dolu dolu geçen 5 günün “Türkiye uluslararası alanda yalnızlaşıyor” diyenlere de yanıt niteliğinde olduğunu vurguladı.
ABD Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile ABD-Rusya-Türkiye 3’lü mekanizma kurulmasını konuştuklarını, bunun olumlu karşılandığını kaydeden Davutoğlu, bu görüşmelerin Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonları öncesinde yapıldığına da dikkat çekti.
Rusya’nın tutumunun doğru olmadığının altını çizen Davutoğlu, Obama’nın da Putin ile yaptığı görüşmenin olumlu geçtiğini ancak görüş ayrılıklarının çok olduğunu kendisine anlattığını aktardı.
Davutoğlu, terör operasyonlarının silahlı unsurlar Türkiye’yi terk edene kadar süreceğini, PYD’ye karşı da Suriye sınırından terör unsurlarının Türkiye’yi sızması halinde gerekenin yapılacağı mesajını verdi.
Başbakan Davutoğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
FAYDA GETİRMEZ: Rusya bu savaşın içindeydi, yeni giriyor değil. Boğazlardan geçen Rus gemilerinin ne taşıdığını nereye gittiğini herkes biliyor. Tartus’a Lazkiye’ye giden gemiler Suriye rejimine destek için gidiyordu. İnsan unsuru İran’dan, silahlar Rusya’dan geldi. Bu gizli saklı değildi, Rusya Esed’e destek verdiğini her yerde açık açık ifade etti. Rus uçaklarının devreye girmesi söz konusu. ABD uçakları IŞİD mevzilerine müdahalede bulunuyor. Rusya’nın bu çatışmalarda ilk günkü bilançosu kaygı verici bir bilanço. Harekat tamamıyla ılımlı Özgür Suriye Ordusu mevzilerine yapılmış. Bu açık bir şekilde çökmekte olan Suriye rejimine destek anlamına geliyor. Suriye rejimi hava kuvvetleri üstünlüğüyle ve rejimin sağladığı çıkar alanı içindeki yapıların sağladığı destekle ayakta duruyordu. Temmuzda Esed asker bulamadıklarını söylemişti. Hava gücünü de gittikçe kaybetmeye başladılar. İran karadan Rusya havadan destek sağlıyor. Şimdiye dek Rusya, İran, Suriye’ye dışarıdan müdahale olmaması gerektiğini söylüyorlardı. Şimdi fiilen Rusya müdahale etmiş oluyor. Doğru bir tutum değil. Ilımlı muhalefeti yok etmek için yapılan operasyonların fayda getireceği kanaatinde değilim.
TÜRKİYE’Yİ RAHATSIZ EDECEK EYLEME GİRMEZLER: (Bu mesele üzerinden Türkiye ile Rusya’nın karşı karşıya gelmesi gibi bir risk ortaya çıkarır mı?) Rusya ile temas kanallarımız açık. Türkiye’yi rahatsız edecek bir eylem içine gireceklerini düşünmüyorum. Askeri operasyonları hakkında doğru bir bildirimde bulundular ama nereye müdahalede bulunacaklarını bildirmediler. Rusya’nın vurduğu hedefler DAEŞ’in işine yarayan hedefler oldu.
AZEZ-CERABLUS HATTI: (Türkiye’nin kırmızı çizgi ilan ettiği Azez-Cerablus hattı stratejisi zayıfladı mı?) Bu görüşmelerde ilk defa güvenli bölge konusu bayağı tartışıldı ama daha önce çok sıcak bakılmıyordu. Fransa açık destek veriyor. David Cameron ile görüştüm. Türkiye mülteci akınına açık kalacak ama Avrupa kapalı olacak, artık o eşik geçildi. Mülteci akınını engellemek için 3 ayaklı strateji gerekir. İlk yolu Suriyelileri Suriye’de tutmaktır. İkincisi; Avrupalılar mültecilerin Türkiye’de kalmasını istiyor ama gelişler serbest olduğu gibi gidişler de serbest dedik.
Masrafları paylaşalım gibi bir talebimiz oldu, 1 milyar euro Türkiye’ye vereceklerdi bu mülteciler için ama şimdi bu parayı sadece Türkiye’ye değil tüm komşulara dağıtılacağını söylediler. Bu bizim için rahatsız edici. Türkiye’nin üyeliğe hazırlanması için fondan ayrılan paraları Suriyeli mültecilere harcanmasını talep ettiler bu çok vahim bir durum. Bende ‘ya siz bizim üyeliğimizden tam anlamıyla ümidinizi kestiniz ve artık böyle bir şey olmayacağına göre artık bu fonları burada kullanalım diyorsunuz bu vahim bir durum ya da bir cebimizden alıyorsunuz diğerine koyuyorsunuz, biz verdik diyorsunuz’ dedim.
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025