KCK (siz onu PKK olarak okuyun), sivil halkı şehir savaşı ve hendek taktiklerini desteklemek üzere sokağa çıkmaya, eylem yapmaya çağırıyor. Sivil halkın omuz vermediği “silahlı” eylemlerin fiyaskoyla sonuçlanacağının farkında. Çağrıyı acil hale getiren iki husus gözden kaçmıyor. Zamanlama ve dış destek.
PKK’nın Arap Baharı’ndan en fazla faydalanan devlet dışı aktör olduğunu söylemek abartı olmaz. Örgüt, sürecin sonunda sadece Türkiye’de değil, Suriye ve Irak’ta da büyük avantajlar elde etti. Bunu geçmiş tecrübesine, zamanın ruhuna uygun strateji seçimine, yerel ve küresel desteklere borçlu.
Ancak Arap Baharı’nın karakteri değişmiş durumda. Özgürlük ve demokrasi söylemi pek taraftar bulmuyor. Süreç daha çok “güvenlik, korku, terör, şiddet ve insani dramlarla” anılıyor.
Şiddetle desteklenen protesto eylemleri, “hafif silahlarla” tahkim edilmiş patlayıcı dolu hendekler fazla ilgi görmüyor. Irak, Suriye, Libya ve Yemen’de devam eden “şehir savaşlarına” pek itibar yok. Bu çerçevede, PKK’nın “şehir savaşında” ciddi bir “zamanlama” sorunu olduğu açık. Öyle ki PKK, Arap Baharı’nın şiddet trenini şimdilik kaçırmış görünüyor.
PKK, hükümeti yıpratmak, provoke etmek ve yıldırmak istiyor. Kobani’de öğrendiği taktiklerle “şehir savaşını” sürdürüyor. Oysa göz ardı ettiği ve yanlış hesapladığı bir husus var. Örgüt Kobani başarısının büyük kısmını ABD Hava Kuvvetleri’ne borçlu. Oysa şimdi Cizre’de, Sur’da, Silopi’de böyle bir hava desteği yok.
Öte yandan PKK, askeri başarısının sivil halkın kitlesel desteğine bağlı olduğunu biliyor. Görünen o ki örgüt, gerekli desteği istediği oranda elde edemedi. Sebeplerinden birinin “General kış” olduğu anlaşılıyor. İklim koşulları PKK’nın aleyhine çalışıyor ve eyleme başlama zamanının hatalı olduğu açık.
Şehir savaşının bazı şehirlerle sınırlı kalması, PKK’nın aleyhine bir durum yaratıyor. Mao’nun dediği gibi “geri hat” mekanizmasını işletemiyor. Sivilleri doğrudan etkileyen çatışmaların uzaması ise PKK için kısa dönemli stratejik hata. Halk, tıpkı 1992-93 döneminde olduğu gibi örgütten uzaklaşabilir. Uzayan çatışmalar sıradan insanların gündelik hayatını altüst ettikçe doğrudan destek azalacaktır.
Operasyonlar nedeniyle ekonomi durma noktasında. Evler, dükkânlar, araçlar yanıyor. Altyapı çöktü. Havalar soğuk ve çocuklar ekmek, ilaç, doktor, kömür, eğitim bekliyor. Böyle bir ortamda PKK’nın başarılı olması halkı sonu belirsiz bir maceraya sürükler.
PKK’nın zamanlama hatası siyasi otorite için bir avantajdır. Operasyonlar işin sadece bir bölümüdür. Kaldı ki, öğrenen bir örgüt olarak PKK’nın bu hatalı tutumunu uzun süre devam ettireceğini söylemek mümkün değildir. Şimdi devlete düşen, sadece güvenliği sağlamak değil, hem bölgede yaşayan hem de evini terk eden halkın günlük hayatını kolaylaştıracak, ekonomik ve sosyal sorunlarını giderecek hızlı kararlar alıp uygulamaktır.