Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen haftaki intihar saldırısını PKK’nın “gizemli, küçük, ama kullanışlı gölge örgütü” TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) üstlendi. Ardından tartışmalar başladı. Cevabı aranan soru şu: Kıdemli terör grupları neden “çakma” örgütlere ihtiyaç duyarlar?
PKK’nın “çakma” örgüt kurma tecrübesi eskiye dayanır. İlk deneyimini 1990’ların başında, Türkiye Devrim Partisi adıyla “çakma” bir Marksist örgüt kurarak elde etti. Kadro, eğitim, lojistik ve manifestosunu PKK hazırladı ve eylemlere gönderdi. Tıpkı, istihbarat örgütlerinin örtülü operasyonları için “imal” ettikleri cinsten.
“Eylem”, teröristlerin dünyasında vazgeçemeyecekleri stratejik bir araçtır. Terörist mantığa göre örgütün inandırıcılığı, mesajlarının alınması ancak ve ancak söylediğini yapabilmesi, en azından yapma kapasitesini muhafaza ettiğini göstermesiyle mümkündür. Eylem yoksa örgüt de yoktur.
Ancak bazen taktiksel nedenlerle terör örgütleri eylemlerden uzak durmak zorunda kalabilirler. Ya da eylemlerle alakalı görünmek istemeyebilirler. Arızi olan bu tutumun tipik bir örneğini El Kaide’nin ABD’de gerçekleştirdiği 11 Eylül saldırılarından sonra gördük. 11 Eylül saldırısı sonrası oluşan havada PKK dahil tüm terör örgütleri bir süreliğine sessizliğe büründüler. Ne olacağını görmek için beklediler.
Terör örgütleri bazen gelişmişlik düzeylerinin yapısal sorunlarını aşmak için “çakma” gruplar kurarlar. Örgüt taban tutmuş, kamuoyunda ihtiyaç duyduğu desteği belli bir seviyede almış ise “saldıracakları hedeflerde sınırlamaya” gitmek zorunda kalabilir. Bu zorunluluk, terör kartının işlevini azaltabilir. Yine de örgütün ara sıra cezalandırma gücünü muhafaza ettiğini göstermesi gerekir. İşte bu durumda devreye TAK gibi “çakma” örgütler girer.
PKK tecrübesi de bu yöndedir. Tutunma evresinde (1985-1997) PKK çok sayıda çocuk, kadın, öğretmen, sivili katletmiştir. Belli bir güce ulaşınca kurban listesinden sivilleri, çocukları, bebekleri çıkarmak zorunda kalmıştır. Fakat cezalandırma gücünü muhafaza ettiğini göstermek istediğinde de, tıpkı 16 Temmuz 2005 Kuşadası saldırısında olduğu gibi, “çakma” örgütü TAK’ı piyasaya sürerek sivil hedeflere saldırmıştır.
Bazen meşruiyet arayışındaki terör örgütleri “masum sivilleri” hedef almadığını ileri sürer. Böylece terörizmin hedef odaklı ve tartışmalı olan uluslararası tanımından istifade etmek isterler. Ancak getirisi yüksek ve ulaşılması kolay sivil hedeflerden de vazgeçmek istemezler. Bu durumda suçlama ve eleştirilerden kurtulmak için eylemleri “çakma” örgütlere yaptırırlar.
“Çakma” örgütler pazarlık stratejisinin de etkili birer aracıdır. Amaç, “ölümü göstererek sıtmaya razı etmektir”. Daha radikal ve şiddet yanlısı grupların pusuda beklediği fikrini satmak istediklerinde bu yola başvururlar. Tezin inandırıcı olması için de “çakma” örgütlere daha vahşi ve etkili eylemler yaptırılır. Eylemlerin yaratacağı kafa karışıklığı da işin cabasıdır.
Bu bağlamda çakma örgüt TAK’ın eylem tipine, hedefine ve zamanlamasına bakarak PKK’nın ruh halini anlamak mümkün olabilir.