Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye, bir yandan dershaneler üzerinden tartışmalar yürütürken, bir yandan da yerel seçimlere hazırlanıyor. PKK gibi müzmin bir sorununu ise geri plana atmış gibi görünüyor.
PKK liderlerinden Cemil Bayık, birkaç gün önce uzunca bir röportaj verdi. Röportajda, hükümetin bahara kadar bazı konularda adım atmaması halinde “ciddi” bedel ödeteceklerinin sinyalini gönderdi. PKK gibi örgütlerin zihinlerinin çalışma biçimi demokratik yöntemlerle siyaset yapanlardan farklıdır. Onlar, hükümetler tarafından ciddiye alınmadıkları hissine kapıldıklarında ellerindeki en stratejik araç olan “şiddeti” kullanmaktan çekinmezler.

Haberin Devamı

Görüşme müzakereye dönüşmeli
Bayık, Öcalan ile yürütülen “görüşmelerin” müzakereye dönüştürülmesini talep etmektedir. Görüşme ile müzakere arasındaki temel fark, tarafların “statüsü” ile masada tartışılan bir “siyasi projenin” olmasıdır. Başka bir ifade ile müzakere eşitler arası bir ilişkidir. Taraflar, siyasi bir projenin içerik ve sınırlarını belirlemek için masaya otururlar.
Yine Bayık, Öcalan’ın statüsünün yasal bir çerçeveye kavuşturulmasını talep etmektedir. Bu statü ise yasal bir düzenleme ile mümkündür. Kritik nokta ise toplumun çoğunluğunun psikolojik olarak yeni duruma hazırlanmasıdır. Arka arkaya üç seçime giden bir ülkede böylesine radikal bir düzenlemeyi talep etmek çok da gerçekçi görünmemektedir.
Son olarak Bayık, üçüncü bir tarafın gözlemciliğini talep etmektedir. Böylece, sorun daha fazla uluslararası nitelik kazanırken, diplomatik “cephe” genişleyecek ve hükümet gittikçe artan bir baskı ile karşı karşıya kalacaktır.

Yerel seçim sadece “yerel seçim” midir?
PKK’nın, hükümete bahara kadar süre verdik, açıklamasının arka planında “kredi açma, iyilik yapma” isteği yok. Gerçek nedenler, yerel seçimler, Suriye’deki pozisyonu korumak, tahkim etmek ve mevsim şartlarının PKK’ya empoze ettiği sınırlayıcı etkisidir. Bu gerçeklere rağmen Bayık, kredi açıyormuş gibi davranmaktadır.
Yerel seçimler, demokrasilerde siyasi partilerin meşru araçlarla yaptıkları yarıştır. Kuralları bellidir ve herhangi bir parti bu yarışı kaybettiğinde gelecek seçime hazırlanır. Oysa, PKK gibi politik-askeri strateji izleyen bir örgüt yerel seçimlere farklı bir anlam yüklemektedir. Yerel seçim, “meşruiyet” ve örgüt stratejisinin ağırlık merkezini oluşturan “halkın kontrolü” için fırsattır. Bu nedenle PKK, stratejik bölgelerde seçimlerden en fazla oyu almayı ve bunu daha sonraki “süreçte” koz olarak kullanmayı hedeflemektedir.
Suriye, PKK için stratejik öneme haizdir. Erkenden elindeki kozu, askeri ve politik avantajları kaybetmek istememektedir. Türkiye’de eylemlere başlayarak aynı anda iki cephede savaşmayı rasyonel görmemektedir. Onun yerine “bedel ödetme” sinyalleri göndererek daha az bir çaba ile hükümeti bahara kadar baskılamak istemektedir.
Bayık, ısrarla hükümeti suçlamakta, kendilerinin aldatıldığını ileri sürmektedir. Böylece, halkın gevşememesini amaçlamaktadır. Örgüt için en büyük tehlike halkın kontrolünü kaybetmektir. Çünkü çatışmaların olmadığı ve uzun süre sükunetin yaşandığı yerlerde insanlar daha fazla gündelik hayatın içinde olurlar. Fikirlerini ve tutumlarını değiştirebilirler. Bu durum hükümet için bir avantaj olabilir ama göz ardı edilirse yeni ve ciddi sorunlar demektir.