Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

AB’ye sunulan yeni öneri paketinin uçakta şekillendiğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, haziran ayına çekilen vize muafiyeti için muhalefet parti liderlerine ‘Gerekli kanunları çıkaralım’ çağrısında bulundu

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile pazar akşamı İstanbul’dan Brüksel’e hareket ederken kafamızdaki temel soru şuydu: Göçmen meselesinde ortak bir noktada buluşulacak ve bunun karşılığında AB’den taleplerimizde bir ilerleme sağlanacak mı? Bir de Brüksel’deki havayı merak ediyorduk.

Vize muafiyeti için 9 kanunu çıkaralım


Acaba birtakım çevrelerin işaret ettiği gibi bir ‘Anti-Türkiye’ hava var mı? Seyahat çok hızlı başladı, Brüksel’e iner inmez biz otele geçerken Başbakan, Alman Şansölye Merkel ve Hollanda Başbakanı Rutte ile toplantıya başlamıştı bile. Ertesi sabah AB Daimi Temsilciliğimizde yapılan toplantı ve heyetler arası görüşmelerin sabaha kadar sürdüğünü öğrendik. O trafik aynı hızla devam etti. Türkiye yeni bir öneri paketi ortaya koyarak Avrupalıların deyişiyle ‘game changer’ yani oyun değiştirici oldu. Temel olarak Yunan adalarına geçmeye çalışan kaçak göçmenlere karşılık Türkiye’nin kayıtlı göçmenlerinden Avrupa’ya iade edilmesi üzerine kurgulanan öneri karşılığı Türkiye ek 3 milyar euro ve vize muafiyetinin haziranda son bulmasını istiyor. Görüşmeler uzayınca akşam geceye, gece de sabaha karıştı. Çok uzun saatler Başbakan’ın dönüşünü bekledik. Geldiğinde keyfi yerindeydi. AB Türkiye’nin önerilerini taslak haline getirdi ve 18 Mart’ta yapılacak toplantıda bu önerilerin hayata geçmesi için karar alınması öngörülüyor. Sabaha karşı Başbakan’a uykusuz geçen 2 günün ardından yaşananları sorduk. Söyledikleri şöyle:

Haberin Devamı

Öneri paketi uçakta şekillendi: İyi bir süreç oldu. Sıkıntılı bir zirve olacak kanaati hâkimdi. Bu tür durumlarda beklenmedik hamle karşı tarafı normalde alamayacağı kararlara yöneltebilir. Arkadaşları giderken burada topladım. Onları dinledikten sonra 12 maddelik bir plan söyledim. AB’nin yapacakları, bizim yapacaklarımız. Aslına bakarsanız normal şartlarda bakıldığında kabulü zor unsurlar da vardı içinde. Zaten Merkel ile Rutte ile akşamdan buluşalım diye konuşmuştuk. Akşam 9’dan gece 3’e kadar altı saat görüştük, önce biz üçümüz baş başa, sonra onlar çekildi, kendi aralarında müzakereye, sonra tekrar üçümüz tekrar bir araya geldik. Böyle bir hamle beklemiyorlardı. Mülteci geçişini 6 binden 1800’e düşürdük ama bu da büyük rakam, ayda 60 bin kişi demek neredeyse. Ertesi sabah, önce AB Parlamentosu Başkanı Schulz, AB Komisyon Başkanı Junker ile bir araya geldik. Sonra Çipras ile görüştük ve zirveye gittik. Sabah yeni formül ortaya çıkınca Merkel akışı değiştirelim dedi. Onların kendi konseylerini yapma ihtiyacı oldu 12 maddelik planı kabul ettirmek için. Yemekte bir araya geldik. 28 lidere ne düşündüğümü anlattım, onlar sorular sordu ben cevaplarını verdim. Sonra bir ara verdik, bu sefer 28 konsey üyesi toplandı, ben de NATO Genel Sekreteri’ne gittim. Akşam yemek yiyecektik, o kadar uzun sürdü ki 7’de yemeğe oturacakken, 11’e kadar görüşmeleri sürdü. Merkel’le de arada telefondan mesaj gönderiyoruz toplantıya ilişkin.

Haberin Devamı

Türkiye-AB ilişkileri başka bir düzleme girdi: Merkel’le tekrar yüz yüze konuştuk. Bir iki şeye itirazımız olmuştu onları çözdük. Bir kere burada iyi olan 4-5 ay öncesine göre Türkiye-AB ilişkileri bir başka düzleme geldi. Mülteci meselesi Türkiye’nin Avrupa için önemini gösterdi. Türkiye’nin istikrarının ve etrafına istikrar yaymasının Avrupa için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bizim dediğimiz şey şu: Gerçekten bizim için de ağır yük olmaya başladı mülteciler. Dediğimiz öyle bir karar alalım ki mültecilerin istismar edilmesini engellesin ama Avrupa’nın mültecileri alma sorumluluğunu ortadan kaldırmasın. Yani insan kaçakçılığını engellesin, kaçak gidişi engellesin, düzenli gidişin önünü açsın. Türkiye’nin mülteci sayısını da arttırmasın ama düzenli geçisin önü açılsın. Biz Ege’de yakalanan her mülteciyi Suriyeli değilse ülkesine göndeririz. Suriyelileri de kampa koyarız. Bunun karşılığı Bizim aldığımız her Suriyeli için bir başka Suriyeliyi mülteci olarak Avrupa’ya alırsınız, dedik.

Haberin Devamı

Vize muafiyeti için 9 kanunu çıkaralım

Merkel liderlik gösterdi, Çipras’a ‘Bu işin kazananı sensin’ dedim

Açıkçası, Merkel orada liderlik gösterdi. Çipras’a da bu işin en büyük kazananı sensin dedim. Ayrıca da sadece vize serbestiyeti değil, 3 milyar euro daha alıyoruz. Biz ilk 3 milyarı ilk adım olarak söylemiş ve bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için ısrar ediyordu. Aramızda görüş ayrılığı devam ediyordu. Yeni bir boyut getirdik, bütün masraflar artacak, 3 milyar daha istiyoruz, dedim. Geri kabulden kaynaklanan bütün masrafları da siz vereceksiniz dedim. Diyelim, Ege Denizi’nden bin kişi bunların hava yoluyla memleketlerine gönderilmesi sırasındaki masraflar da size ait. Artı 3 milyar euro yani. Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler çünkü bunun için zirve kararı lazım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları lazım. 2018’e kadar 6 milyar olacak.

Suriye’de güvenli bölgeyi de görüştük

Sınırın öbür tarafında mültecileri yerleştirecek bir sistem, güvenli bölge...
İki önemli gelişme oldu. Tam bunlar toplantıya girdiklerinde bir ara verdiler, kendi aralarında toplandılar. O arada bir gün önce Merkel ile görüşmüştük, Merkel’in Putin’le görüşmeleri oldu. Merkel, İtalya Başbakanı, İngiltere Başbakanı, Fransa Başbakanı ve Putin video konferans yaptılar. Onun detaylarını anlattı Merkel. Obama ile görüşmüşler onu da anlattı. Puzzle birleştirince başka gelişmeler dikkat çekti. Onun üzerine, Merkel “Yarın oturup ayrıca 5 ülke Suriye’deki durumu da konuşsak, ateşkes vesaire. Onun üzerine, biz beş ülke beş, toplantı yaptık,
ateşkes, güvenli bölge olabilir mi? Bunları konuştuk. Bazıları tam güvenli bölge ifadesine itiraz etti ama güvenli bölge anlamı veren bir yazımı oraya ekledik. Bu da ilk defa AB metinlerine girdi. Dikkat ederseniz, Merkel de güvenli bölgeyi savundu. Bizim Rusya ile şu an bir temasımız yok, siz Rusya ile konuşun, biz bölge ülkeleriyle konuşalım, hep beraber de ABD ile konuşalım.

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye çağrı

Mülteciler nasıl seçilecek?
Onu AB yapacak. Aralarında zaten bir kota dağılımı var. Böylece, ‘Ege üzerinden ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebiliriz’ ümidini kırmış oluyoruz. Giden herkesi geri alıyoruz. Ayda 10 bin kişi geri aldık. Bunun 5 bini Suriyeli değil, o 5 bini geri göndereceğiz ülkelerine. Geri kalan 5 bini kampa alacağız. Bu 5 bin kişiyi de AB mülteci olarak alacak. Türkiye’deki mülteci sayısında artış olmayacak ama Avrupa’ya gidişler düzenli olacak. Yolda sersefil olmayacaklar. Bu akıllarına pek gelen bir plan değildi. Onlar Türkiye tümüyle engellesin, polis kontrollerini arttırsın gibi düşünüyorlardı. Ne kadar artırırsanız artırın Ege sahillerinden geçiyorlar. Madem geri kabul ederken hazirandan önce başlatıyoruz, o vakit, vize serbestisini hazirana alalım dedik. Bizim de çıkaracağımız yasalar var vize muafiyeti için, en geç haziran sonunda vize muafiyeti gerçekleşsin.

Haziran itibarıyla vizenin kaldırılması için Türkiye’nin yapması gerekenler: Vizeler için gerekli kanunları çıkarmamız lazım. Buradan bir çağrı yapıyorum muhalefete, haziranda vatandaşların vizesiz gidebilmesi için 9 kanunun çıkmasını engellememesi gerekiyor. Meclis’in düzenli ve etkin çalışması lazım. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile konuştuğumda vize muafiyeti için gerekli desteği veririz demişlerdi. Kişisel verilerin korunması kanununu bloke ediyorlar ama. Biz bunu martta nisanda çıkarırsak, Mayıs 1’de Avrupa Konseyi raporunu hazırlayıp Konsey’e sunacak, Konsey de AB Parlamentosu’na sunacak. AB Parlamentosu Başkanı ile bunun için görüştüm, o da Bize 1 Mayıs’ta gelirse, hazirana yetiştiririz dedi. Sonra da her üye ülkenin parlamentosunda onaylanıyor. Bizim hızımız burada önem taşıyor. Tarihi bir dönüm noktası. Bizim vatandaşlarımız için çok önemli bir konu. İnşallah ilk uçağı vizesiz bir şekilde kaldırırız.

Bir oyun değiştiriciye ihtiyaç vardı: Bu anlaşma devreye girince bir ay içinde mültecilerin gidişinde ciddi düşüş olacak. Çünkü geri gönderileceğini düşününce bu işe zaten teşebbüs etmeyecek.
Bu ikisi de olmayacak. Mülteci akışı dursa da Avrupa kendi tespit ettiği sayıda mülteci almaya devam edecek. Mülteci akışı durdu diye mülteci alışını durdurmayacak.

10 gün sonra nihai karara bağlanacak

Açılması planlanan fasıllarla ilgili gelişmeler neler?
Beş fasıl var; 15, 23, 24, 26, 31. Fasıllar açılsın. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar direniyor ama 23-24’ü kesin açarız diğerlerinden kaçmak istiyorlar. Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB konseyinde görüşülüp nihai karara bağlanacak orada da görmemiz lazım.
AB mültecileri Türkiye’den mi alacak?
Türkiye’den.
Mülteciler için istasyon olmaz mıyız?
Alınacak mülteciler 29 Kasım 2015’ten evvel gelenler. Dolayısıyla, bundan sonra gelenler için geçerli değil.
Ekstra gelişlerin önünü kapatmış oluyoruz.
Tabii, deniz yoluyla kaçanların bir daha Avrupa’ya girmeleri de zorlaşacak. Mesele kaçak mülteciyi caydırmak, bekleyen mülteciyi teşvik etmek ki herkes beklesin.
Kimlerin gideceğine nasıl karar verilecek?
Öyle seçilip de en eğitimliler oraya gidecek, geri kalanları Türkiye’de kalacak diye bir şey yok. Türkiye’nin de içinde olacağı bir süreçle olacak bu. Bunda da anlaştık.