Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başlıktaki ifade Adalet Bakanı ve Ak Parti’nin 3. Olağanüstü Kongresinin divan başkanı Bekir Bozdağ’a ait. Tam olarak şöyle dedi Bozdağ: “Sayın Cumhur-başkanım, biliyoruz ki fiziken aramızda olamasanız da manen aramızdasınız. Halkımızın dediği gibi, partimiz ‘Tayyip’in partisidir ve Tayyip’in partisi olarak kalmaya devam edecektir.” Bozdağ’ın söylediği gördüklerimizin söze dökülmüşüydü esasen. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın afişleri, şarkılar, sloganlar, salondaki hava hep aynı şeyi işaret ediyordu: Tayyip Erdoğan olduğu sürece hangi değişiklik yapılırsa yapılsın Ak Parti aynı şekilde yürümeye devam edecek. Bu tespit Ahmet Davutoğlu açısından bakıldığında rencide edici olmamalı, zira çok güçlü bir lider ve onun etrafında kenetlenmiş çok geniş bir tabandan bahsediyoruz.

Öncelikle bu kongrenin de öncekiler gibi iyi organize edilmiş ve çok büyük bir kalabalığı toplamayı başarmış olduğunu not ederek başlayayım. Ahmet Davutoğlu’nun seçildiği geçen kongre ile tıpa tıp aynı düzen kurulmuştu. Hatta içerideki yüksek sıcaklık dahi aynıydı. Salona girer girmez bir çok afiş dikkat çekiyordu ama en fazla kullanılanı ‘Kutlu Yürüyüşe Devam’ yazanıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönderdiği mesaj ayakta dinlendi ve ‘partimle hukuki bağım kesilmiş olabilir ama gönül bağım devam ediyor’ sözleri uzun süre alkışlandı.

Davutoğlu’nun gönül kırıklığı belli oluyordu

Binali Yıldırım ve eşi ve Ahmet Davutoğlu ve eşi salonda alkışlarla ve tezahüratlarla karşılandılar. Davutoğlu’na karşı büyük bir nezaket ve itibar olduğunu not edeyim . Kendisi nasıl nazik bir üslupla veda ettiyse partisi de aynı şekilde onu Genel Başkanlık ve Başbakanlık koltuğundan uğurladı. Ancak her şey gayet incelikli olsa da Davutoğlu’nun gönül kırıklığı sesinden ve bakışlarından yansıyordu. Saat tam 12.46’da çıktı sahneye Başbakan ve 30 dakika konuştu. Özellikle ‘asli davamızın sonsuza kadar devamını Allah’tan niyaz ediyorum’ demesi, sık sık koltuğu bırakmanın davayı bırakmak anlamına gelmediğini hatırlatması ‘başka bir arayış içinde değilim’ mesajıydı . Siyaset uzun soluklu bir iştir, ben Davutoğlu’nun siyasetle ilgili parti içinde hala gelecek planı yaptığı havası aldım konuşmasından. Veda etmek istemediğini, bunun kendi seçimi olmadığını net bir şekilde hissettirdi Başbakan. Öte yandan Cumhurbaşkanı’na olan bağlılığının da altını çizdi. İçten içe ‘bu vedaya anlam veremiyorum’ serzenişi vardı satır aralarında .

Davutoğlu’nun ardından yeni Genel Başkan Binali Yıldırım ile ilgili onun projelerine ağırlık veren bir kısa film gösterildi. Tabii öncesinde salona açılan dev Erdoğan, Davutoğlu ve Yıldırım bayraklarından bahsetmeden de geçmeyeyim. Gençlik kollarının hazırladığı bayraklarda ortada cumhurbaşkanı, sağda Davutoğlu, solda Binali Yıldırım, ‘yola aynen devam’ mesajı veriyordu.

Yıldırım en çok ‘yol’ sözcüğünü tekrarladı

Filmin ardından saat tam 13.58’de Binali Yıldırım sahneye çıktı ve Tayyip Erdoğan’ı selamlayarak konuşmasına başladı. Cumhurbaşkanına tam bağlılık içinde olacağını çok net bir şekilde ‘ Erdoğan’ın kader, yol, gönül arkadaşıyız, dedik, demeye de devam edeceğiz. Söz veriyoruz, davan davamız, yolun yolumuzdur’ diyerek ifade etti. Davutoğlu ve Gül’e de teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Yıldırım’ın konuşmasında sık sık, gerçekleştirdiği projelere atıf vardı. En çok tekrarladığı sözcük ‘yol’ oldu. ‘Yolları böleriz ama milleti bölmeyiz’ ‘Yolların kralı yok, yolların kuralı var’ vs.

Öncelikli hedeflerini ise şu sırayla anlattı: 1) PKK terörü ile mücadele 2) Paralel Devlet Yapılanması ile mücadele 3) yeni anayasa ve başkanlık sistemi.

AB’ye “Türkiye’nin tam üyeliği ve göçle ilgili kafa karışıklığına son vermeli” diye mesaj gönderen Yıldırım ‘laf üstüne laf koyma değil, taş üstüne taş koyma zamanı’ diyerek bence Davutoğlu’na sert bir göndermede bulundu.

3. Köprüyü hatırlattı, Osman Gazi Köprüsü’nün açılacak olmasına göndermede bulundu, Marmaray’dan bahsedip muhalefete göndermede bulundu ve Avrasya Tüneli’nden bahsetti. 3. Havalimanının 26 Şubat 2018’de açılacağını hatırlatarak Türkiye’nin kalkınmaya önem vererek yoluna devam edeceğini de söylemiş oldu.

Giden ses

Binali Yıldırım’ın talihsizliği sesinin kısıklığıydı . Konuşmasının ortasında bir gidip bir gelen ses yeni Genel Başkan ve müstakbel Başbakan’a zor anlar yaşattı ancak Yıldırım zaten kelimelerin değil, eylemlerin adamı olarak biliniyor.

Ak Parti yeni bir döneme adım attı. Böyle büyük bir değişiklik dahi sorunsuzca atlatıldı, bence Ak Parti’yi diğerlerinden ayıran bu iç disiplin. Ancak yine de böyle değişikliklerin bir partide çok sık olmaması gerekiyor. Ben 2019’a Yıldırım’la yürüneceğini ve partili cumhurbaşkanlığı hedefinin hemen masaya yatırılacağını düşünüyorum. Belli ki önümüzdeki dönem kısa konuşan ve bir çok projeyi aynı anda hayata geçirmeye çalışan bir başbakan ve büyüme hızını artırmaya odaklanan bir Türkiye olacak…