Ege Üniversitesi ile gönül bağım var. Orada okudum.
Diplomamı 36 yıl önce aldım ama Ege Üniversitesi’ne aidiyet duygumda hiçbir azalma olmadı, aksine büyüdü.
“Gelecek Şurası”na gazeteci olarak katıldım, çok duygulandım.
Salonu dolduran 1050 akademisyen, “Öğrenciler ve Eğitim Kalitesi”, “Kampüs Yaşamı ve Üniversite Kültürü”, “Toplumla İlişkiler ve Topluma Etki” ile “Araştırma Üniversitesi Olmak” başlıklarını tartıştı, çok önemli sonuçlara ulaşıldı.
***
“Gelecek Şurası”nın mimarı, Ege Üniversitesi’ne bambaşka bir hava getiren, öğrencileri, akademisyenleri her dakika şaşırtan, henüz 6 aylık bir rektör olan Prof. Dr. Necdet Budak... Budak’ı, öğrencilerle sohbet ederken, onlarla yemek yerken, futbol oynarken gördük.
Dün akşamki şenlikte de sahneye çıktı, rock şarkılar söyledi.
Rektör Hoca, öncelikle, öğrenci ve akademisyenlerle güçlü bir iletişim bağı kurdu, güven ortamını sağladı.
Sonra da fikirlerini, projelerini, icraata dökmeye başladı.
***
Gelecek Şurası, dedik ya...
Bu etkinliğin temeli, “Rektörle 5 Çayı” buluşmalarında atıldı.
Yaklaşık 3 ay süren “Rektörle 5 Çayı”nın her toplantısına 40-50 kadar akademisyen katıldı. Prof. Budak, hem akademisyenleri daha yakından tanıdı, hem de birbirini tanımayan hocaların tanışmalarına vesile oldu.
“Üniversitenin daha iyi yerlere gelmesi için neler yapılmalı?” sorusunu koydu masaya... 15 fakültede görev yapan 5 binden fazla akademisyenden parlak fikirler çıkınca, “Gelecek Şurası”nı düzenlemeye karar verdi Necdet Hoca...
Şura’da elde edilecek sonuçların, stratejik olarak Ege Üniversitesi’nin büyümesi, öğrenci ve akademisyenlerin üretkenliği, kente ve ülkeye katkıları açısından önemli faydalar sağlayacağı muhakkak.
Öyle ki, bugün dünyada en büyük 600 üniversite arasında bulunan Ege, daha çok büyümek istiyor; en azından 100 basamak daha ilerlemek istiyor.
Araştırmacı üniversite olmak, birinci hedef olarak kabul edildi.
İzmir’in ekonomisine, kültürüne, sanatsal faaliyetlerine koyduğu katkıyı artırmayı hedefliyor. Ülkemizin gelecek hedeflerine ulaşması için üzerine düşeni, fazlasıyla yapmayı arzu ediyor.
İsterseniz, tüm bu hedeflere ulaşmanın yolunun iyi bir eğitimden geçtiğini belirten Rektör Prof. Necdet Budak’a bırakalım sözü:
***
“Yapacak çok işimiz var. Planlarımızı, projelerimizi 08.00-17.00 mesaisiyle yapmamız mümkün değil. El ele, omuz omuza verip daha çok çalışmak zorundayız. Bu etkinlikte ülkenin geleceğini konuştuk. Ege Üniversitesi akademisyenleri tek yumruk oldu.
Bu ay içinde ve haziranda akademisyenlerimizle, çiftçi, esnaf ve sanayicilerimizle buluşacağız. İzmir’in her köşesine gideceğiz. Üniversiteyi, üreticinin ayağına götüreceğiz ve birlikte üretebilceğimiz projeleri konuşacağız.
Üreticiye şimdiden destek sağlıyoruz. Şöyle ki, Ege Üniversitesi’nde öğrencilerle akademisyenler aynı yemeği yiyor. Yemeklerin malzemelerini doğrudan üreticiden alıyoruz.”
***
Özetle...
63 yaşındaki Ege Üniversitesi, nihayet silkiniyor, üzerindeki ölü toprağını atıyor.