Atalarımız, çok büyük anlam taşıyan sözlerle, bize doğru düşünüp doğru konuşmamızı tavsiye etmişler.
Bin düşün, bir söyle, demişler mesela...
Dilin cismi küçük, cürümü büyük...
Dilin kemiği yok...
Bülbülün çektiği, dil (i) belasıdır, demişler.
Dil keskin bir kılıçtır, nasıl keseceği bilinmez. Söz; döndürmesi kolay olmayan ok gibidir
Dil, düşüncenin evidir.
Kişi, dilinin altında gizlidir, demişler.
***
Platon’un sözü de çok anlamlıdır:
Akıllı konuşur, çünkü söylemek istedikleri vardır. Aptal konuşur, çünkü kendisinin bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır.
Zamanında uyarmışlar hepimizi, örnek de vermişler:
Hayatta bir kez gittiğinde geri dönmeyen üç şey vardır; zaman, sözcükler ve fırsat.
Bir atamız da şöyle demiş:
Söz, ok gibidir. Senden çıktı mı, artık sen ona değil, o sana hakim olur.
Goethe’nin sözü de kayda değer:
Düşüncelerini tam ve yerinde kelimelerle ifade edemeyen insan, yanlış tartılarla tam iş görmeye çalışan satıcıya benzer.
***
Bu kadar güzel sözü neden hatırlatmış olabilirim sizce?
Tabii ki diline hakim olamayıp “Bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın” diyen AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı (artık değil) Ozan Erdem yüzünden...
***
Beyefendi televizyona çıkıp, “lafımı cımbızlamışlar” demez mi?
Tüm televizyonlar o sözleri söylediği anı ekranlara getirdiler.
O sözlerin önüne, arkasına hiçbir şey konulamaz.
Bal gibi de söylemiş.
Açık açık demiş, “Bu referandum oylamasında başarısız olursak, iç savaşa hazırlanın” diye...
Kaldı ki, hakikaten cımbızlanmış olsa, İl Başkanı Berk Mersinli, yardımcısının arkasında dururdu.
İstifasını istemez, “O sözler partimizi bağlamaz” demezdi.
***
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, “AKP yetkililerinin ağzından çıkaramadığı baklayı, Manisa İl Başkan Yardımcısı söylemiştir” dedi ve ekledi:
“AK Parti Manisa yönetimi, Ozan Erdem’in istifasını istemekle bu işten kurtulamaz.”
Özel’in bu söylemi, cevap gerektirir.
Bakalım yetkili bir ağızdan cevap gelecek mi?
***
Acaba İl Başkanı Berk Mersinli, hakikaten durumu kurtarmak için mi Ozan Erdem’in istifasını istedi?
Bilinmez tabii ki...
Bildiğimiz şudur:
Birileri iç savaş istiyor diye bu güzel vatanın evlatları birbirine düşmez, birbirine savaş açmaz.
Referandum öncesi, keşke böyle çirkin söylemlerle ortam gerilmeseydi.
***
Çinliler, dua ederken şöyle derlermiş.
Tanrım, bana değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için güç ver.
Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver.
Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl ver.
***
Bize güç mü, sabır mı, akıl mı lazım bilemiyorum.
Fakat Ozan Erdem’in dil yarasının, kolay kolay geçmeyeceğinden eminim.
Çünkü o düşünmeden söylenen söz, çoook uzun süre konuşulacak.
Kim bilir, referanduma bile damgasını vuracak.