Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YALOVA
Eskihisar-Yalova vapuru denize açıldıktan sonra güverteye çıktım ve korkunç bir manzara gördüm.
Karşı sahil, bacalarından duman fışkıran fabrikalarla dolmuştu ve kıyı ile tepeler sis içindeydi.
Benim İstanbul’un bahçesi ve sayfiye yeri olarak bildiğim Yalova ve çevresi endüstriyel bir cehennem olmuştu.
Vapurdan inince topraktan bir ses geldi: “Ben bir zamanlar cennet bir ova idim. Yeşildim, meyveliktim, bostandım, fidanlıktım, sayfiye yeriydim. Şimdi sizi dumanlarımla karşılıyorum. Eskiden sizin nefes alabildiğiniz bir yerdim. Şimdi ben nefes alamıyorum. Ölüyorum ve sizi de öldürüyorum.”
Gelişmiş ülkelerde “Zoning” diye bir şey var. Bölgeler zone’lara yani kuşaklara ayrılır, konut, ticaret, endüstri için ayrı ayrı yerler belirlenir. Ticarethane olan yerlerde imalat yapılmaz, konut olan yerlerde fabrika kurulmaz. Zoning mahalle, ilçe, il hatta ülke bazında yapılabilir.
Bunun amacı ve neden uygar bir uygulama olduğu en geri zekâlının anlayabileceği kadar açık olduğu için uzun uzun anlatmaya gerek yok. Konut olan yerde kaportacı açılırsa bütün mahalle halkı rahatsız olur.
Zoning Türkiye’de yoktur. Daha doğrusu vardır ama durağan değil değişkendir, kimin kimin avucuna ne kadar para konduğuna göre değişir. Yeşil alan birisi orada konut veya fabrika yapmak istemediği müddetçe yeşildir. İstediği anda kara alan oluverir. Fabrikalar için ayrılan sahalara linyit santralı kurulur.
Düşünecek olursanız kanunları sadece Meclis yapmaz. Rüşvet de bir yasa yapma tekniğidir. Parayı ödersiniz, bürokratlar, belediyeciler, politikacılar kanunları sizin çıkarınıza göre ayarlar. Bu şekilde yeni bir yasa ortaya çıkmış olur.
Bu açıdan baktığınızda, rüşvet millet iradesinin üstündedir ve hâkimiyet kayıtsız şartsız ona aittir.
Baden Baden, Martha’s Vineyard veya Cannes’da linyit santralı yoktur. İleri bir ülkede yaşıyor olsaydık Yalova’da olmayacaktık.
Yalova’da belediyeler ve bakanlıklar bostan, sayfiye ve kaplıca yeri olan yerlere fabrika kurdurmayacaktı. Kurdurmayı aklının kenarından bile geçirmeyecekti.

Zenginlik istemeyen yok
Yatırım yapılmasını, Türkiye’nin zenginleşmesini istemeyen yok. Ama yatırım bir değer yaratırken başka bir değeri ortadan kaldırırsa, bir ilçe halkını zehirlerse, bedeli nedir?
Ama işte başka yer yokmuş gibi fabrikalar bu ovada kuruldu. Neden, hiç olmazsa, arıtma sistemleri yok veya çalıştırılmıyor? Neden denetleme görevli kurumlar fabrikaların zehir saçmasını önlemiyor?
Sivil toplum girişimleri neden bu kadar cılız?
Bu soruların cevabı açık ve Türkiye’nin her yerinde aynı.
Hükümet denilen kurumun birçok tarifi var. Bir tarifi de şu: Hükümet zenginlerin istediklerini yapabilmeleri için oluşturulmuş bir otorite merkezidir.
İngiltere’de “Parlamento kadını erkek, erkeği kadın yapmak dışında her şeyi yapabilir” diye bir söz var.
İngiltere yerine Türkiye, parlamento yerine rüşvet kelimesini ikame edin, TC’nin durumunu anlarsınız.