Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) üçüncü köprünün İstanbul’un kuzeyine yapılması konusundaki düşüncesi açık: Proje hükümetin kamuoyuna sunduğu şekilde yapılamaz.
DPT Müsteşarı Kemal Mandenoğlu 11 Ocak 2010’da projenin sahibi olan Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bir mektup yolladı, kurumunun sakat ve eksik bulduğu noktaların altını çizdi. Ve projenin “biz kez daha değerlendirilmesini rica ederim” dedi.
Ancak, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım (ki Karayolları’nın patronudur) DPT’nin bu uyarısını kulak ardı ederek, ‘’Bu sene içerisinde ihale etmeyi hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.
Ne var ki, bence yapamayacak. Çünkü DPT’nin itirazları görmezden gelinemez.
Bu itirazların başında şehrin kuzeyindeki orman ve su havzalarında yapılması öngörülen köprü ve çevre yollarının İstanbul’a yapacağı çevresel etkinin değerlendirilmemesi geliyor.
Çevre uzmanlarına göre köprünün kuzeyden geçmesi o bölgede yapılaşmaya yol açacak, İstanbul’un nüfusu yedi-sekiz milyon artacaktır. Bu da dünyanın yaşanılması en zor şehirlerinden biri olan İstanbul’u cehenneme çevirecektir.
Ama Yıldırım’a göre ÇED raporuna gerek yoktur. DPT ise aynı fikirde değil. Projenin “doğuracağı etkiler... düşünüldüğünde güzergâhı boyunca çevresel etkilerin ciddi bir şekilde etüt edilmesi gerekmektedir.”

Projenin doğuracağı etkiler
DPT üçüncü boğaz köprüsünün birinci ve ikinci köprüler arasındaki trafiği rahatlatacak ve raylı sistemi de kapsayacak şekilde yapılmasından yanadır.
Yıldırım’ın köprüsü ise bu taleplerin her ikisine de cevap vermiyor.
DPT’nin bir başka önemli itirazı projenin finansmanı ile ilgili.
Yıldırım, köprünün yap-işlet devret modeline göre yapılacağını açıkladı.
Şirketler projeyi kendi ceplerinden gerçekleştirecek, sonra da verdikleri paraları geçiş ücretlerinde çıkaracaklar. Ancak Yıldırım’ın önerdiği güzergâhta trafik yoktur. Bu nedenle Türkiye’nin yapımcı şirketlere “trafik garantisi” vermesi şarttır. Kısaca, köprüden geçsin geçmesin belli miktar aracın parasını devlet firmaya ödeyecek.
Oysa güneyde, trafiğin olduğu yerde, müşteri hazırdır.
Karayollarının DPT’ye verdiği trafik tahminleri yanlıştır. “Bu nedenle” diyor DPT mektubunda “sağlıklı verilere dayanan trafik analizleri yapılması gerekmektedir.” Ve ekliyor: “Kamu adına verilecek trafik garantilerinin daha gerçekçi ve kamunun çıkarlarını azami düzeyde gözetecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.”
DPT’nin bu raporu Ulaştırma Bakanı Yıldırım’a şu soruları sormamızı kaçınılmaz kılıyor: “Kamunun çıkarlarını azami düzeyde gözetme” konusunda siz ne düşünüyorsunuz Sayın Bakan?
DPT’nin talep ettiği çalışmaları yaptırıyor musunuz? Yoksa isteyen istediği kadar bağırsın, ben Başbakan’ımın talimatlarını uygular, köprüyü onun istediği yere yaptırırım mı diyorsunuz?