Henry Kissinger ABD Dışişleri Bakanı iken (1973 -1977) Avrupa’nın tek sesle konuşamayacak kadar dağınık olmasından şikâyet etmiş ve “Avrupa ile konuşmak istersem kime telefon etmem lazım?” diye sormuştu.
Aynı soru Kürtler konusunda da geçerli.
Türkiye Kürtlerinin lideri kim? Kim Kürtler adına konuşuyor?
İmralı mı, Kandil mi? Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Ahmet Türk mü? Abdullah Öcalan’ın İmralı’da nabzını tutmaktan sorumlu Aysel Tuğluk mu?
Barış Ve Demokrasi Partisi eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve/veya Gültan Kışanak mı? Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir mi? Kürt ekran meddahları mı?
Bu sorunun cevabı yok. Bundan
dolayı da kafalar olması gerektiğinden karışık. Benimki karışık, hiç olmazsa.
Bu iyi değil. Kürtlerin talepleri konusunda karar verebilmek için ne talep edildiğini açıkça bilmek lazım. “Genellikle” ne istediklerini bilmek yeterli değil.
Öneriler açıklamaya muhtaç
Kürt liderler bir ağızdan ve açık konuşmalıdır. Ve her Allah’ın günü damdan düşer gibi yeni ve ne olduğu açık olmayan önerilerle ortalığı karıştırmamalıdırlar.
Demokratik Toplum Kongresi birkaç gün önce Diyarbakır’da bir “çalıştay” düzenledi ve ortaya “Türkiye’nin siyasi-idari yapısında reform ve Kürt sorununda çözüm modeli” isimli bir belge yayınladı.
İstenen “Ülke bütünlüğü içinde halkın yerelde söz ve karar sahibi olmasını sağlayacak ve tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği düzeyde özerklik kazanması.”
Çok güzel. Ama bunları sağlamak için sıralanan önerilerin çoğu müphem ve açıklamaya muhtaç.
Demirtaş “Somut çözüm önerisi, modelini nasıl geliştirebiliriz yaklaşımı ile Demokratik Özerklik Projesi’ni ortaya koyduk” diyor. Ama bu yeterli değil. Önerilerin içinin dolu olması lazım.
Dil konusunun ‘ayrıntıları’
Bir tek örnek alacak olursak, “Anadilde eğitim” nedir?
Bu hem siyasi hem akademik bir konudur. Ayrıntıları ne kadar iyi düşünüldü? Bu konuda çalışan dil bilimciler var mı? İstenilen nedir? Kürtlerin Kürdistan dediği bölgede anaokulundan üniversiteye eğitimin Kürtçe olması mı? Yoksa Türkçe derslerin yanında seçmeli veya zorunlu Kürtçe dil/edebiyat/tarih mi okutulması? Kürtlerin çoğu batıda oturuyor? Dil konusunda oralar için ne öneriliyor?
Bu soruların cevabını bilmeden bu konuyu tartışmak, hatta ciddiye almak, mümkün değildir.
Diyarbakır’da ortaya atılan önerilerin bazıları malum çevrelerin tepkisini çekti.
Kürt konusunda neyin konuşulup neyin konuşulamayacağı sadece Kürtlerin değil, bütün ülkenin özgürlüğünü tanımlar.
Duymak istemediklerimizi de dinlemek demokratik borcumuzdur.
Hem silahlar hem insanlar sussun isteyemeyiz.