Pazartesinden başlayarak dünya borsalarında meydana gelen büyük düşüşler bu düşünce tarzının terk edilmiş olduğunu gösterdi. Panik ABD Başkanı George W. Bush'un yavaşlamakta olan ekonomiyi uyarmak için 140 milyar dolarlık bir paket açıklamasından sonra patladı. Piyasalar paketi çok geç, çok az ve çok etkisiz olarak değerlendirdi ve ABD ekonomisinin yavaşlamaktan kurtulamayacağı sonucuna varıldı.Yavaşlamanın Avrupa ve Asya'nın da hız kesmesine neden olacağı korkusu borsalarda satışlara yol açtı.ABD ekonomisinde ne olursa olsun, Avrupa ve Asya'nın sarsılmadan yollarına devam edecekleri inancı da terk edildi. Dünya çapında borsalardaki düşüş durgunluk beklentisinin hisse senedi fiyatlarına yazılmasıdır. Şurasına artık kesin gözüyle bakabiliriz: Ağustosta ABD uzun vadeli konut piyasasında patlak veren kriz finans sektörünü hasta ederek uluslararası bir sorun haline geldi. Hızlı büyüme/ ucuz ve bol paranın "Lale Devri" sona erdi. Bu sona eriş geçici, kısa veya bir şişkinliğin düzeltilmesinden ibaret değildir. Birkaç gün öncesine kadar yatırımcılar Amerika Birleşik Devletleri'nde kaynamakta olan krizin Avrupa ve Asya'ya bulaşmadan durulacağını hesaplıyorlardı. Bir analistin değerlendirmesiyle: "Dünya borsa endekslerinin hemen hemen hepsinin zirvelerinin yüzde 20'den fazla inmiş olması bunun bir düzeltme değil, durgunluk durumuna geçiş olduğunun geleneksel kanıtıdır."Finansal bir atasözüne göre, "Bizi krize sürükleyen de krizden çıkaran da bankalardır." Eğer bu doğruysa, ABD'deki kriz uzun sürecek. Çünkü uzun vadeli konut kredilerindeki çürümenin sektörün ne kadarını sarmış olduğu belli değil. Kredi kartı ve otomobil kredilerinde, ardından reel sektör kredilerinde meydana gelmesi beklenen kayıplar var. Bunlar ne kadar olacak ve hesaplanması ne kadar sürecek?Goldman Sachs'ın hesabına göre, sadece mortgage ve kredi kart zararları bankalara 700 milyar dolara mal olabilir.Ekonomistlere göre, ABD'de ortalama yavaşlama süresi on bir aydır. Tahminim, bu defaki yavaşlamanın bundan uzun süreceğidir.Gidecek emin yer arayan paranın bulacağı yerlerden birinin Türkiye olacağını söylemek kolay değil. Bu düzeltme değil Gayri safi milli hasılanın yüzde sekizine yaklaşan cari açık, hız kaybeden büyüme, artışa geçen enflasyon, gelişmelere refleksi zayıf bir iktidar Türkiye'nin çekiciliğini azaltıyor.Hükümet ekonomide reform yaparak yatırımcıların güvenini kazanabilir, global gelişmelere karşı Türkiye'nin direncini takviye edebilirdi. Ama reform çağrılarına kulak tıkayarak hareketsiz kalmayı tercih etti. Üstelik, çok lazımmış gibi, türban sorununun altındaki kısık ateşi de açtı.Borsa yüzde 18 düşerken, lira yıl başından bu yana yüzde 8 değer kaybetti. Lira borsayı yakalarsa hem bankacılık sektörü hem de reel sektörde büyük başağrısı yaratabilir.Yavaşlamanın ne kadar derin ve uzun olacağının bilinmediği bir ortamda tahmin yapmak ve tavsiyede bulunmak zordur. Benden daha akıllı insanlardan öğrendiğime göre, en akıllı hareket tarzı, dibi görünceye kadar beklemek ve nakitte kalmaktır. mmunir@milliyet.com.tr Liranın kaybı borsayı yakalarsa